Adnan Binyazar

Amasanga

12 Haziran 2020 Cuma

Çiğli Belediyesi Nâzım Hikmet, Attila İlhan, Börklüce Mustafa, 2 Temmuz Sivas Şehitleri, Ruhi Su, İsmail Hakkı Tonguç, Fakir Baykurt gibi değerlerimize doğum ya da ölüm günlerinde anma etkinlikleri düzenledi. Bu yıl etkinliklerine Fakir Baykurt adına her yıl verilecek Roman Ödülü’nü de kattı.

Aralarında benim de bulunduğum, Bahri Karaduman, Hidayet Karakuş, Işık Baykurt, Öner Yağcı’dan oluşan seçici kurul, bu yıl ilk kez verilen Fakir Baykurt Roman Ödülü’ne Turan Ali Çağlar’ın Amasanga adlı romanını değer buldu. Ödül oybirliğiyle verildiğinden, romanı tanıtmak istedim.

Olay örgüsü

Amasanga, en başta roman sanatı, olay örgüsü, temel aldığı tarihsel dönemleri simgeleyen kişi yaratımları, kadında yoğunlaşan kurgusal yapısı, işlenen konuyu bütünleyen dilsel düzeyi yönlerinden seçkin bir roman. Yazar, ütopyaları da çağrıştıran tarihsel olaylar bağlamında, insanın bağımsızlığa erme direncini öne çıkararak, konuyu çağının baskıcı sorunları doğrultusunda geliştiriyor.

Romanda Hititlerden başlayıp Frigyalılara, Selçuklu’ya, Osmanlı’ya, Cumhuriyet dönemine uzayan tarihsel dönemlerin toplumsal gelişim süreci irdeleniyor. Amasanga bu açıdan, kölelik döneminden başlayıp günümüzde de etkisini sürdüren baskılara karşı direnen insanın öyküsüdür.

Yazar, olayı Amasanga (Amazon) kadınları üzerinde yoğunlaştırırken onların kadınsallığını sergilemiyor, akıllarını kullanarak zorlukları aşma yeteneklerini öne çıkarıyor. Sonunda, Hititli Amasanga’nın yerini, Cumhuriyet döneminin çağdaş kadını Çiğdem Kızılırmak alıyor.

‘Amasanga’lar

Yazar, “Bu roman, adları yanlışlıkla ‘Amazon’ olarak tarihe geçen eşitlikçi kadın Amasangaları anlatır” diyor. Onların ne tür kadınlar olduğunu açıklayarak, tarihsel bir önyargıyı çürütüyor:

Amasangalar ne denli uysal, samimi, sevecen olsalar da erkek egemen toplum onları sürekli küçümsemiş, kötülemiştir. Avrupa ülkelerinde ortaçağ boyunca cadı avları düzenlenmiş, bir kısmı öldürülmüş, yakılmıştır. Türklerde ve Ortadoğu toplumlarında iyi davranılmamış, eli maşalı, cadaloz, erkek Fatma gibi sıfatlarla aşağılanmıştır.

Romanda kimi zaman kendi dillerinden, çoğu zaman yakınlarından okunması gereken Amasanga efsanesi, binlerce yıldan beri süregelen kadın mücadelesinin bitmediği, günümüzde de pek yakınımızda süregeldiğinin anlatısıdır. O zaman, onların hep söylenegeldiği gibi, erkek düşmanı, ama boyun eğici de olmayan eşitlikçi insanlar olduğu anlaşılacaktır.

Makal-Baykurt-Çağlar

Mahmut Makal, Bizim Köy adlı yapıtında, güçlü gözlemlerle yansıttığı köy insanlarının gerçeğini yalın bir dille beyinlere çivilemiştir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar gibi o dönemin önemli yazarlarının da seçici kurulunda bulunduğu Yunus Nadi Roman Ödülü, Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü adlı romanına verilmiştir. Romanın başkişisi Irazca, üç beş evlik bir köyde, kadın direngenliğinin gücünü yaymıştır dünyaya.

Turan Ali Çağlar, Amasanga’da, adları “Çiğdem çiçeği” anlamına gelen Hititli Antahsum, Vanessa, Mahmure’ye, içinde yaşadığımız çağın erdemli öğretim üyesi savaşımcı Çiğdem Kızılırmak’ı da katmıştır.

Makal’la Baykurt Köy Enstitüsü çıkışlı ilk öğretmenlerdendir. Çağlar ise Köy Enstitüsüyle eş tutulacak okullarda okuyarak öğretmen olmuştur.

Bu üçlü oluşum, “rastlantı” sayılmamalı...

Başta şiir, yaratı ürünü olan roman, öykü gibi anlatı sanatları, kimi dönemlerde gözden düşürülse de ortamını bulunca yeni oluşumlara yol açar. Çağlar’ın Amasangası özünden beslenen bu oluşumun en canlı örneğidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları