CHP 100 yaşına yan bastı

10 Eylül 2023 Pazar

Dün Cumhuriyet Halk Partisi’nin 100. yıl kuruluş yıldönümüydü.

Toplam 7-8 saatlik bir “etkinlik” ile dün kutladı. (Bugüne saat 16.00’daki hatıra ormanı açılışı kaldı.)

Hacı Bekir Şekercisi de Kurukahveci Mehmet Efendi de 100. yıllarını daha anlamlı törenlerle kutlamıştı.

CHP ileri gelenleri, üstünkörü bir etkinlik denilmesin diye yine de pratik önlemler almışlardı.

Bu etkinliğe “candan” ve “gönülden” üç de bölüm eklenmişti.

- Candan önlem, Candan Erçetin konseri.

- Gönülden önlemler ise “genel başkanlara ödül takdimi” ile Kemal Kılıçdaroğlu konuşması.

**

Anıtpark’taki kalabalık Candan Hanım’ın konseri içindi.

Ama konser en sona bırakılmıştı. Tatlılar en sona malum.

100. yıl filmi ile halk dansları da vardı. Geçiniz.

“Genel başkanlara ödül takdimi” faslı kimi partilileri çok heyecanlandırmıştı. Kemal Bey kendine de ödül verebilir diye bahse girenler oldu mu? Olduysa şaşırmak gerekmez.

Peki ya 100. yıl mesajı ne olacak?

Yeni bir yüzyıl başlıyor. Daha şaşıracak ne kaldı?

Kendisine oy veren 25 küsur milyon seçmenden de helallik isteyecek miydi?

Genel başkanlar diye Altan Öymen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın’ın isimleri de programda yoktu. Ya rahmetli Deniz Baykal? Ona da ödül verilecek miydi?

- Onun adına ödülü kim alacaktı?

Bu soruların yanıtı için gece yarısından önceyi beklemek gerekiyordu. O zaman da bu yazıyı mektup yapıp asker arkadaşlarına WhatsApp’lamak gerekecekti...

İşin özü özeti Bahçelievler Anıtpark’taki kalabalık, Candan Erçetin’in söyleyeceği şarkılar için toplanmıştı.

***

Kemal Bey yerine konuşmayı Candan Erçetin yapsa, Kemal Bey de şarkı türkü söylese. Dinleyiciler çok daha mutlu olurdu. Madem değişim!

Candan Hanım eğitimi, birikimi, saygınlığı, şarkılarının felsefesi ve içeriği ile benzetmek gibi olmasın her yanıyla yönüyle ezberlediğimiz Kemal Bey’den çok daha ilginç bir karakter.

Galatasaray’dan bir arkadaşı ve meslektaşı ile ayaküstü tanışma ve konuşma şansımız oldu.

Candan Hanım, siyasal bilinci toplumsal duyarlılığı çok farklı bir sanatçı. Zaten sanırım bu çok önemli yıldönümüne çağrılmasının nedeni de bu. Acaba siyasal gündemle ilişkili şarkılar söylemeyi tercih edecek mi?

Muhatabım, “Sanmam” dedi, “Riskli olabilir. Alınganlığa yol açabilir.”

- “Neden nasıl yani?”

- Mesela en tutulan şarkılarından birini biliyorsunuz: “Yalan!”

Bunu o atmosferde söylemesi hassasiyet yaratabilir.

Şarkının sözlerini cep telefonundan arayıp gösterdi:

“Yalan! Geri döndüren gördün mü geçmişi? Boşa soldurdun o nazlı gençliği.

Bir avuç toprak için yor kendini. Dünyada ölümden başkası yalan.

Yalan başkası yalan... Zaman kendine benzetmez herkesi. Hesapsız açar baharlar pembeyi... Açmadığın dalda sözün geçer mi... Dünyada ölümden başkası yalan.

Sitem etme haberi yok dağların... Ellerini gözlerinle bağladın... Faydası yok geç kalınmış figanın... Dünyada ölümden başkası yalan...Yalan başkası yalan!”

Gerçekten de “Yalan”ın sözleri adrese teslim bir mesaj gibi.

**

100. yıl kutlanıyor.

Ama herkesin aklında “değişim” olacak mı?

Olursa nasıl olacak?

Kemal Bey’in kurultaya kadar da sonrasında da havanda su dövmeye, ipe un sermeye devam edeceğini artık herkes biliyor.

Sonrası ise bugüne dek olduğu gibi Allah kerim.

**

Candan Hanım’ın bu konuda şarkıyla vereceği bir mesaj var mı?

Muhatabım “Olmaz olur mu?” diyor.

Yine cep telefonu ekrandan bulup elime tutuşturuyor.

Şarkı değil, felsefe metni veya köşe yazısı.

“Değişiyoruz. Her şey değişti. Biz de değişiyoruz. En doğrusu bu değil mi?

Kırılmaktansa, sert ağaçlar gibi, kafa tutunca rüzgâra... Hoyrat rüzgâr kırar geçer, ağaç ölürse geriye rüzgarın hükmü kalır. Ve rüzgâr bütün zorbalığıyla kazanır.

Oysa bir çınar asırlarca iyiliği yaşatır.

Gölgesi değişirken bilgisi hep yol alır.

Değişiyoruz ama, iyi midir kötü mü bilemem

Dönüşüyoruz ama, hayra ya da şerre yoramam

Gelişiyoruz ama fırtınalara boyun eğerek

Gülüşüyoruz ama içimizden acı çekerek

Her şey değişti, biz de değişiyoruz.”

**

100. yıl kutlamasına Candan Erçetin’in çağrılması fikri Kemal Bey’den çıkmışsa bu köşeyi kendisine bırakırım. Söz...

1999’da da Sabah’ta o köşe yazıyordu. Sosyal güvenlik, işçi ve SSK konularında...

**

Bu yüzyılın onuru elbette CHP ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ölümsüz önderi Mustafa Kemal Atatürk’ündür.

“Protokol onuru” ise CHP liderlik koltuğundaki Kemal Kılıçdaroğlu’nundur.

CHP ve TC’nin temelleri birlikte atılmıştır.

100. yılı “CHP’li cumhurbaşkanı” sıfatı ile kutlamak gibi bir çılgın projeye yönelmesi iyi niyetli bir ham hayal idi...

Keşke özgül ağırlığını, birikim ve deneyimini de hesaba katabilseydi.

Tunceli’den milletvekili adayı olmayı bir kez bile denemeye cesaret edemedi. Ama Cumhurbaşkanlığı adaylığına balıklama atladı.

Rahmetli Kamer Genç, tam (bağımsızlık) dahil bile her partiden Tunceli’den yedi kez vekil seçilip gelmişti.

Ama “Ben Dersimli Kemal”, böyle bir şeye bir kez olsun cesaret edemedi. Sadece bu siyasal gerçek bile cumhurbaşkanlığı makamını hak etmediğinin kanıtıydı.

Bunları değil yazmak, düşünmek bile üzücü.

Nitekim kendisi ve çevresi de aynı hissiyat içinde olmalı ki yüzlerce -belki binlerce- eski-yeni partili milletvekiline, önde gelen-giden parti üyesine gönderilen davetiyelerde isim ve imzası yoktu.

**

Oysa 100. yıldönümü davetiyesini genel başkan olarak imzalamak bir onur ve ayrıcalıktı.

Belli ki itibardan ve israftan tasarruf etmeye karar verdi.

Daha derin bir neden ise davetiyenin başlığındaki “Geçmişin mirasıyla yeni yüzyıla hazırlanan CHP” ifadesiydi.

İfade çok fiyakalı ama sorunluydu.

“Helallik alma” politikasından vazgeçmeyi sağa açılım, tarikata cemaate saçılımdan vazgeçmeyi gerektirir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları