Olaylar Ve Görüşler

Ülkede ucuz gıda artık düş - Hüseyin SÖZERİ

26 Mayıs 2022 Perşembe

Her üründe olduğu gibi gıdada da girdi fiyatları artışı üretim maliyetlerini, arkasından üretici fiyatlarını yükseltti. Bunu TÜİK’in açıkladığı nisan ayı tarım-ÜFE (üretici fiyat endeksi) verilerinden anlıyoruz. Yaz aylarında da domates, biber, patlıcan, salatalık vb. yaş meyve sebzenin, ekmeğin, et ve süt ürünlerinin ucuzlaması “yalan” oldu. 

Ucuz gıdanın yalan olmasının nedenini yalnızca girdi fiyatlarının yükselmesiyle açıklamak, tek adam yönetiminin “Dünyada da artıyor!” söylemine katkı koymak anlamına gelmektedir. Gıdanın ulaşılabilir olmaktan çıkması, tek adam yönetiminin ısrarla uyguladığı neoliberal tarım politikasının sonucudur. Çünkü uygulamalarıyla tarımsal üretimi yerli ve uluslararası tekellerin denetimine vermiştir. Tarımsal yapı dağıtılmış, üretim deseni bozulmuş, küçük aile işletmeleri örselenmiş, dayanışma ağları parçalanarak etkisizleştirilmiştir. Elinden tohumları alınmış, girdi sağlayıcılara bağımlı kılınmıştır. 

Çiftçiler, ocak ayında, Ankara'ya gelmiş ve Tarım ve Orman Bakanlığı önünde eylem yapmıştı.

BUNLAR NASIL YAPILDI? 

Kamucu anlayışla üretimi destekleyen, yönlendiren tarımsal KİT’ler özelleştirildi. Tarımla ilgili Ar-Ge çalışmalarının yapıldığı, yerli tohumun üretildiği kamu işletmeleri/arazileri yap, işlet, pay ver modeliyle devredildi. Çiftçiler tohum üzerinden tarımsal kimyasalları (gübre, tarım ilacı, bitki geliştiriciler vb.) üreten uluslararası tekellere bağlandı. Nişasta bazlı şekerin (mısır şurubu) önünü açmak için pancar ekim alanları daraltıldı. Şeker fabrikalarının çoğu özelleştirildi. Biyogüvenlik Yasası çıkarılarak GDO’lu yem ithalatına izin verildi. Tarım toprakları enerji, maden ve inşaat sektörlerine açıldı. Acele kamulaştırmalar yapılarak milyonlarca hektar tarım arazisi üretim dışına çıkarıldı. Çiftçileri tutsak alan sözleşmeli üreticilik başlatılarak, üretim yerli/uluslararası tekellerin yönlendirmesine bırakıldı.

Bunlarla yetinilmedi. Çiftçileri üretimden koparmak, dayanışmalarının önünü kesmek için üretici birlikleri yeniden düzenlendi. Yeni Üretici Birlikleri Yasası’yla hem tarımsal örgütlerin kontrolü sağlandı hem çiftçilerin birliktelikleri bozuldu. Suyu meta durumuna getirmek için DSİ’nin görevleri sınırlandırıldı. Su Birlikleri Yasası’yla her üyenin bir oy hakkı elinden alındı. Parsel büyüklüğüne göre oy hakkı tanınarak küçük çiftçiler yönetimden uzaklaştırıldı. Sudan etkin yararlanmalarının önü kesildi. Tarıma destek, milli gelirin en az yüzde 1’i olması gerekirken, hiçbir zaman yüzde yarımı geçmedi.  

Çiftçileri üretimden koparmak, dayanışmalarının önünü kesmek için üretici birlikleri yeniden düzenlendi.

Ucuz gıdanın ulaşılabilir olmasında en büyük engel, tek adamın uyguladığı akıl ve bilim dışı tarım politikası. İzlenen politikayla tarımsal yapı dağıtıldı, endüstriyel tarımın önü açılmakta. Yetersiz destekleme ve girdi maliyetlerinin artmasıyla küçük aile işletmeleri sistem dışına çıktı. Toprakla bağı koptu. Yoksullaştı, mülksüzleşti, üretimden vazgeçti. 

Oysa ucuz gıdanın sürekliliği, insanların doyması, küçük aile işletmelerinin toprakla barışık olmasına bağlı. Mevcut durum sürerse, yakın gelecekte ucuz gıda yalan olduğu gibi, gıda bulunabilir olmaktan çıkıp, “ulusal güvenlik sorunu” haline gelecek. 

HÜSEYİN SÖZERİ

ARAŞTIRMACI-YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları