Olaylar Ve Görüşler

Başkomutan ve bozkırda süvari senfonisi - Cevdet CANTÜRK

11 Nisan 2022 Pazartesi

Türk ordusu, Sakarya Zaferi’nin ardından, toparlanmanın, güçlenip taarruz için hazırlanmanın çabası içindeydi. Süvari tümenlerinin oluşturduğu 5. Kolordu, Ilgın’a yerleşmiş eğitimlerini sürdürüyordu. Bölgede açılan binicilik okulunda eğitim veriliyor, Konya’daki nalbant okulundan yetişenler, İzmir’e girecek süvarilerin atlarına nal yetiştirmek üzere meslek öğreniyordu. 

Bu esnada, yurtiçinde ve yurtdışında, Türk ordusunun taarruz kabiliyetinden yoksun olduğu öne sürülüyordu. Başını İngilizlerin çektiği Batılılar, bu durumun silah bırakışması için fırsat olduğunu düşünürken Bolşeviklerle yakın ilişkide olanlar ise doğrudan asker yardımı yapılması için gerekli zeminin oluştuğu yönünde propaganda yapıyordu. 

Cepheyi denetleyen Başkomutan, Bakanlar Kurulu’nu Sivrihisar'a çağırdı. İtilaf Devletlerince önerilen mütareke konusu masaya yatırıldı. Bakanlar Kurulu’yla birlikte, Başkomutan'ın davet ettiği Sovyet Rusya Büyükelçisi Aralov, Ataşemiliter Zvonaryev ve Azerbaycan Büyükelçisi Abilov da Sivrihisar'a gelmişlerdi. Ertesi gün Bakanlar Kurulu Ankara'ya dönerken Gazi Paşa ve yabancı misafirleri de Sivrihisar'dan Akşehir'e hareket etti. Batı Cephesi Karargâhı oradaydı.

TARİHİ OLAY

Heyet, bölgedeki birliklerde bandoların ve Türk müziği topluluklarının konserlerini dinledi; oyunlar, yarışmalar, temsiller izledi. 1 Nisan’da Ilgın’da tarihi bir olay yaşanıyordu. Anadolu’nun gördüğü son büyük süvari ordusu, tören geçişinde yerleri titretiyordu. Bozkırda süvari senfonisi yükseliyordu. Süvari kolordusunun geçit töreninde dokuz binden fazla atlının komutanların önünden geçişi çok görkemliydi. 

Tarihe geçen manevrayı, Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altay, şöyle anlatıyordu: “Yuvarlak hesapla 10 bin atlının dörtnala yaptığı bu geçit resminde, Atatürk’ün önünden geçen her subay ve erin, onun takdir ve ümitle parlayan gök gözlerinden aldığı övünç duyguları, İstiklal Zaferimizin yaptırımı olmuştur.” O günün fotoğraflarını çeken ordu fotoğrafçısı Etem Tem ise anılarında şöyle yazıyordu: “Tarihin seyrini değiştiren o büyük adam, düne kadar İstanbul hükümetince bir asi kabul ediliyordu. Fakat dün Anadolu’nun göbeğinde askerlerine yaptırdığı resmi geçitte, askeri onu bir hükümdar gibi selamladı. O zamanın askeri talimatnamesi gereğince yalnız hükümdara eğilerek selam veren al sancak, Mustafa Kemal’in cumhurbaşkanlığını, ta o zaman tanımış ve devlet reisi gibi selamlamıştı.

‘İP ÜZENGİ TAHTA KILIÇ’

Görkemli geçit töreninin yansıması geniş oldu. Mustafa Kemal Paşa, dostane ilişkilere sahip olduğu konuklarına, süvarilerinin yeri titreterek geçişiyle gereken yanıtı verdi. Ilgın’da süvarilerin senfonisini duyan kulaklar, bir daha benzer dedikodular işitmedi.

Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında süvariler yokluk içindeydi. “İp üzengi, tahta kılıç” nitelemesiyle anılan süvariler, savaşın sonunda zaferin rüzgâr kanatlıları olacaktı. Büyük Taarruz’un başlangıcında düşman cephesinin gerisine sızmayı başaran kahraman süvariler, kılıç çekip düşmana saldıracak, yorgunluğa, açlığa, cephanesizliğe rağmen, ön saflarda, büyük özveriyle savaşacaktı. 

CEVDET CANTÜRK 

ARAŞTIRMACI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları