Yüzsüzlüğün Son Perdesi... (05.06.2014)

05 Haziran 2014 Perşembe

Hiç bu kadar çok renkli, çoksesli haberle yüz yüze kalıp hiç bu kadar yalan dolan içinde kafası karışmış, bilgi kirliliğinin hedefi olmamıştık... İnandırıcılık sadece medya için değil, siyaset için de değil, ülkenin hukuk devleti düzeni, demokrasi çarklarının işleyişinde yetkin, etkili, sorumlu tüm kurumlar, liderler, bireyler için diplerde... Geçmişte kalmış çok kötü günlerimiz olmadı mı? Çok acılar yaşandı, çok büyük insanlık suçları işlenerek, hak arayanlara çok ağır bedeller ödetildi... Ama insanlık onurunun hiç bu kadar ayaklar altına alındığı bir olumsuz, ufuksuz, umutsuz ilişkiler yumağı yaşanmadı...
Sonuçları çok acımasız... Hani Amerika’ya dünyanın en azılı suçlularının gönderildiği, çok zengin doğal kaynaklar üzerinde, en kuralsız, en kirli bireysel çıkar savaşlarının, paylaşım kavgalarının yaşandığı ABD’nin kuruluşu öncesi yıllara ilişkin, hiç eskimeyen “Vahşi Batı”yı anlatan, silahı gücü olanın kuralları koyduğu düzenlerin işleyişini anlatan filmlerdeki öyküler vardır ya... İyiler - kötüler, gücü en acımasız kirli çıkarlar adına kulanan ile hakkını korumaya çalışanların, ezilenlerin savaşlarında kirli çamaşırların saçılması... İşlenen suçların katlanması ile atbaşı gidiş tırmandıkça tırmanıyor. Kasaba ölçeğinde değil de ülke çapında, sorumlu, demokratik düzenin işleyişinden sorumlu iktidar erki yargı, Meclis, TSK, Emniyet.. tüm kamu kurumları, yönetim aygıtları, sivil toplum örgütlenmeleri, medyası, seçmeni, yaşayan halkı da içinde olarak geçerlilik kazanınca, ortaya çok acıtıcı bir sonucun çıkması kaçınılmaz oluyor...
İçinde taşaronluğun kalıcılığını getiren torba yasaya, bizi aptal yerine koyarak, madenlerde işçi katliamlarını azaltmaya, emek sömürüsünü azaltmaya yönelik kimi maddelerin konulması Erdoğan iktidarının en tipik yönetim, yasa hilesi taktiği... Doğal olarak Meclis komisyonundaki görüşmelerin, bağırıp çağırma, kavgaların, haberleri izleyen vatandaşlar tarafından anlaşılabilmesi olanaksız gibi... Hele de iktidarları ile ilşkileri, yandaşlıkları bağlantılı kimi sendika liderlerinden, sözde uzman yorumcularından gelen çelişkili açıklamalarla daha bir zorlaşıyor. Sonuç mu? İşçilerin, madencilerin algılamasında bile önyargılar, gettolaşılan cephelere göre ya da çok daha kötüsü sadaka düzeninin günlük kaygılarına bağlı tepkiler çeşitleniyor...

***

Oysa bu çağda insan, madencinin yaşam hakkı, işçilerin emek hakları üzerinden gerçekler, tartışılamayacak açıklıkta ve yalınlıkta... Maden mühendislerinin yeni biten bilimsel kurultayının sonuç bildirgesinin dün yayımlanan metnine bakmak bile yeterli olabilir... Madencilik üretiminde yaşanan Soma katliamında iktidarlarının siyasal sorumluluğu ne kadar gerçek, çıplaksa özelleştirmeler, taşaronluk, yüksek kârla üretim, emek sömürüsü, kirli sermaye-siyaset ilişkilerinden arındırılması zorunluluğu da o kadar ortada... Zonguldak’tan gelen ve Meclis komisyonuna girmek için çırpınan, yakınları ocaklarda ölen o madenci ailelerinin çığlıkları, öfkeleri bundan... Yeni cinayetlere yarayacak torba yasayı bir gün önce Başbakan Erdoğan, yine aynı Meclis çatısı altında ne de güzel parlatmıştı. Milletvekillerinin sesiz onaylarının ötesinde yandaş izleyicilerle birlikte “aferin” alkışlarını almıştı.
Dünün sıcak, önemli haberleri arasında elbet vergi affı var... Hani şu en yaygın vergi yüzsüzleri, suçlularını kurtaran, vergisini ödeyen vatandaşı cezalandıran, hepimizin sırtından en ucuzundan siyaset yapılan, AKP’nin oy kaybında en çok işe yarayacağı düşünülen yasa var ya... Galiba bu en kapsamlı boyutu ile iktidarlarının en üst kadroları ile hesap vermekten kurtarmaya yönelik en büyük kirlilik, vurgunların kapatılmasında en çok işe yarayacakmış... Şu kaçınılmaz Yüce Divan’a gidilmesi gerekli suçlarda, hesap sormayı unutturmak, kanıtları buharlaştırmak.. ana amaç görülmüş... Kayıtların sıfırlanması ile Sarraf’a uzanılan halkada hesaplaşmanın tarihe gömülmesi yanında iktidarlarıyla sermaye arasındaki ilişkinin genel tablosunu görmek gerek. 12 yıllık iktidarlarının bütün ihale vurgunlarında başı çeken yandaş sermaye grupları, vergi rekortmenleri listelerinde buhrlaşmamışlar mıydı?
Bu afta, en aşağılarda kayıt dışı, vergi kaçakçılığı, taşaronluklarla kazanan çoğunluk küçük sermayeli, kaderlerini iktidarlarına bağlamışların hâlâ iktidarlarına oy vermeleri hesabı da yok mu?
Yüzsüzlük üzerinde kirli çıkar ağlarında bilimsiz dönüşüm projeleri de çok çarpıcı örnekleriyle kamuoyu gündeminden hiç çıkmıyor, çıkmayacaklar... Çarpıcı gerçeklik rant yaratma, yaratılmış kirli rantla orantılı pay almada öne çıkmış iktidarları yönetim kültüründe kamu yararına aykırı kirli örneklerin sonu hiç gelmeyecek... Başbakan Erdoğan’ın üst yargı üzerinden eleştirilerinde odak, yakınma konuları içinde icraatlarının aksatılması var ya... Kamu yararı adına uzman meslek örgütlenmelerinin açtığı davalarla, bakanlıklar elinde toplanmış yetkilerle yapılan büyük büyük projeler için sık sık iptal kararları geliyor. Doğa, hak katliamları üzerinden vurgun, yağmanın önlenmesine çaba gösteriliyor... Son örnek Tozkoparan’da; sadece 14 yapı denetlenerek 5560 konut riskli ilan edilmiş...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları