İyimserler iş başına: İklim iyimseri olmak ister misin?

İklim krizi ile mücadelede geleceğe yönelik olumsuz senaryolar daha çok ses buluyor. Ancak gezegenimizin iyiliği için savaşırken olumlu kalabilmek de mümkün.

İyimserler iş başına: İklim iyimseri olmak ister misin?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.01.2025 - 12:00

İyimserler ve kötümserler. Tarih bu ikiliğin anlatıları ile kaplı. En kısa haliyle iyimserleri işlerin, olayların, kişisel hedeflerinin iyi sonuçlanacağına inananlar ve kötümserleri tüm bunların yıkıcı sonuçlanacağına inananlar olarak tanımlamak mümkün. Bir de bu ikilik üzerine araştırırken özellikle 20. yüzyılın sonlarında iş yaşamında sıkça söz edilen gerçekçiler var.

Bana kalırsa gerçekçiler, gerçekçilik tutumuna bağlı olarak iyimser ve kötümserlerin bir alt kümesi. Zaten 21. yüzyıl gerek pandemi gerek yapay zekâdaki ilerlemeler gerek iklim değişikliği derken sıkı sıkıya tutunulan ve gerçeklik diye sunulanların pek de öyle olmadığını gösteren yeni bir devir oluyor. Gerçekçiliğin epey uzun bir geçmişi var ancak bu yazının konusu o değil. O yüzden oralara girmiyorum.

Aslına bakarsanız 2025’in ilk pazarında siz sevgili okuyucularımla iklim değişikliği bağlamında umut veren ve etki yaratan bir kavramı paylaşarak yıla başlamak istedim. Çünkü bitişlerin enerjisi kadar başlangıçların da enerjisi çok önemlidir. Ve yılın ilk haftaları hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için yenilenmemizi sağlayan güçlendirici bir ruha da sahiptir.

İklim değişikliğiyle mücadele özelinde 2024 “eh işte” bir yıldı. 2025’in hem hükümetler hem de özel sektör tarafından atılan adımlar bakımından daha farklı bir yıl olacağını gösteren açıklamalar, araştırmalar ve yılsonu raporları var.

Bunun yanında bir an önce atılması gereken adımlar atılmazsa 1.5 derece kritik eşiğinin aşılması, türlerin tükenme hızının artması, kıyı şeritleri bekleyen su baskınları, maddi ve manevi zararlar da bir kenarda duruyor.

“Peki iklim değişikliği ile mücadelede olumlu ve olumsuz gelişmeleri nasıl ele almak gerek?” “Bir taraf seçeceksem hangisini seçmeliyim?” “Olumlu olmak Polyanna’yı oynamak değil mi?” “Olumsuz olmak beni daha depresif yapıyor?” “Eko-anksiyete küresel ölçekte artıyor, bu konulara hiç karışmasam mı?” “Böyle bir dünyaya çocuk getirmekten emin değilim”.

Tüm bu soruları ve nicesini 2024 boyunca okurlarımdan gelen e-postalardan konuşmacı olarak katıldığım panellere, sergilerimden atölyelerime kadar birçok yerde duydum. Kendi uzmanlığım özelinde çeşitli yanıtlarım oldu. Yanıtların ana çatısını ise “iklim iyimseri” kavramı oluşturdu.

BEŞ ADIMDA İKLİM İYİMSERLİĞİ NEDİR?

- İklim iyimserliği dünyaya pembe gözlüklerin ardından bakan bir Polyannacılık değildir.

- İklim iyimserliği harekete geçmeyi engelleyen bir durum değildir. Birçok araştırma iyimserlerin hedefleri için daha odaklı olduğunu da gösteriyor. New York Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Gabriele Oettingen’in bu konudaki araştırmaları dikkate değer. Kendisi iyimser olmanın kendiliğinden olan bir durum olmaktan öte çaba getirdiğinden söz ediyor.

- İklim iyimserliği, iklim değişikliğinin getirdiği yıkıcı deneyimlerin farkında olarak çözüm odaklı bir davranış tasarlamak ve uygulamaktır.

- İklim iyimserliği, yaygın olarak istenen bir durum olan korkudan beslenip umutsuzluğa düşmek yerine insanlığın, gezegenimizin ve tüm türlerin geleceği için olumlu etki yaratmanın öneminin farkında olmaktır.

- İklim iyimserliği, umut, yaratıcılık, kadim kültürlere saygı ve cesaretle iklim anlatısında fark yaratmaktır.

HAREKETE GEÇİN

İklim iyimserliği hakkında başucu kitabı olabilecek Anne Therese Gennari tarafından yazılan ve 2022’de yayımlanan “İklim İyimserinin El Kitabı” eserini de okumanızı öneririm. İklim değişikliği konusunda daha fazla harekete geçmememizin psikolojik nedenlerini öğretecek ve evinizde, işyerinizde olumlu değişimi modellemek için araçlar kazandıracak bir kılavuz.

Bu haftayı bitirirken size bir sorum var. Kendimi bir iklim iyimseri olarak tanımlıyorum. Peki siz kendinizi iklim değişikliği ile mücadelede nasıl tanımlamak istersiniz?