Celal Üster

‘Ciciği* bereliler’in yazarı…

03 Şubat 2016 Çarşamba

Türkçe sözlüklerde kadınlara “erkekçe” bakış açısını yansıtan pek çok söz ve sözcüğe rastlayabilirsiniz. Örneğin, Türk Dil Kurumu’nca hazırlanan Türkçe Sözlük’te, “Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)” diye tanımlanan “müsait” sözcüğü. Kimi cinsiyetçi deyişler ise dehşet vericidir: “Kız çocuğu ya er koynunda, ya yer koynunda”.
Evet, bizim sözlükler, erkeklerin cinsiyetçi yaklaşımından doğan sözcük ve deyişlere yer vermeye çok “müsaittir” de, kadınların dillendirdikleri sözcük, deyiş ve argo sözlere yer vermeye nedense hiç “müsait” değildir.

Sözlüğümüzde bir ilk
Geçen hafta genç yaşında yitirdiğimiz Filiz Bingölçe ise, Türkçe sözlüklerde hiç işlenmemiş “kadın dili”ni inceleyip araştırmakla başlamıştı işe. 2001’de yayımlanan “Kadın Argosu Sözlüğü” bir ilkti.
Onun ağzından dinlersek:
“Bu sözlüğün öncelikli kaynakları kadınlardır. Etrafımızda gördüğümüz, karşılaştığımız, bildiğimiz, büyük kent merkezlerinde ya da ilçelerinde yaşayan kadınlar. Yüz yüze görüşüp, sözcük topladığım bu kadınların anneleri, anneanneleri, babaanneleri de dolaylı olarak bu sözlüğün ‘eski toprak’ kaynakları olmuş oldular... ‘Argo en mazlum olduğu anda en saldırgan olabilendir’ diyor Hulki Aktunç. Bence de öyle. Kadınların yaratıcılıklarını, fantezilerini, neyle nasıl alay ettiklerini görmek mümkün bu sözlüğün sayfalarında...”

Erkeğin başaramayacağı keşif
Hulki Aktunç da, “Kadın Argosu Sözlüğü” için yazdığı sunuşta, “yaşamın ve dilin içinde gizlenen büyük bir adanın keşfedildiğini” vurguluyordu:
“Çılgın, alaycı, dramatik, şen şakrak, melul mahzun bir ada. Bir sürü aptal herifin ve kızın ve kadının derinliğine duyumsayamadığı ama yaşamakta olduğu bir ada... Son derece önemli bir dilsel kategori, yazı’nın kalıcı alanına taşınıyor ilk kez. Bir erkek (hele bir ‘herif’), böyle bir keşfi asla başaramazdı... Elinize dilinize sağlık Filiz Bingölçe. Adınız sözlüklere de yazılacaktır.”

Özelden kamusala
Bingölçe’nin, kadın dünyasının yeraltı dolambaçlarında gözüpek bir dil serüvenine atılan “Kadın Argosu Sözlüğü”yle yetinmeyeceği başından belliydi. “Kadın Argosu”nun ardından “Futbol Argosu”, “Asker Argosu”, “Osmanlı Argosu” sözlükleri sökün etti.
Bingölçe, aslında, bu dört dünyanın, Aktunç’un “dilin gizli örgütü” diye tanımladığı argolarını, Necmiye Alpay’ın deyişiyle “özel alandan kamusal alana” taşıyordu.
Bunun, erkek-egemen ahlaka karşı ne kadar yürekli bir başkaldırı eylemi olduğunun en iyi kanıtı da, öncelikle “Kadın Argosu Sözlüğü” hakkında “müstehcenlik” suçlamasıyla dava açılmasıydı. Yaşamın içindeki belirli kesimlerde kullanılan sözler, sözcükler, deyişler, deyimler yazıya dökülüp kitaplaşınca, başka bir deyişle kalıcı bir nitelik alınca, ürküye kapılan otoritenin hışmını üstüne çekiyordu.

Altüst eden yayınlar
Bingölçe’nin, kurucusu olduğu AltÜst Yayınları’ndan yayımladığı, Enderunlu Fazıl’ın 18. yüzyıl Osmanlı imparatorluğunun “kadınlar coğrafyası”nı sunan “Zenânnâme”si ile Galip Paşa’nın 19. yüzyıl Anadolu’sunun cinsellik geleneklerini gözler önüne seren “Mutayebat-ı Türkiyye”si de bir dönemin resmi tarihe girmeyen yüzünü gün ışığına çıkarıyor, resmi ahlak anlayışını altüst ediyordu.
Erkeklerin günlük yaşamı kadınlarla savaşa çevirdikleri, birbirlerinden çok kadınları öldürdükleri şu toplumda, “güzeller ve lanetlilerin, geceleyin sevecenliği gelenlerin, çöplük turnalarının, yüzü yaralıların, ciciği berelilerin, rahmi alınmışların” yazarı Filiz Bingölçe’yi yitirdik
*Cicik: Göğüs, meme. (Kadın Argosu Sözlüğü’nden.)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Irgat’ın Türküsü 14 Mayıs 2018

Günün Köşe Yazıları