Tekerleği Yeniden İcat Etmek mi?

12 Şubat 2014 Çarşamba

Aracın sürücüsü baba. Anne ise bebeğini kucağına almış ve emniyet kemerini bağlanmadan ön koltukta oturuyor. Kontrolsüz kavşağa giren baba karşısına çıkan minibüsü fark ettiğinde artık çok geç. 2 araç hızla çarpışıyor, annesinin kucağında oturan minik B.E. ön camdan hızla dışarı fırlıyor ve hayatını kaybediyor. Birkaç gün önce yaşandı bu olay. Üzüldük tabii ama “alışıldık Türkiye manzaralarından biri daha” dedik ve geçtik. İnsan yaşamının bu kadar değersizleştirildiği bir ülkede bir minik can, sadece ön koltukta ve emniyet kemeri takılı olmadan taşındığı için kayıp gitti. Ayyuka çıkan yolsuzluk ve rüşvet furyası içinde, iktidarın gözlerimizin içine baka baka sıraladığı onlarca yalan dolan arasında başka nasıl olabilirdi ki? Oysa Türkiye’nin gerçek resmi tam da burada. Başka yerde aramayalım. Aynı resim ülkenin her yerinde. AKP iktidarının övünçle sürekli tekrarladığı “Her vatandaşımızı ev ve araba sahibi yapıyoruz” sözleri... Öte yanda ise başka bir gerçek: Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de trafik kazaları 2002-2011 yılları arasında yüzde 279 artmış. 2002 yılında 439 bin 958 olan kaza sayısı, 2011 yılında 1 milyon 228 bin 928’e çıkmış. 10 yılda hayatını kaybedenlerin sayısı ise 43 bin 140.
Peki yollar ne kadar güvenli? İnsanlar güvenli araç sürme konusunda ne kadar bilinçli? İnsanları kent dışında yeni sitelere, allayıp pulladığı yeni yaşam alanlarına yönelten, bunun için yeni yollar inşa eden, hatta ülke ekonomisini bunun üzerine kuran AKP, bunca can ve mal kayıplı trafik kazaları karşısında ne yapıyor? Bunların ekonomik maliyetlerini hiç hesaplıyor mu?
The Economist dergisi (25 Ocak 2014 tarihli) bir çalışma yapmış. “Dünyada araba kazalarından yılda 1.3 milyon kişi ölüyor. Bunun 1.2 milyonu yoksul ve gelişmekte olan ülkelerde. Zengin ülkelerde ise sadece 99 bin kişi” diyor ve ekliyor “Yeni yollar inşa etmek ülkelerin kalkınması için önemli araçlardan biri. Dünya Bankası başta olmak üzere birçok uluslararası kurum bunun için krediler veriyor ülkelere. Kredi sağlayıcılar ve kalkınma bankaları ‘Tehlikeli yol, hiç yol olmamasından çok daha iyidir’ anlayışında. Oysa zengin ülke deneyimleri yolların çok daha güvenli ve çok daha ucuz inşa edilebileceğini gösteriyor. Üstelik trafik kazalarının ekonomik maliyetleri sanıldığından çok daha yüksek. Öncelikle trafik kazalarının kurbanları daha çok çalışan erkekler ve çocuklar. İşgücü kaybını yanı sıra dağılan, parçalanan aileler; ilaç, hastane, ameliyat gibi masraflar, zarar gören araçların tamiri... Tüm bunlar, ülkelerin GSMH’lerinin yüzde 10’una varan rakamlara ulaşıyor.”
Çizilen tablo tanıdık değil mi? Ama ne gam... Paracıklar ayakkabı kutularına istiflenirken, bakan baba oğluna “Kaç para var oğlum?” diye sorup “1 trilyon var baba” yanıtını alırken, mahkemenin 3. havalimanı inşasını durdurma kararına karşın ilgili merciyi tınmayıp “Proje devam ediyor açıklaması yapılırken, ülkenin başbakanı “Biz 11 yılda 17 bin km yol yaptık. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları yapabilir mi?” diye yolsuzluğu aklarken, bizim tutup trafik kazalarının ardındaki nedenlerin peşine düşmemiz niye ki? Üstelik seçimlerin hemen arifesinde...

Doğru belediyecilik o kadar zor değil...
Geçen hafta sevgili dostumuz, gazetemiz yazarı, ÇYDD genel başkan yardımcılarından Prof. Dr. Türkel Minibaş’ı aramızdan ayrılışının 5. yılında anmak için İzmir’de toplanmıştık. Bornova Belediyesi’nin ve ÇYDD İzmir Şubesi’nin katkılarıyla düzenlenen panelden sonra Büyükpark’ta Gençlik Merkezi’ni gezdik. Daha doğrusu yeni adıyla, Türkel Minibaş Gençlik Merkezi’ni. Hayatını gençlere adamış Sevgili Türkel’in anısını yaşatmak için bundan iyi bir fikir olamazdı... Gelelim merkeze... Üniversite öğrencilerinin para harcamadan sosyal ihtiyaçlarının karşılandığı merkez, öğrencilere her gün iki öğün sıcak yemek imkânı sunuyor. Ayrıca ücretsiz çamaşır yıkama ve kurutma hizmeti veriliyor. Üniversite öğrencilerinin ihtiyaçları düşünülerek tasarlanan, kablosuz internet ortamının da olduğu merkez haftanın 7 günü sabah 08.00’den akşam 24.00’e kadar hizmet veriyor. 3 bin kitaplık kütüphanede ders çalışabiliyor gençler, aynı zamanda “kızlı-erkekli” sosyal ve kültürel etkinliklerini, hatta doğum günü gibi özel kutlamalarını da burada yapabiliyorlar... Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır örnek bir projeyi yaşama geçirmiş. Haliyle insan sormadan yapamıyor. Doğru belediyecilik o kadar da zor değil. Öyleyse neden yapılmıyor?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları