Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP kongreleri neden zorunlu canlı yayında?

20 Şubat 2021 Cumartesi

Siyasi partilerin, hele de iktidar partisinin büyük kongresinin siyasetteki etkisi, sonuçları gereği, günlerce pek çok gazeteci tarafından izlenmesi, kulis haberlerinin, tartışmalarının verilmesi elbette haber değeri taşır. Basın özgürlüğünün, demokrasi geleneğinin olmazsa olmazıdır. Ne zamandır kafamın takıldığı, dayanamayıp bugün başlığa taşıdığım soru hiç de bu kapsamda değil.

Elbette AKP’nin büyük kongrelerinden söz etmediğimin, sorgulamadığımın ayırımındasınız. Diğer partiler için de zaman zaman geçerli olmak üzere, haber değeri olan katılımlar, konuşmalar, gelişmeler üzerinden, kamuoyunun ilgisini çekebilme içerikleriyle, haber değeri içerikleriyle ülke, il, ilçe ölçeklerinde haberleştirilmiş kongreler için de kimselerin söyleyebilecek sözü olamaz. Hele de biz gazetecilerin basın özgürlüğü gereği savunuculuğunu yapma sorumluluğumuz da söz konusudur..

Yaşadığımız gerçeklik, başlığa almak gereğini duyduğum soru tam tersi bir gerçekliğin, uygulamanın sonucu. Basın özgürlüğünün katledilmesinin, güdümlü gönüllü basın organlarının çok ötesinde, yaratılmış çok ciddi ürkütücü bir baskı ve tehdidin sonucu gibi.. Saatleri önceden belirlenmiş programların yayın akışları içinde, çok yaşamsal değerde sorunların bilgilendirilmeleri, olayların verilmesinin akışları içinde.. Yayınlar, bıçakla kesilir gibi kesiliveriyor; çok önemli gelişmelerin, olayların, tartışmaların yayın akışları kesiliveriyor.. Bazen programların, bütünlüğünü bile kapsar biçimde iptalleri yaşanıyor..

Çoğunlukla saatleri kapsar biçimde, iller, ilçeler için dahi geçerli olmak üzere, konuk katlımcılardan başlamak üzere, il ilçe, gençlik, kadın kolları başkanlarının isimleri de okunuyor olarak, karşılıklı, AKP Genel Başkanı kimliği ile ama Cumhurbaşkanı kimliği kullanılıyor olarak, Başkan Erdoğan ile çok azı doğrudan katılımlı, çoğunluğu uzaktan kurulan teknik bağlantılar içinde uzun uzun tanıtımlar ve diyaloglar, benzer cümleler, selamlaşmalar, simge yapılmış yumruklar havada yineleniyor..

***

Elbette bu arada her günün haber tartışmaları içinde, karşılıklı polemiklerde de kullanılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile diğer siyasi partilerin kadroları arasında çatışmacı tartışma konusu yapılacak söylemler de yaşanıp ana haberlere de girecek konu başlıkları ile yaşanmış oluyor. Arkası, Cumhurbaşkanı’na karşı yapılmış hakaret suçu olarak açılacak yüksek tazminatlı davalara kaynak oluşturuyorlar. Karşılığı, son davlarda yapılmış tersine suçlama ve hakaretlerin konusu olarak bir kuruşluk manevi tazminata dönüştürülmüş olarak gelebiliyor.

Şimdilerde canlı yayın televizyon kanallarının ana haberlerinde, en keskin cümlelerle yapılmış suçlama ve ağır hakaretlerin zıtlıklarının sadece başkanlar üzerinden değil, parti sözcüleri, yandaş örgütlenmeleri katılmış olarak haberleştirilmeleri, moda, renkli haber değeri taşıyor.. Sonrası için bir başka moda yaklaşım ise ülkemizdeki gerilim, çatışmacılık üzerinden yakınmalar, herkesi kapsar suçlamaların başlık, girizgâh yapıldığı söylemler oluyor.

Dikkatinizi çekerim: Konuşmacılar, siyasi partilerin liderliklerinden değillerse, genel yaklaşımla beylik yakınmaların içinde, doğrudan cümleleri olsa bile asla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismi verilemiyor. Cumhurbaşkanına hakaret suçlarının ağırlığı, yaygın işlerliği ile doğru orantılı olarak korku dağları bekliyor. Sadece başına bir iş gelmesi, yargılanması, tazminat davası açılabilmesi ile ilişkili, sınırlı da değil. İşinden, kurumlardaki yetki ve görevlerinden dolayı bir şeylerin yaşanabileceği kaygısı da çok geçerli. Yakın zaman dilimleri içinde yıllardır kurumlaşmış isimlerden işlerini kaybetmiş olanların sayısı o kadar kabarık ki..

Yine dikkatinizi çekmek isterim.. İşlerinde çok ama çok başarılı, uzman, gündeme göre çok yararlı bilgiler alınması adına çok yoğun, önemli, yaşamsal işlerinden koparılmış, programlara taşınmış isimlerin dahi hiçbiri, ne kaybettikleri zaman ne de söyleyemedikleri üzerinden tek sözcük sitem yapma haklarının olmadığı gibi bir tablo, gerçeklik ile yüzleşiveriyorlar. Uluslararası önemli bir toplumsal gelişme, doğal felaket üzerinden, depremden, hortumdan sıcak canlı yayın akışlarının kesilmesi bile kaçınılmaz sayılıyor. Bana son haftanın haberleri içinde, en çok şehitlerimizin katledildiği haberler üzerinden canlı yayınlardan bile yapılabilen kesintiler battı.. Bugünkü köşe yazımın başlığına taşımak gereğini duydum..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları