Hikmet ve adalet

20 Ağustos 2023 Pazar

Bodrum’da her yol var. Her yol Bodrum’a çıkıyor.

Bodrum’un her köşesini birbirine bağlayan anayoldaki görkemli TC levhası, zamane adaleti için sanki bir esin kaynağı: TC Adalet Bakanlığı Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü Barış Pehlivan’ın 5. kez içeri gireceği belli olunca “Keşke buralarda küçük bir yer kiralasak da serbestliğin ‘denetim cezasını’ Bodrum’da çekse. Yazılarını, kitaplarını da burada yazsa” diye düşündük arkadaşlarla.

Belli ki binlerce “denetimli serbestlik ‘cezası’ almış vatandaş” Bodrum’da yaşıyor.

Barış’ın başı kel de değil!

Ama ne yazık ki devreye anında, Silivri Marmara Açık Cezaevi alındı.

Alkolsüz şampanya, etsiz çiğ köfte, zurnasız peşrev oluyor ama “Silivrisiz adalet” olmuyor.

Adam gibi gazetecilik yapanlar, yapmak için gözünü karartanlar, özgürlükleri, laik Cumhuriyeti savunanlar hep Silivri’ye tıkılıp tıkılıp durdular.

Silivri Kampusu’nda adalet de hukuk da koğuşa, hücreye, anahtar teslim pişiriliyor.

Son on beş yirmi yıldır bu düzen böyle sürüm sürüm yürütülüyor.

***

Zaman zaman yüz kızartıcı yanlışlar yapıldı.

Adalet diye haksız cezalar kesildi, uygulandı. Ömürlerden ömür çalındı.

FETÖ’ye yüklenip eller yıkandı.

Aralara “Yok deve!” denilecek cinsten gülünçten öte rezil uygulamalar sığdırıldı.

“Amblemi ‘ampul’ olanın icraatı da buna uygun olmalı” diye yazmışız bu köşede.

O yazıdan birkaç satır :

Koğuşların elektrik parası tutuklu ve mahkûmlardan alınıyor!

Artık, ‘Yok deve!’ mi dersiniz.

Yoksa ‘Yok A-kepe’ mi?

Size kalmış!

 2011 yılıydı. Silivri “Kampusu”nda meslektaş ve eş dost ziyaretindeydik.

Elektrik parası kesintisi haberini gardiyan nezaretinde görüştüğümüz, Profesör Mehmet Haberal’dan almıştık.

Ömründen gasp edilecek olan 4 yıl 3 ay 18 gününü henüz doldurmamıştı.

Belki de çok okuyup yazdığı, çok elektrik harcadığı için elektrik parası sadece ondan alınıyor diye düşündük.

Açık görüş bittikten sonra, hapishane yönetimine uğrayıp sorduk.

“Hayır, tüm tutuklu ve hükümlülerden alınıyor! Katkı payı olarak” dediler!

Aslında “Demokratik Katkı Payı” demeleri gerekirdi.

“İleri demokrasi”mize daha da yakışacaktı.

 Evet. Az gittik uz gittik...

“Asmayalım da besleyelim mi?” Evren Paşalı dönemden hapishane elektriğini mahkûmlara ödeten Kasım Paşalı döneme geldik.

Ampullü iktidar’ın adına çok uygun!” diye yazmışız bu köşede. (10.06.2011)

***

O dönemde Mustafa Balbay’ın “Zulümhane”, Mehmet Haberal’ın “Adalet Viranesi” dediği Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü, Silivri’nin tepelerinde, dağ başında.

Silivri Adliyesi ise ilçe girişinde.

Görüşme izni almak için adliyeye uğramak gerekiyordu.

Adliye girişinde, Atatürk’ün tunç harflerle yazılmış fazla bilinmeyen sözü karşılıyor sizi:

“Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet olarak varlığı kabul olunmaz!”

Belli ki “Adalet mülkün temelidir!” sözünü biraz aşınmış bulmuşlar.

Adaletin gücü ile ulusun bağımsızlığı ve devletin varlığı arasındaki bağı adliyenin duvarına ve kafalara kazımak istercesine yazmak istemişler.

Silivri Adliyesi duvarına “adalet gücünün bağımsızlığı” ile “devletin bağımsızlığının” ilişkilendirilmesinin bir hikmeti olmalı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları