CHP ve Bilgi Toplumu...

29 Nisan 2015 Çarşamba

2015 Türkiye’si “Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklar” üçgeninde daha da bölünmüş, farklılıklara tahammülsüzlüğün, kutuplaşmanın arttığı bir ülke... Geçen haftaki yazıyı “77 milyonun geleceğinde önemli bir dönemeç olmaya hazırlanan 7 Haziran seçimleri, sadece tıkanan bir siyasi konjonktür ve başkanlık sistemi tartışmaları açısından önemli değil. Bir o kadar önemli olan nokta Türkiye’nin giderek kayganlaşan ekonomik zeminde nasıl bir yol izleyeceği?” diye sonlandırmıştım. Şimdi kaldığım yerden devam.
Siyasi partilerin seçim söylemleri emekliye ikramiye, asgari ücretliye maaş artışı, sosyal yardım vs. üzerine yoğunlaşmış durumda. Halkın büyük bölümünün geçim derdi içinde boğuşuyor olmasını ve eğitim standartlarını göz önüne bulundurduğumuzda bu söylemin seçmeni doğrudan etkilemek adına başarılı olduğunu söylememek imkânsız. Özellikle Türkiye’nin yolsuzluk çıtasının inanılmaz yükselmesinin bile seçmeni etkilemediğini göz önünde bulundurduğumuzda... 13 yılın sonundaki tablo 6 milyon 200 bin işsiz, 17 milyon yoksul ve 3 aylığı bin liranın altında olan 8 milyon emekli ile apaçık önümüzde.
Ancak dedik ya ekonomik zemin son derece kaygan, işsizlik, cari açık, özel sektörün artık neredeyse sürdürülemez hale gelen dış borcu ve bunların üzerine tuz biber eken dolar kuru.... Güçlü bir ekonomi çok daha temel ve vizyoner politikalar gerektiriyor ve bilgi toplumu stratejisi daha katma değerli bir üretim açısından yaşamsal. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 4G ile zaman kaybetmeye gerek yok. 2 sene bekleyelim ve doğrudan 5G’ye geçelim” sözlerinin absürtlüğü, başbakan ve ekibinin Erdoğan’ı yoğun ikna turlarının ardından bu sözlerinden vazgeçirmesi, AKP iktidarının bilgi toplumu politikalarının ne kadar uzağında olduğunun en son çarpıcı örneklerinden biri. Bu yüzden AKP’yi bir kenara bırakıp CHP’nin bilgi toplumu stratejisinden bahsetmek istiyorum. Oldukça kapsamlı, üzerinde ayrıntıları ile çalışıldığı belli olan bir strateji. Aslında 2011 yılında CHP “Bilgi Toplumu Raporu” hazırlamış ve o dönemin genel başkan yardımcıları Emrehan Halıcı ve Sencer Ayata tarafından açıklanmıştı. Bu bile uzun soluklu bir strateji olduğunu anlatıyor.
CHP’nin ekonomi programı bilgiye, bilginin altyapısına ve insana yatırımı önceliklendiriyor. “Sermayenin bilgi barındıran sermayeye dönüşmesi kamu eliyle teşvik edilecektir” sözü önemli. Keza “Akıllı kent sistemlerinin yaygınlaşması için uygulamaların yazılımlarını açık kaynak olarak geliştireceğiz” vaadi. Hızlı kentleşme, akıllı kent sistemlerini artık zorunlu kılıyor ve Türkiye’nin bu alandaki ithalatını, en azından yazılım ithalatını merak ediyorum doğrusu. Açık kaynak ve açık inovasyon, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bilgi toplumu haline dönüşümün can damarlarından biri. Ar-Ge’nin GSYH içindeki payını yüzde 3’e çıkarmak ve bölgesel Ar-Ge politikalarına yönelmek, yerli yazılımı teşvik etmek ve bilişim alanında ara eleman eğitimi, yazılım ihracatının önündeki dolaylı vergilerin kaldırılması, girişimcilik ekosisteminin oluşturulması gibi konular yine strateji içinde dikkatimi çeken hususlar.
Ben bunların hiçbirini diğer partilerin seçim bildirgelerinde görmedim. Geleceğin Türkiye’sini inşa etme söz konusu olduğunda bunların da yaşamsal olduğunu unutmayalım...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları