Kimliklere odaklılıktan başarılara odaklılığa

21 Nisan 2023 Cuma

“Artık kimlikleri değil, başarıları konuşacağız. Farklılıkları değil, ortaklıkları, ortak hayalleri konuşacağız.” CHP lideri, cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ben Aleviyim” diyerek gençlere seslendiği konuşmasındaki en can alıcı cümle. 20 yıldır kimliklerle, ötekileştirme ve nefret söylemi üzerinden yönetilen Türkiye’nin bırakın ilerlemeyi, yerinde saymasının hatta daha da gerilemesinin ana nedeni. Bunu aşmadıkça yol almamız, farklı bir kulvara geçmemiz mümkün değil. Tüm kurumlara nüfuz ediyor, enerjimizi alıyor, yoruyor. Alevi, Kürt, Türk, türbanlı, laik... Bunlar üzerinden yapılan siyasetin bu ülkeye de bu ülkenin halkına da hiçbir yararı olmadığının herkes farkında. İşsizlik, eğitimsizlik, gelir eşitsizliğindeki büyük artış, yoksulluk, çevresel ve ekolojik sorunlar olarak geri dönüyor.

Geçen hafta 3 önemli rapor yayımlandı. Biri Türkiye Bilişim Vakfı’nın desteği ile ülkenin önemli sorunlarından biri olan beyin göçünün fotoğrafını çeken bir araştırma yapan Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’in raporu. Akçiğit, Türkiye’nin milli gelirini 10 bin doların üstüne istikrarlı bir şekilde yıllardır yükseltememesinin nedenlerini inceledi: “Buna ‘10 bin dolar tuzağı’ deniyor. Bu acı tablonun tek nedeni, bilimde ve teknolojide gelişmemek, motor gücü ise insani kaynaklarımız. Ülkelerin en değerli hazinesi, bu noktada bilim ve teknoloji yetenekleriniz, değerleriniz, bu güçleri bilim ve teknoloji üretmede seferber edip edemediğinizdir” diyor. Haksız mı? 12 bini aşkın akademisyen, 7 binden fazla doktor, 100 bini aşkın yazılımcı gitti yurtdışına...

TÜRKİYE’NİN İKİNCİ YÜZYILI

İkinci rapor, TÜSİAD ve TÜBİSED’in ortak hazırladığı Türkiye’nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için eylem çağrısı.

Özetle şunu söylüyor: Ülkenin yüksek teknoloji üreten ve satan bir ülke olabilmekten başka çaresi yok. 9 bin dolarlık milli gelir tuzağından kurtulabilmesi ve yoksulluğu yenebilmesi için Türkiye’nin tek çıkış yolu bu. Rapor ısrarla vurguluyor: Türkiye bütüncül bir teknoloji üretim merkezi haline gelmeli; kamu, özel sektör ve akademiyle birlikte uçtan uca adeta tek bir teknoparkmış gibi çalışılmalı; yenilikçilik, araştırma ve geliştirme kültürü ülkenin DNA’sına işlenmeli. (Her iki raporu da Herkese Bilim Teknoloji dergisinde ayrıntıları ile bulabilirsiniz).

GENÇLER İÇİN TARİHİ FIRSAT

14 Mayıs seçimleri asıl bu ülkenin gençleri için tarihi fırsat. Asıl onlar kendi geleceklerini oylayacaklar. Kılıçdaroğlu konuşmasında yoksul bir aileden geldiğini, buna karşın iyi bir üniversite eğitimi alabildiğini söylüyor. Aynı sözcükleri geçen hafta görüştüğüm, Kanada Vancouver’da UBC’de (University of British Colombia) görev yapan ve dünyanın en yetkin makine mühendislerinden biri olarak gösterilen Prof. Dr. Yusuf Altıntaş da benzer sözcükleri sarf etmişti. Ve ikisi de bugün eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kalktığını vurguluyor.

Tabii sorunu sadece eğitim ile çözebilmek mümkün değil. Eğitimin her kademesinde gelir eşitsizliğinin etkilerinin azaltılması ve fırsat eşitliği yaratılmasının ötesinde. Üniversiteleri bağımsızlaştıracak büyük bir reform hareketinden, katma değerli üretimin önünü açacak her türlü politika ve teşviklere kadar bütüncül bir yeniden yapılanma...

Bunların hiçbiri imkânsız değil. Teknolojik gelişmelerin ve dijitalleşmenin her şeyin odağında olduğu bir dönemdeyiz.

Buradan yola çıkarak toplumsal faydaya dönüşebilecek sürdürülebilir ekonomi politikaları geliştirmek önemli bir çıkış yolu olacaktır.

EKOSİYASET BİLDİRGESİ

Üçüncü rapor TEMA Vakfı’ndan. TEMA 1995 yılından itibaren tüm seçim dönemlerinde yaptığı gibi bu seçimde de siyasi partilere, ekosistemdeki bütün varlıkları bütüncül bir şekilde ele alan, ekosistem hakkını gözeten ve sadece bugünün değil gelecek nesillerin haklarını da tanıyan politikalar üretmeleri çağrısı yaptı. Su, toprak, iklim değişikliği, arazi kullanımı gibi doğaya ilişkin parametreleri sorunlar ve çözüm önerileri odağında ele alan bir ekosiyaset bildirgesi hazırlayarak partiler ve kamuoyuyla paylaştı.

Kimlik siyasetinden kurtulduğumuzda bunların hepsinin önü açılacak. Buna inanmak istiyorum...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları