Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Merhametsiz!’

09 Haziran 2014 Pazartesi

AKP iktidarının ekonomi politikalarını betimleme amacıyla son haftalarda kullanılmaya başlanan merhametsiz büyüme kavramı yaşanmakta olan düşünsel değişimin de çok ilginç bir izdüşümüdür.
Merhamet, acıma anlamına gelir. Bu konudaki yorumlarda anlatılmak istenen acımasızlar da ülkenin kapitalistleri ve AKP iktidarıdır.

***

Kapitalistlerin ister insana ister çevreye karşı olsun, merhametli olmaları istenemez ve beklenemez! Çünkü, işin doğasında kapitalistlerin merhametli olmaları için hiçbir nesnel neden yoktur. Merhamet, kimi sermaye sahiplerinin akıllarına ancak çok aşırı ölçüde zenginleşmelerinden sonra, o da bazen ve belki gelir. Diğer yönden çalışanların da işverenin merhametine sığınmaları, onların gönlünden ne koparsa onunla yetinmeleri düşünülemez. Çalışanlar da kişisel üretkenlikleri ve özellikle de örgütlü güçleri ölçüsünde ürettiklerinden pay alır.
AKP iktidarı da -eğer kalmışsamerhametini elbette sarmaş dolaş olduğu sermaye için kullanır; ekonominin büyümesini omuzlayan emekçiler için değil!

***

Bu öykünün bir de hak ve özgürlük isteyenleri, bağımsızlığı savunanları ve onların sendikalarını ve örgütlerini yok eden eli kanlı bir özgeçmişi var!
AKP’nin mirasçısı olmakla sürekli övündüğü sağcı iktidarlar, 1950’lerin ikinci yarısından başlayarak, ekonomik büyüme ile demokratikleşme arasında bir çelişki varmışçasına davrandılar. Bu anlayışa göre önce ekonomi büyümeli, örneğin kişi başına gelir belli bir düzeyin üzerine çıkmalı, bundan sonra da ekonomik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi yoluna gidilmelidir.
Bu görüş, demokrasiye ne zaman ve nasıl geçileceği konularında kimin karar vereceği sorusunun yanıtını boşlukta bıraktığından, aslında sakattır; yine de açık ya da kapalı biçimde varlığını sürdürür.
Ülkenin en özgürlükçü ve demokratik anayasasına sahip olduğu bir dönemde 12 Mart 1971 askeri darbesine giden süreçte sağcı Adalet Partisi iktidarının bu anayasa ile ülke yönetilemez; bu hak ve özgürlükler elbisesi topluma bol geliyor söylemi ve bununla çok uyumlu bir tutum sergileyen o zamanki Genelkurmay başkanının, anayasada verilen ekonomik ve sosyal haklar ekonominin olanaklarından fazla anlayışıyla darbe yapması, ekonomik gelişme ile demokrasiyi bağdaştırmayan aşırı sermaye yanlısı sağın gerçek geleneksel niteliğinin çok açık bir örneğidir.
Sonrasında, 1961 Anayasası’nın sağladığı hak ve özgürlükler, özellikle de işçi hakları büyük ölçüde budanmış; solcuların ve özgürlükçülerin üzerinde devlet terörü uygulanmış, 12 Eylül 1980’den sonra da ülke, haksızlıkların ve hukuksuzlukların karanlığına sürüklenmiştir.
Daha sonrasındaysa, o karanlıktan hak ve özgürlükleri genişleterek demokrasi düzlemine çıkma girişimleri büyük ölçüde başarısızlığa uğramıştır. İç ve dış etkenlerle yolu açılan AKP, merkez sağın geleneksel sermayeci özelliğini kendi dar siyasal İslamcı hak ve özgürlük anlayışıyla birleştirerek taçlandırıyor. Sonuçta da 1970’lerden bu yana işçi haklarını çiğneye çiğneye gerçekleştirilen ekonomik büyüme “merhametli” mi olur?

***

Keramet merhamette değildir. Merhamet; ne aşırı sermayeci ve siyasal İslamcı AKP iktidarının, ne de kapitalistlerin kalbinden gelecektir. Bir banka reklamı şube siz bankacılık diyordu. Doğrusu burada da merhamet siz denilmeli!
Merhamet; yalnız ve ancak, sizden, hak ve özgürlükler için çok büyük bir özveriyle örgütlü savaşım verenlerden ve böylece emekçiler için elde edilecek somut kazanımlardan gelecektir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları