Katliam Devam Ediyor Hâlâ...

04 Temmuz 2013 Perşembe

Asım Bezirci- Asaf Koçak- Ahmet Özyurt - Asuman Sivri- Yasemin Sivri- Mamak Oteli’nde yobazlar tarafından yakıldı.
Behçet Aysan - Belkıs Çakır - Carina Cuanna - Edibe Sulari - Erdal Ayrancı - Yobazlar tarafından yakıldı.
Gülender Akça - Gülsüm Karababa - Handan Metin - Hasret Gültekin - Huriye Özkan - Yeşim Özkan -
Yobazlar tarafından yakıldı.
İnci Türk - Menekşe Kaya - Koray Kaya - Mehmet Atay - Serkan Doğan - Yobazlar tarafından yakıldı.
Metin Altıok - Yobazlar tarafından yakıldı. Muammer Çiçek - Yobazlar tarafından yakıldı. Muhlis Akarsu - Yobazlar tarafından yakıldı. Muhibe Akarsu - Yobazlar tarafından yakıldı. Nesimi Çimen - Yobazlar tarafından yakıldı.
Nurcan Şahin - Özlem Şahin - Sait Metin - Sehergül Ateş - Serpil Canik - Uğur Kaynar: Yobazlar tarafından yakıldı.
Gençtiler, çocuktular, sanatçıydılar, yazar, araştırmacı, şair, müzisyen, çizerdiler. Saz şairi, tiyatrocu, folklor oyuncusuydular. Analarının kuzusu, hayattaki her şeyden daha değerli evlatlar, sevgililerinin gözbebeğiydiler. Çocuklarına doyamamış anneydiler, babaydılar… Yobazlar tarafından yakıldılar...
Önceden hazırlanmış planlarla, senaryolarla, kışkırtmalarla, şiddet yüklü, kin ve nefret yüklü söylemlerle, galeyana getirilen cahil güruh tarafından yobazlar tarafından yakıldılar.
Devletin güvenlik güçlerinin, devlet ve hükümet sorumlularının gözü önünde yobazlar tarafından yakıldılar.
Din ve dini duyarlıklar, bir kez daha şiddete, nefrete, kine, öfkeye alet edildiği için yobazlar tarafından yakıldılar.

\n

Ya bugün?

\n

Katliamın 20. yılındayız. Bugün din ve dini duyarlılıklar yeniden ve yeniden kışkırtma aracı olarak kullanılmakta. En çok da hükümetin başı tarafından kullanılmakta. Neredeyse her söyleminde kullanılmakta… Bunun en yoğun ve yaygın örneklerini, Türkiye’nin her yerine yayılmış olan “Gezi” direnişleri boyunca Başbakan’ın yaptığı konuşmalarda gördük.
Sivas’tan
“Bugün her yer Taksim, her yer direniş”e uzanan süreçte yukarıdaki isimlere yenilerinin eklenmesine şaşmamak gerek! Ethem… Abdullah… Mehmet
Dinin, şiddeti kışkırtmak için kullanıldığı her yerde, ben ister istemez Sivas sanıklarının duruşmalarını anımsıyorum. Ankara’da o duruşmaların bir bölümünü izlemiştim. Mahkeme salonuna
“Allahüekber” nidalarıyla girişlerini ve çıkışlarını, attıkları sloganları…“Bir Sivas yetmez” haykırışları… Her fırsatta, duruşmayı izleyen gazetecilere ve ailelere ettikleri küfürleri… Nasılsa ceza almayacaklarına inançla, kendilerine güvenleri… O duruşmalarda yargıçların aczini, korkaklığını, kulluğunu ve köleliğini de gördüm… Sıkıyönetim ya da darbe dönemlerini, devlet güvenlik mahkemelerini saymazsak, en çok o zaman utanmıştım ülkemdeki hukuk sisteminden…
Sonra o zanlıların savunmasını üstlenenlerin, siyaset basamaklarında nasıl da yükseldiklerini gördük… Sonra, sonra sanıkların nasıl beraat ettirildiklerini gördük. Zamanaşımını gördük… Polisin
“her yerde arıyoruz” dediklerinin meğer polisin yanı başında yaşadıklarını öğrendik…
Sivas katliamı davasının takipçisi avukat
Şenal Sarıhan, önceki gün “Öyle bir sürece girdik ki, iktidar, yangını sanki yanan insanlar çıkarmış gibi hareket ediyor. Gerçeğin üzerini örtmeye çalışan bir anlayış var” diyordu.
Gerçeğin üstü örtüldükçe, Sivas katliamı devam ediyor olacak…

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dans hayattır 2 Mayıs 2024
Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları