Parantezin İçindeki Çizgi

20 Ocak 2013 Pazar

Dün 19 Ocak... İnadına bir güneş. İnadına bir aydınlık. İnadına güzel havalar!
Sabah erken saatte bindiğim taksinin sürücüsü, gideceğim adresi söylememle konuşmaya başladı:
“Allah, Birand’ı da Hrant’’ı da çok seviyormuş” dedi. Hoşuma gitti, tekrarlasın istedim. “Anlamadım, ne dediniz?”
Daha da genişletip yineledi:
“Allah dedim, Hrant Dink’i de Mehmet Ali Birand’ı da çok seviyormuş... Baksana hava ne güzel açtı!”
Gün böyle başladı... Gün boyu
Behçet Necatigil’in dizeleri benimleydi:
“Adı, soyadı / Açılır parantez / Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti / Kapanır parantez / (…) / Parantezin içindeki çizgi / Ne varsa orda / Ümidi, korkusu, gözyaşı, sevinci / Ne varsa  orda.”

\n

Açıldı parantez

\n

Adını yazdım, açtım parantezi: Mehmet Ali Birand. (1941-2013) Kapadım parantezi.
Aradaki o minicik çizgiye önce meslek aşkını, gazetecilik tutkusunu yerleştirdim. Sonra başladım yığmaya: Güler yüzünü, kendisiyle de dalga geçebilme yeteneğini... Gazetecilik ve başarı hırsını... Asla yılmama, başına ne gelirse gelsin hep dik durma, başını eğmeme huyunu... Cesaretini... Öncülüğünü... Hep daha uzağa, daha derine ulaşma çabasını... Çalışkanlığını ve üretkenliğini... Kalp kırdığında özür dilemeyi, gönül almayı bilmesini... Sıradışılığını, sahiciliğini koydum çizgiye... En üstüne de dostluğu yerleştirdim...
(Milliyet’ten kovulduğumuzda, kimileri selam vermeye korkarken, ilk anda arayıp yazmayı sürdürmem, ne zaman nerede olursa olsun, mutlak devam diye beni kamçılamasını nasıl unuturum!)
Parantezin içindeki çizgiye, en son olarak da şansı yerleştirdim. Bir ömrü
Cemre kişiliğindeki bir insanla geçirebilmek şansı... Son ana dek bunca sevdiği işini yaparak, ayakta ölebilmek şansını!

\n

Kapanmadı parantez

\n

Adını yazdım, açtım parantezi: Hrant Dink. (1954-2007...
Hayır, kapanmadı parantez... Kapanmadı, çünkü 2007 yılının 19 Ocak günü hunharca katledilişinden sonra yaşadığımız süreçte hukuk sınıfta kaldı. 6 yıldır vicdanlar kanıyor, yargı ahlaksızlığı sürüyor.
Parantezin içindeki o minik çizgide yeryüzünün en cömert, en sevgi ve saygı dolu, en duygulu, en akıllı, en yaratıcı insanı olsa da... O eşsiz insan, tepeden tırnağa eşitlik, özgürlük, demokrasi, adalet tutkusuyla yanıp tutuşsa da... Yol gösterici, yaratıcı, dost kişiliğiyle örnek insan olsa da... Etik ve insancıl değerleri yüceltse de... Hakkaniyete bürünmüş olsa da... O parantez, adalet yerini bulmadıkça asla kapanmayacak!
Cinayetin arkasındaki gerçek örgüt ortaya çıkmadıkça... Devlet içindeki görevli, sorumlulara ulaşılmadıkça... Katliamı kışkırtan siyasi ve bürokratik güçlere erişilmedikçe... Azmettirenler, planlayanlar, yaptıranlar ve onları koruyanlar, kaçıranlar, üstünü örtenler, önlem almayanlar cezalandırılmadıkça... Kısaca vicdanlarımız kanamaya devam ettikçe bu parantez kapanmayacak...
Dün 19 Ocak’tı...
“Allah, Birand’ı da, Hrant’ı da çok seviyormuş” dedi taksi şoförü... Hoşuma gitti...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024
Dans hayattır 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları