Benzemez birleşikler

20 Ağustos 2023 Pazar

“1942 Ağustos ayının sonu. 

Michla, ilk kez bisiklete biniyor. Bir yoldaşı bisikleti itiyor ve ‘Sakın yere bakma, hep öne bak!’ deyip salıyor. Genç kız, dağ yollarında selenin arkasında bir sepet taşıyor. Dibinde teslim edeceği sahte kimlikler var, üstünde bir elma yığını. Bir dönemeçte, karşısına milis devriyesi çıkıyor. Michla gözlerini kaçırıp yere bakınca düşüyor. Milisler onu yerden kaldırıp dağılan elmaları topluyor, teselli ediyor ve bisikletine bindirip uğurluyorlar. Michla, onlarca yıl sonra anlattığı bu olayı, küçücük ellerini sallayarak ‘Biliyor musun? O zamanlar güzeldim...’ tümcesiyle bitiriyor. 

Başka bir gün, Lyon’dan Grenoble’e trenle gidiyor Michla. Lyon’da sahte kimlik teslimatını alan yoldaş, onu ortada bırakmış. Kötü bir gece geçirmiş, koruyucu dağlara varmak için sabırsızlanıyor. Birden kapı açılıyor, kompartımana yolcu kontrolüyle görevli Alman askerler dalıyor. Hepsi genç. 

Genç kız, Marie Bodillet adına sahte kimliğini gösterip, anadili Yidiş sayesinde mükemmel konuştuğu Almancasıyla askerlerle şakalaşıyor. Alman delikanlılar güzel bir Fransızla yarenlik etmekten pek mutlu. Kimliğine yarım yamalak bakıp uzunca bir sohbetten sonraki garda trenden iniyorlar.

Onu bu kapkara yıllar hakkında defalarca konuşturmaya çalıştım. Ama her seferinde başını sallayıp ‘Kimseyi ilgilendirmiyor’ der ve susardı.” (Sylvie Braibant, Les Dissemblables, Le Bord de l’Eau, 2022.)

HER ŞEY AYIRIRKEN

Michla Gielman, kabuğu sert içi eşsiz lezzette bir elma ya da 150 santimetre çapında bir demir leblebi; velhasılı miniminnacık bir devdi. Onu görür görmez sevdim. Çocukları ve torunları, Bubele diye çağırırlardı. Ben de öyle dedim. İşçi kızı Michla’nın mütevazı Yahudi ailesinden pek çok birey, önce Polonya, ardından göçtükleri Fransa’da öldürülmüştü.

Michla Gielman, Almanya’nın Fransa’yı işgal ettiği yıllarda direnişe girdi ve binlerce Yahudiyi sahte kimliklerle temerküz kamplarına gönderilmekten kurtardı. 

İskenderiye’de yetkin bir Yahudi ailesinden gelen Guy Braibant ise Fransa’nın en kallavi hukukçularındandı. AB idare hukukunun mimarı, Avrupa Temel Haklar Şartı’nı hazırlayan konseyin başkanıydı. Kuzenlerinden biri Mısır’ın Almanlar tarafından işgaline karşı komünist direnişi örgütleyen ve 1978’de öldürülen Henri Curiel, bir diğeri Sovyetlere çalıştığı anlaşılınca ömür boyu hapse mahkûm olup IRA’nın hapisten kaçırdığı ünlü MI6 casusu, asıl adı George Behar olan George Blake’ti... Hukuk profesörü Guy Braibant’la da 2002’de Radikal’de tam sayfa yayımlanan bir röportaj yapmak onuruna eriştim.

YOLDAŞ AŞKI SINIF KAVGASINA KARŞI 

Michla ile Guy’ın yolları, 1948’de Fransız Komünist Partisi Paris hücresinin bir toplantısında kesişti. Proleterle patron aşkı gibi, mütevazı kızla zengin oğlan birbirlerine vuruldu. İki çocukları oldu. Her şey onları ayırıyordu, hiç benzeşmiyorlardı ama aralarında kurdukları köprü 39 yıl dayandı. 1987’de ayrıldılar. Guy 2008, Michla 2011’de vefat etti. 

Gazeteci yazar Sylvie Braibant, olağanüstü bir tarihin tanıkları olan onların yaşamlarını Kahire’den Varşova’ya ve Fransa’daki tüm güzergâhlarında adım adım iz sürerek, binlerce sayfa belgeyi tarayarak “Benzemezler” başlığı altında kaleme aldı. Her ikisine de tavizsiz bir yansızlıkla baktığı biyografik eserinde asıl amacı, Fransa’da tüm devlet erkânı tarafından uğurlanan ve hatta Türkçe Wikipedia’ya bile giren şanlı babasının yanında, savaş kahramanı annesi “Michla’yı silindiği bir tarihe yeniden yazmak”tı.

MEŞUM SIR

1995’ten öteye Fransa’daki can kardeşim ve yoldaşım Sylvie Braibant kimi zaman şaşırarak kimi zaman duygulanarak ama sürekli bir merakla okunan araştırmasının 93. sayfasında, annesi Bubele (Michla) ile ilk karşılaşmamı anlatmış. 

İlk bakışta birbirimizi sevdiğimiz o gün, Michla her iki çocuğundan da travma yaratmasın diye sakladığı meşum sırrı, bana söyleyivermişti. Savaş sırasında siyasal militan halası ve eşi, polis tutuklamaya geldiğinde üç çocuklarıyla birlikte beşinci kattan atlayarak intihar etmişlerdi...

Sylvie, ailesinden beş kişinin faşistlere teslim olmaktansa intiharı seçtiğini, o gün öğrendi.

Canım Bubele.

Not: 22 Ağustos salı günü saat 20.00’de Dalaman Kitap Günleri’nde okurlarımla söyleşip kitaplarımı imzalayacağım. Yakınlardaysanız beklerim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kızgın Boğa 21 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları