Deniz Berktay, Kiev'den bildiriyor: Kuzeyden notlar, Türk merkezli Avrasyacılık
Geçen haftaki yazımda, Aleksandr Dugin’in temsil ettiği Rus merkezli Avrasyacılık’tan bahsetmiştim. Bu düşünce Avrasya halklarının Batı’ya özellikle İngiltere ve ABD’nin temsil ettiği Atlantikçi güçlere karşı mücadelesini öngörüyor. Fakat bu birliğin Rusya’nın ve Rusların merkezde olduğu bir sistemde gerçekleşmesini istiyor. Bu Rus merkezli Avrasyacılığın dışında bir de Türk merkezli Avrasyacılık var. Sultan Galiyev ve Molla Nur Vahidov’un temellerini attığı. Bugün kısaca buna değinmek istiyorum.
Sultan Galiyev’le tanışmamı öncelikle, Cumhuriyet gazetesinde Attila İlhan’ın yazılarına sonra da 1990’lı yılların ortaları ve sonlarında üç kişiyle birlikte Ulusal Dergisi’ni çıkartan dostum Hakan Reyhan’a borçluyum.
Sultan Galiyev ve Molla Nur Vahidov, Rusya’nın kuzeyine yakın bir yerdeki Tataristan’ın merkezi olan Kazan’dan idi (Kazan Tatarlarıydılar). Galiyev, 1917 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne (Bolşevik Parti) katılmıştı. Fakat, çarlık düzeninin devrilmesinden sonra, Sovyet yönetiminin de - özellikle Türk kökenli halkların yaşadığı bölgelerde- benzer şekilde baskıcı politikalar sürdürdüğünü görmüştü. Bu nedenle Çarlık dönemi komutanları yeni Sovyet rejimine başkaldırdıklarında, Rus İç Savaşı başladığında Türk kökenli halkların önemli bir bölümü ilk başlarda çarlık generallerine destek verecek, fakat onların bu halklara hiçbir özgürlük vermeyeceklerini gördüklerinde çaresiz kalacaklardı. İşte Galiyev, Sovyet yönetimi ile Türk kökenli halklar arasında köprüler kurmayı ve bu halkları çarlık yanlılarının oluşturduğu Beyaz Ordu saflarından Kızıl Ordu saflarına çekerek Sovyet Devrimi’ni kurtarmayı başardı. Sovyet yönetimi de bundan sonra 1930’lu yıllara kadar yerli halklara saygılı politikalar uygulayacaktı.
SÖMÜRGELER ENTERNASYONALİ
Galiyev, hem Sovyetler Birliği’ndeki Türk kökenli halkların Ruslara karşı bir denge unsuru olmasını hem de dünyada sömürgeci Avrupa’ya karşı “sömürgeler enternasyonalinin” kurulmasını savunuyordu. Galiyev, Sovyet Devrimi liderlerinin aksine sömürgeci Avrupa ülkelerinde işçi sınıfı iktidara gelse bile ezilen milletler için bir şeyin değişmeyeceğini çünkü bu sefer Avrupa’nın işçi sınıfının sistemin başına geçerek az gelişmiş ülkeleri sömüreceğini dile getiriyordu. Galiyev, Moskova’daki Doğu Ülkeleri Komünist Emekçileri Üniversitesi’nin rektörü idi ve onun geliştirdiği “ezen merkez- ezilen çevre” teorisini, bu üniversitede okuyan ve sonra Cumhuriyet Türkiyesi’nin önde gelen aydınlarından biri olacak olan Şevket Süreyya Aydemir, Kadro Dergisi’nde geliştirecekti. Böylelikle Avrasya’ya ve dünyaya, Türklerin ve ezilen sömürge halklarının açısından yaklaşan yeni bir yaklaşım ortaya çıkacaktı.
Bu konularla ilgilenenlere Hakan Reyhan’ın üçüncü baskısını Dorlion Yayınları’ndan yapan “Doğunun Büyük Devrimcleri Mollanur Vahidov ve Sultan Galiyev” adlı kitabını okumalarını şiddetle tavsiye ederim.
denizberktay@yahoo.com
En Çok Okunan Haberler
- İşte en yüksek faiz veren bankalar...
- Muazzez İlmiye Çığ’ın ardında bıraktığı ‘karanlık iddia’
- Teğmene çirkin saldırıda yeni gelişme!
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- Özel'den dikkat çeken Kılıçdaroğlu kararı
- Rize'de heyelan meydana geldi
- Cemal Enginyurt'tan Cumhuriyet'e ilk açıklama!
- DP'de deprem: İstifa ettiler
- Bakanlık belediyenin işlerine dahil mi oluyor?