Olayların Ardındaki Gerçek

CHP’nin yeni siyasal tutumu

06 Mayıs 2024 Pazartesi

AKP’nin iktidara geldikten bu yana, gerçek demokrasiden ayrılma, özgürlükleri kısıtlama ve Cumhuriyet’in temel ilkelerini yıpratma konusunda sistemli bir tutum içinde olduğu bilinmektedir. Bu politikanın temel yaratıcı ve yürütücüsü bilindiği gibi Erdoğan’dır.

Mühürsüz oyların kabul edilmesiyle ve kuşkulu hale gelmiş bir halkoylamasıyla tek adamlı Saray düzenine geçildikten sonra bu tutumun giderek daha otoriter bir yapıya dönüştüğü de bir gerçektir.

AKP siyasi iktidarının kuvvetler ayrılığı ilkesini ortadan kaldırarak toplumu kutuplaştırma, baskılama ve diğer yollarla denetim altına alma çabaları artık üst düzeye çıkmıştır. Ancak son seçimlerde önemli bir gelişme oldu ve demokrasinin erdemine bağlı kalan büyük çoğunluk, milli iradenin halkta olduğunu gösterdi.

31 Mart 2024 günü yapılan yerel seçimlerin sonucu bu gerçeğin somut kanıtıdır.

Ana muhalefet partisi CHP, bu seçimlerden birinci parti olarak çıkmış ve geleceğe dönük iktidar seçeneği olduğunu göstermiştir

Parti içinde yaşanan yönetim ve genel başkan değişiminin ardından gerçekleşen bu durum, CHP’nin siyasal sorumluluk çizgisini ve izleyeceği yol haritasını yenilemesine yol açmıştır.

Öyle anlaşılıyor ki sürekli gerginlikten, karalama, suçlama ve baskı altında tutmaktan beslenen AKP iktidarının elindeki kozların alınması için CHP yönetimi, farklı bir siyasal yol izleme seçeneğini denemektedir. Demokrasi ve halkın çıkarları ile çelişen eylem ve uygulamalara karşı en etkin demokratik mücadele yöntemlerini kullanırken müzakereyi sürdürmeyi de öngördüğü anlaşılan bir seçenek uygulanıyor. Bunun siyasal tarihimizde örnekleri de vardır.

Örneğin çok partili sisteme girildiği günlerde CHP-DP arasında yaşanan siyasal gerginlik karşısında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün 1947’de 12 Temmuz Beyannamesi ile CHP-DP arasında tarafsız kalacağını bildirerek halka da yayılan siyasal gerginliği gidermek istemesi buna en güzel örnek olarak gösterilebilir. Diğer bir örnek, 27 Mayıs hareketinden sonra Kayseri Cezaevi’nden çıkan Celal Bayar ile İsmet İnönü birbirlerini ziyaret ederek yakın ilişkiler kurulmasını sağlamalarıdır.

Anlaşılıyor ki CHP lideri Özgür Özel, hem var olan siyasal gerginliği gidererek öneri, düşünce ve eleştirilerini doğrudan iktidarın başına iletme ve nasıl bir yol izleyeceklerini görerek tutum alma yöntemini kullanmaktadır. Bu istem ve eleştirilerin yerine gelip gelmemesine göre muhalefet mücadelesini yürütmeyi öngörmektedir.

Öte yandan da kamuoyuna Türkiye’nin birinci partisi olarak devleti yönetmeye hazır olduklarını, devleti yönetirken de kavgacı, hırçınlık yerine akılcı yöntemler kullanmayı yeğleyeceklerini ortaya koymaktadır.

AKP’nin kutuplaşma politikası karşısında CHP’nin bu aşamada böylesi bir politikaya yönelmesi dikkatle izlenmelidir. CHP, toplumun temel gündeminden kopmadan ve başka bir gündeme saplanmadan bu politikayı dikkatle uygulamalıdır. 

Yeni politikalar üretmek, kutuplaşma ve sertlikleri yumuşatmak, çoğulcu demokrasinin en önemli unsurlarından birisidir ve siyasal partilerin asıl görevidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları