Susmak, yılmak değil, hakkını aramanın zamanı

21 Eylül 2024 Cumartesi

DİSK Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, önceki dünkü Cumhuriyet’in 2. sayfasındaki yazısıyla, ülkenin örgütlü, örgütsüz tüm işçileri, emekçilerini, ülkemizde adalet savaşımının kazanılması yolunda, ülkenin her yerinde yapılacak, büyük işçi buluşmalarına katılmaları çağrısını yapmış. Çerkezoğlu, ülkemizin bugünkü koşullarında hâlâ çok düşük olan örgütlü sendikacılığa katılım çalışmalarının öncelikleri olduğunun altını çizdikten sonra, toplu, güçlü ülkede adalet çağrısının öneminin de altını çiziyor.

Geçtiğimiz aylar içinde ülkemizin her yerinde, yaşanan güncel sorunlarla bağlantılı gerçekleştirilmiş eylemlerin altını çiziyor. Ülkenin her kesiminin yüz yüze oldukları sorunlar ile haksızlıklar karşısında, sorunları üzerinden yapacakları eylemlerin önem, anlamları üzerinden gerçekleştirilecek, güncel gündemli yeni büyük işçi buluşmalarıyla, haklar savaşımının gücüne güç katılacağının vurgusunu yapıyor.

Saray yönetimin iktidar anlayışında değişen hiçbir şeyin olmadığı, olamayacağı gerçeğinin, söze dökülen haline, “İtibardan tasarruf olmaz” cümlelerine bakılması değil, uygulamalarının okunması, sonuçlarına bakmak kaçınılmaz oluyor. Kapalı kutu gibi bilinen icraatların sonuçlarına ilişkin her gün bir değil, bir sürü haksızlık, hukuksuzlukların, uygulanılan kitleler, hak sahipleri üzerinden acı sonuçları ile yüzleşiyoruz.

Çocuklarını pislik, hastalıktan kurtarabilmek üzere anneler okulların temizliğinde seferberlik yapmak zorunda kalıyorlar. Yandaş medyalar üzerinden bile, çoğunluk kitlelerin, çocuklarına bir öğün kaliteli yemek yedirebilme uğruna, belediyelerin açtıkları hizmet binalarının önünde oluşturdukları kuyrukların görüntüleri, saatler alan beklemelerin haberleri ile yüzleşiyoruz.

***

Hak hukuk gaspında en ağır suçların işlenmiş olduğu davaların içinde, bir tanesinde olsun olumlu bir gelişmeye tanıklık edebilsek, dişimizi kırabilecek ölçekte çarpık bir sevinç yaşayabiliriz. Bitmeyen senfoni havasında sonlandırılmayan bu türden can yakan davalarda, uzatmaları oynamak, kamuoyunun dikkatinden uzaklaştırmak geçerli tek strateji olmuş. Bizler nasılsa her gün yeni bir skandal boyutlu hak gaspı ile yüzleşmiş olarak bir önceki üzerinden dertlenmeden uzaklaşmış olabiliriz.

“Narin” kızımızın can hakkının en duyarlı savunucularının son iki gün üzerinden yaptıkları haberlerde karamsarlık, umutsuzluk sadece yüzlerine değil, veriler üzerinden kullandıkları bilgilerde de ağır basmakta. Taşeron suçlular üzerinden yürünecek bir yargılamanın kokusu öne çıkıyor.

Hakların, hukukun yaşamın her alanına dönük olarak bu kadar ağır gasp ediliyor olması gerçeği karşısında, kaçınılmaz yaşamın her alanına dönük olarak hukukun geçerli kılınması yolunda hak aramaların güçlendirilmesi kaçınılmaz olurken yaşatılan yaşamın her alanına dönük haksızlıklar, hukuksuzlukların atlanılmadan kamuoyuna yansıtılmaları, üzerlerinden hak arama savaşımlarının verilebilmesi zorunluluğu ile de yüzleşiliyor.

Özetle, susmak, yılmanın değil, hakların aranması, üzerlerinden savaşımların verilmesinin zamanıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları