Yazgülü Aldoğan

Dışarıdan bakınca

05 Ocak 2023 Perşembe

Tablo gibi bir manzaranın önünde, nefesimi tutarak göle inmiş sise, tek başına avlanan balıkçıya bakıyorum. Gölün etrafı dağlarla çevrili. Ocak ayının ilk gününde hava sıcak, sis bundan. Ve o sislerin içinden bir siluet beliriyor. Bir yolcu gemisi bu, koskoca bir kruvaziyer, ağır ağır temkinli adımlarla adeta, süzülüyor. Fellini’nin 8.5 filmini izliyorum sanki, yılbaşı gecesi fazla mı kaçırdım acaba? Gemi giderek beliriyor, ufak ufak manevra yaparak sislerin içinde kayboluyor. Çünkü burası bir göl değil, koskoca bir haliç, dağların arasında göl izlenimi veren. Adriyatik kıyılarında, KOTOR kentindeyim. UNESCO Dünya Mirası listesine girmiş, ortaçağdan kalmış bir kasaba. Huzur ve özgürlük havası için birkaç günlüğüne buradayım. Yılbaşı sönük geçmiş Türkiye’de; Getir’in açıklamasına göre en çok lahmacun sipariş verilmiş. İnsanlarda kutlama yapacak ne para kaldı ne heves ne keyif ne olanak. Bu boğucu havadan kaçmak için bizden vize istemeyen, uçakla bir buçuk saat uzaklıktaki Karadağlar’a geldik. Balkanlar’ın Miami’si diye anılan Budva’da, rıhtımda dolaşan üç kişiden biri Türkçe konuşuyordu! Bir kısmı bizim gibi turist, bir kısmı, gelmiş, yerleşmiş, çalışıyor. Türkler her yerdedir!

BİNBAŞIDAN KLİMACIYA

Ergenekon kumpasıyla canı yanmış ve buraya kaçmış bir emekli binbaşıyla patlamış mısır alırken tanıştık. “Biraz önce buradan kim geçti biliyor musunuz?” dedi. “Buranın en üst düzey yöneticisi. Yanında sivil iki koruma vardı, o kadar! Kimse de farkında değildi.” “Sizinki 40 araçla dolaşıyor, yanına azrail bile yanaşamaz” diye lafa karıştı, arkadaşı. O da burada klimacı olarak çalışıyormuş, hayır KHK’li değil. “Siz niye geldiniz” diye sordum, “Sadece yöneticiler değil, önemli olan o yöneticilere oy veren yüzde 30’luk grupla birlikte yaşamak zorunda olmak!” diye tarihe geçecek bir açıklama yaptı ki... Şimdi o yüzde 30’luk kitle, yüzde 64 enflasyon masalına ve buna göre yapılacak zamma razı mı olup ne olursa olsun “İlle de Reis!” diyecek? Yoksa onlar zaten bu iktidardan nemalanan inşaatçılar, üç beş maaş alanlar, imam hatip mezunu diye hak etmedikleri yerlere yerleştirilenler ve her yaptıklarına göz yumulan tarikat mensupları mı? Sokakta adam öldürüp hesap vermeyen Ülkücü tayfası mı? Muhtemelen öyle.

BUDVA VE KOTOR

Budva’da bizim şirketler de var: Ev fiyatları o kadar uygunmuş ki topraktan satın alıp, bittiğinde satınca kâr ettiğin için Türkler yatırım yapıyormuş! Ülke turizmle yaşıyor, doğa çok güzel. Henüz mahvedilmemiş. İstediğin gibi eğlenebiliyorsun, yasak yok, düzen var. Yemek ve içki fiyatları normal. Tabii bizim paramız yerlerde süründüğü için bize pahalı geliyor ama ülkede her nedense Avro geçiyor ve o fiyata çok uygun! Dükkânlarda alınabilecek her şey Türk malı! Yazın pek çok Türk geliyormuş. Ben Budva’dan çok Kotor’a hayran kaldım. Dağ yollarında günlerce araba kullandım, kimse yol vermiyorum diye beni öldürmeye kalkmadı, herkes trafik kurallarına uyuyor! En güzeli de ne Suriyeliyim diye dilenen vardı ne Arap ve Ortadoğulu turist ne peçeli kadınlar. Özlediğim ve alışık olduğum bir ortamda olmak iyi geldi. Üç kadın gece yarıları hiçbir çekince duymadan gezdik, her yerde kabul gördük. 2023’e nasıl girersem öyle olur diye inanırım. Pek keyifli girdim, demek ki ülkem de iyi olacak. Yoksa, “Gökkubbeyi başlarına yıkarız!” oyumuza sahip çıkıyoruz, İmamoğlu’nu biz seçtik, kumpasla alamazsınız, nokta. Seçimlerde sandıkları bekleriz, torbaların üzerinde yatarız. Katakulli yapamazsınız, nokta. Bu ülkede DEMOKRASİ ya olacak ya olacak. Hukuk ve ADALET, can ve mal güvenliği bu yıl yeniden olacak. 2023, Cumhuriyetin 100. yılı, Cumhuriyetin fabrika ayarlarına dönüldüğü ve ileriye atılım yapılacağı yıl olacak. Bu görev hepimizin. Kimse ülkesi dışında yaşama hayali kurmayacak, gitmiş olanlar da geri gelecek, ülkesinde yaşayacak! Türkiye, yeniden kaçılacak değil, yaşanacak yer olacak. Hodri meydan!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları