Özenle düşman yaratılır...

26 Temmuz 2013 Cuma

BİR SERGİ, BİR KİTAP, BİR DÜĞÜN, BİR KORKU...

\n

Geçen cumartesi Gezi’de Nuray Çokol ve Özgür Kaya’nın düğününü hayatta kaçıramazdım. Üstelik ayni gün daha sonra Yazarlar Forumu olacak... Akşamüstü saat beşte Gezi’deyim ve polis (yüzlerce değil, adeta binlerce) Gezi’yi kuşatmış bile. Yasak. Giriş yasak... Daha metronun ağzından başlıyor insanların yığılması... Gezi’yle ya da düğünle ilgili ilgisiz, herkes mağdur. Özenle düşman yaratılır sendromu işliyor... Basın kartımla kendime yol açıyorum... Polis duvarına çarptığımda yetkili bir muhatap arıyorum. Yaka paça dağılmış, gömlek pantolondan fırlamış, üniformasız, “sivil” biri öne çıkıyor. (Üniformaya alerjim var sanırdım, artık tersi geçerli) Basın kartımı tapu kadastroda evrak incelermiş gibi uzun süre inceliyor. Yetinmiyor, başka kimlik de istiyor. (Yakında basın kartlarına yandaş ve yandaş olmayan ibaresi konursa hiç şaşmam!) Neden sonra “Yasak ama geç bakalım” diyor...
Gezi tümden boşaltılıncaya dek yaşadıklarım ders niteliğindeydi. Uzaklardan, ta sabahtan düğüne gelenler... Genç çifte armağanlar getirenler...Yiyecek içecek sağlayanlar...
“Gezi dilinde” düzenlenmiş çiçekler, çelenkler... Dağıtılmak üzere getirilmiş birbirinden ilginç nikâh şekerleri... Sonrasını biliyorsunuz. Haberlerde okudunuz... Işıl Özgentürk ayrıntılı anlattı... Gezi boşaltıldı. Önce seyyar satıcılar kovalandı, sonra herkes... Taksim ablukaya alındı. TOMA’lar. Tazyikli su... Gaz... Esnaf direnişçilerden değil polisten yakınıyordu. Özenle düşman yaratılır...
Sevgili Nuray Çokol ve Özgür Kaya, başınızda kırmızı ve beyaz baretleriniz, Gezi ruhuna uygun düğün giysileriniz ve sevincinizle harikaydınız! Ömür boyu aynı barikatta direnin. Bilin ki tüm yürekler sizin içi çarpıyordu. Bilin ki, nikâh şekeriniz yazı masamda durup bana enerji, güç ve umut aşılıyor...

\n

Milyonluk manzara

\n

Özenle düşman yaratılır gerçeğini yaşamak için Gezi’ye gitmeye gerek yok. Ne zamandır sözünü etmek istediğim bir sergi ve bir kitap var.
Sergi, To
phane’de Tütün Depo’da: NarPhotos kolektifinden; Serra Akcan, Eren Aytuğ, Mehmet Kaçmaz, Tolga Sezgin, Saner Şen ve Kerem Uzel’in çektiği fotoğraflardan oluşan Milyonluk Manzara sergisi... İstanbul ve çevresinde oluşan insanlık dışı durumları ortaya koyuyor: “Kentsel Dönüşüm” adı altında böğrümüze saplanan hançerleri; kentin katledilişini; insana çektirilen azabı, coğrafya-tarih-mekân-zaman ve sınıfsal toplumsal dokunun çelişkileri... (Sergi ay sonuna dek sürüyor, kaçırmayın.)
Nâzım Hikmet “Saman Sarısı”nda der ya:
“Nova Huta’nın /
orda köylerden gelen genç işçiler madenle birlikte / 
ruhlarını da alev alev döküyor yeni kalıplara /
ve ruhların dökümü madenin dökümünden bin kere zordur.”
Gerçekten
“ruhların dökümü”, çimentonun, betonun, madenin dökümünden milyon kez daha zor! İşte sergide kentin ruhunun katledilişini de görüyorsunuz. Özenle nasıl düşman yaratıldığını da...
Sergiyi göremeyenler, aynı başlıkla İletişim Yayınları’ndan çıkan, hem fotoğrafları hem çeşitli yazarların yazılarını içeren kitapla yetinecek...

\n

Pazar günü korkusu

\n

Yazıya, cumartesi sevinciyle başladım, pazar korkusuyla bitireceğim:
Geçen pazar Pera Müzesi’ndeki eşsiz bir serginin, çağdaş sanatın yaşayan ustalarından 
Manolo Valdés sergisinin son günüydü. Veda niyetine yeniden gittim sergiye!
Saat 5.45, müze kapanmak üzere. Sokağa çıkmamla: 200
kişilik bir grup. Safi erkek: Yaş: 14-34 arası. Saçlar Nazi tıraşı. Semirmiş bedenler. Koşar adım direnişçilere karşı slogan atarak yürüyorlar: Benim burada yazmaya utanacağım sloganlar! Ara ara, “Biz Kasımpaşalıyız”, “Yaşa Tayyip Erdoğan.”
Korkt
um. Çok korktum. Benim gibi müzeden çıkan herkes korktu. Yoldan gelen geçen de... Sığınacak delik aradık.
Tebrikler Tayyip Erdoğan! Özenle düşman yaratmakta bir numarasınız!

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dans hayattır 2 Mayıs 2024
Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları