Enver Aysever

Savaş/Barış

21 Ekim 2019 Pazartesi

Şimdilik “ateş kes” ilan edildi de önümüzü görmek için olanak doğdu. Popçular “en milliyetçi benim” yarışına girip savaş tamtamları çalıyordu, topçular peşlerine takılmış, ayak topu oyununu “fetih” gibi görür olmuşlardı. Haydi, bunları anladık, mesleklerinin parçası da, aklı başında sandıklarımızın tutumuna ne demeli? Memnunum ortaya çıkan durumdan gerçi, Suriye toprağına girişilen harekâtta “ne söylendiği”, “nasıl söylendiği” artık hepimizin malumu!
Ana muhalefetin her zamanki gibi AK P’nin can simidi olacağını tahmin ediyorduk gerçi. Ancak muhalif görünümlü iktidar yanlısı “basın” deşifre oldu. Doğrusu artık sıra duyarlı insanlarda; yazılarını okudukları kişilerin ne söylediklerini iyice irdelesinler. En ufak risk almadan muhalefet etmenin yolu “vatan”, “Atatürk”, “millet” kavramlarının arkasına saklanarak olur. Konforludur. Değerli olan, böyle günlerde “barış”, “kardeşlik” diyebilmektir. Emperyalist saldırı karşısında hakiki mücadele alanı oluşturmaktır. Elbette bu yol güçtür.

Teşekkürler Trump
Trump’a hepimiz teşekkür borçluyuz. Bize ABD’yi açık sözlülükle, doğrudan tanıttığı için. Dedi ki: “Kimyasal silahlarımızın güvenliği açısından sorun yok.” Doğal koşullarda kıyamet kopması gerekirdi. Topraklarımızda “ABD kimyasal silahları ne arıyor” diye sormadı kimse. Kimyasal silah kullanıldı diye bölge devletlerine yapılan müdahaleleri anımsayalım. Irak’ın bu hale düşmesi bu koca yalanla kurgulandı. İnsanlar öldü, yurtsuz kaldı. Gericilik azdı.
Trump durmadı, dedi ki: “Önce biraz bırakacaksın dövüşsünler, sonra ayıracaksın” Kahkahalar arasında dile getirdi bunu. Söz ettikleri taraflar kimler? Egemen devlet Türkiye ve bölgedeki Kürt gruplar. Biri çıkıp da: “Ne diyorsun büyük birader, bizi nasıl eşitlersin” diye soramadı. “Memleketimiz hakkında kararları bağımsız biçimde, Meclisimizle alırız, sen kimsin?” diyen çıkmadı. Çıkamazdı da zaten.
Elbette bir de utandıran mektup var. Erdoğan’a, halkımıza hakaretlerle dolu bu metne kimse gık diyemedi. Doğrusu ben kendi üstüme alınmadım. Ama alması gerekenler var. Düne dek “Dostumuz ABD” diyenler, Trump’la verilen pozlarda sırıtanlar falan. Egemenlik kimindir, herkes takkeyi önüne koyup düşünmeli. Koca ülke ne hale geldi. Yetmiyor, bir de tehditler ekleniyor. Koca ulus “cumhurbaşkanının mal varlığı”, “bakanların yediği naneler” üzerinden esir alınıyor.
Teşekkür etmeliyiz Trump’a, bir çırpıda görmek isteyen gözlere hakikati netlikle aktardı. Bu arada Pence ile RTE , iki eşit olarak masa başında fotoğraf verdi. Oysa RTE , “Herkes kendi mevkidaşıyla görüşür” demişti. Bu fotoğraf, o mektup hepsi arşivde yerini aldı. Ekranda bağıran yandaş tartışmacılar hepimize: “Bir kez devletinizin yanında olun!” diye höykürüyor. Onlara sesleniyorum: “Bir kez halkınızın, hakikatin, insanlığın yanında yer alın!

Laf lafı açıyor
Dün okudum, eski Genelkurmay Başkanı İlker Bey, Lüleburgaz’da bir konuşma yapmış ve demiş ki: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz demekle olmuyor.” Yerinde saptamasından ötürü kutluyorum(!). Çok uzun yıllardır TSK’yi yönetenlere seslendiğini düşünüyorum İlker Bey’in. Hani ABD ile işbirliği yaparak devrimcileri işkenceden geçiren, darağacına götüren TSK’yi yönetenlere mesela. Herhalde ABD çıkarlarını koruyanlara Mustafa Kemal’in askeri denemez.
Ya da güzel emeklilik geçirmek için susan komutanlara seslenmiş olabilir belki. Koca orduyu ilkokul mezunu bir imam teslim alırken susanlara. Haklıdır İlker Bey, ya yurdunun savunusunda görev alan, halkı için mücadele eden Mustafa Kemal’in askeri olur insan ya da NAT O askeri olur, arası yok.
Çok ilginç, tarihi günler yaşıyoruz.

Bir çift söz HDP’ye
Umarım Şiwan Perver’li açılım günlerinden artık ders alınmıştır. Ya da “Biji Obama” günlerinden… Emperyalizm için Türk, Kürt, Arap fark etmez. Temel çelişki gericilik/ ilericilik, varsıllık/yoksulluk arasındadır. CHP’nin kusuru, ayıbı dile gelirken, HDP’nin de köklü özeleştiri yapması gerektiği açıktır. Mesela eski Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir’in AB ülkelerinde Türkiye üstüne utandıran cümleler kurması konusunda ne düşünürler merak ederim. Biz burada az kalsak da “barış” diyerek direnenlerin elini bu tür davranışlar zayıf düşürür. Baydemir’i ülkemiz halkı belediye başkanı seçti, bu memleket hepimizin, unutmayalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İflas 25 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları