Enkaz altında kalmış bir iktidar... 

Depremin birinci ayında bölgede su kıtlığı dahil hâlâ büyük sorunlar yaşanıyor...

Kayıp çocuklarımız... Perişan, umutsuz, yıkılmış on binlerce kardeşimiz...

Tüm gözler deprem bölgesindeyken Ankara’da 6’lı masada eşi görülmemiş bir siyasi deprem yaşandı!

Siyasetteki deprem bir anda bu büyük acıların üzerine geldi...

Liyakatsizliğin, kötü yönetimin derinleştirdiği bu felaket bir daha yaşanmasın diye, siyasetteki depremin enkazından da bir an önce çıkmak gerekiyor!

Kısa bir özet ile fotoğrafı görelim:

İYİ Parti lideri Meral Akşener masadan kalktı.

Üç, dört ay önce yaşansaydı tepki bu kadar büyük olmayacaktı...

Bir yıldır süren, liderler düzeyinde 12, kurmaylar düzeyinde sayısız toplantının, emeğin, çalıştayın, toplumu bilgilendirme çalışmasının ardından gelen büyük hayal kırıklığı...

Millet İttifakı adını alan 6’lı masadan bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmasını bekliyordu toplum. 

Ve zincirin son halkasında, en önemli toplantıda, üstelik seçime iki ay kala ve depremin yarattığı büyük toplumsal öfke ile hüzün duygusu arasında ittifaka bomba düştü!

Keşkeler havada asılı duruyor:

Keşke Kılıçdaroğlu aday olacağını daha önce Akşener’e ve masaya iletseydi.

Bu durumda Akşener’in tavrı böyle son dakikaya sıkışmayabilirdi... 

Keşke Akşener, Kılıçdaroğlu’nun aday olacağını tüm ülke anlamışken iletişim kurup “Aday olursanız masadan kalkarım” sözünü önceden söyleseydi...

Keşke Meral Akşener bu kadar sert konuşmasaydı. 

Keşke tüm bu tartışmalar, görüş ayrılıkları, kırıcı ifadeler medya üzerinden, sosyal mecralardan yapılan paylaşımlarla aktarılmasaydı.   

Keşke Cumhur İttifakı’nın dağıtmak istediği 6’lı masa, bütünlüğünü koruyabilseydi. 

Bu kavga 10 gün daha uzarsa Erdoğan seçimi güle oynaya kazanır...

Üstelik 20 yıllık iktidarın yarattığı karanlıkta, aydınlığa bu kadar yaklaşılmışken!...

Bundan sonra ne olacak? 

İyi tarafından değerlendirelim, bu krizden bir fırsat çıkabilir. 

İYİ Parti’nin ittifaklar dışında seçime girmesi, MHP ve AKP’de oy kaybını artıracaktır. Meral Akşener, -Karadeniz ve İç Anadolu başta olmak üzere- milliyetçi sağ seçmene “tek başına” yürüyeceği bir siyasetle daha hızlı ulaşabilir. 

Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın adayı olarak bugün açıklanmasına kesin gözle bakılıyor.  

Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra İYİ Parti’nin de aday çıkarması ile ilk turda cumhurbaşkanı seçilemez. 

İkinci turda demokrasi bileşenleri en çok oy alan adayın üzerinde ortaklaşarak sonucu belirler. 

Yani...

İYİ Parti’ye, İyi Partililere, Meral Akşener’e yönelik eleştirilerin dozu yükselmeye devam ederse Cumhur İttifakı’nın karşısındaki seçmen kitlesinde yarılma olur. 

Her bir oyun önemli olduğu seçimde Millet İttifakı’nın tek bir oy kaybına tahammülü olmamalı!

CHP, kriz sonrasını iyi yönetti. Kılıçdaroğlu’nun “Yanıt vermeyin”, “Polemik yapmayın”, “Sakin kalın” çağrısı önemliydi. 

İYİ Partili yetkililerin de giderek daha yapıcı konuştuğuna tanık oluyoruz. 

Artık “Bu kriz neden çıktı” diye sormak yerine “Seçim yeni yapılanmada nasıl kazanılacak” sorusuna yönelmek gerek!

14 Mayıs bir çırpıda gelecek...

Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun, toplumda büyük karşılığı olan ve siyasi krizde isimleri bir kez daha öne çıkan Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ı yanına alarak seçmen tabanını büyüteceğine inanıyorum. 

İYİ Parti ise “Aday kim olacak?” açmazına sıkışmış görünüyor.

Çünkü İYİ Parti, kimi aday olarak çıkarırsa çıkarsın Erdoğan’dan önce Kılıçdaroğlu ile karşılaştırılacak. 

İYİ Parti’nin bu açmazdan çıkışı da zor değil... Siyasetin içinde çokça pişmiş bir isim yerine, gençlere ilham veren, geleceğe söz söyleyen, siyasette yepyeni bir ismi vitrine çıkararak bambaşka bir mesaj verebilir Meral Akşener.

Önemli olan ikinci turda, devletin tüm taşıyıcı kolonlarını kesmiş, yolsuzluk batağında boğulan bu iktidara karşı; hukuk, demokrasi, özgürlük ve iyi bir yaşam hayal eden milyonları bir arada tutabilmek ve onları sandığa taşıyabilmektir. 

Olana değil, krize değil, seçime odaklanmalı!...