Stephane Hessel, Edgar Morin ve Toplum

06 Mart 2013 Çarşamba

Siz de benim gibi yoğun bir öfke içinde misiniz? Başbakan ‘Batsın bu medya’ dedi, koca Milliyet gazetesinde deprem oldu, AKP’nin kadın politikalarını protesto eden kadınlar önce eylemde polislerden dayak yedi, yetmedi, karakolda dövdüler, yetmedi otobüste üzerlerine oturdular... Bir garip “İmralı Süreci” ile Türkiye yeniden tasarlanıyor... İşin boyutu Türkiye ile sınırlı değil... Meşhur The Economist dergisi fütursuzca kapağına “Suriye: Bir Ülkenin Ölümü” diye başlık atabiliyor... ABD’nin bile Irak’taki savaşın petrol yüzünden olduğunu itiraf etmesine karşın farklı bahanelerle birçok ülkede ölümcül savaşlar yaşanıyor... Eklenecek söz çok...
Peki öfkenize nasıl duygular eşlik ediyor? Umutsuzluk, çaresizlik, geleceğe ilişkin bilinmezlik?..
Bir 21. yüzyıl manifestosu idi Fransız filozof
Stephane Hessel’in 30 sayfalık “Öfkelenin!” kitabı. 94 yaşında yazmıştı. “Öfkelenin”den 4 ay sonra, bir söyleşi kitabı olan “Engagez-Vous! / Mücadeleye Katılın!” ile insanları, toplumları bir davaya sahip çıkmaya, somut hedefler etrafında mücadeleye davet etmişti. Pilot, diplomat, eğitimci, sosyalist, insanlığın geleceği için örgütlü mücadelenin gerekliliğinin altını çizen bir hümanist. Zorlu bir yaşamı oldu. 1941’de Londra’daki Özgür Fransa Kuvvetleri’ne girdi. Daha sonra Gestapo tarafından tutuklandı, toplama kamplarında kaldı, işkence gördü...
27 Şubat’ta aramızdan ayrıldı. 96 yaşında. Hessel’in ölümünün ardından Le Monde gazetesi 1 Mart’ta Hessel ile birlikte Sefarad kökenli Fransız filozof ve sosyolog olan
Edgar Morin’in 2011 yılında gerçekleştirdikleri bir söyleşiye “Hessel-Morin: Politikayı Yeniden Tanımlamak” başlığıyla geniş yer verdi.
Morin 1921 doğumlu, yani 92 yaşında. II. Dünya Savaşı’nda teğmen rütbesiyle Fransız ordusunda savaştı. O da Hessel gibi Fransa’nın işgalinden sonra, Fransız direniş hareketinde yer aldı ve 1941 yılında Komünist Parti’ye katıldı. Son kitabı “
İnsanlığın Geleceği İçin Yol” kitabı. Bakın bu iki genç(!) cesur yürek neler paylaşmışlar:
“Morin ve ben arkamızda o kadar çok uzun bir yaşanmışlık bıraktık ki: Fransa işgali, Nazi dönemi, Çin’in Mao’su, Stalin Rusyası ve diğerleri... Bugünün problemleri gençliğimizin sorunlarından daha ağır değil ve deneyimlerimize göre ‘çözülemez hiç değildiyor Hessel... Dünya bir felakete sürükleniyor duygusu çok hâkim ve bunu ikisi de kabul ediyor ama her ikisi de umutlarını yitirmiş değil. “Bir sistem oluşan problemleri çözme kabiliyetini yitirmişse ya parçalanır, ya barbarlaşır ya da zorunlu bir dönüşüm geçirir” diyor Morin, Hessel de “Bir dizi önlem sıralamak birbiri ile iç içe geçmiş son derece karmaşık siyasi, ekonomik ve ekolojik dünya sorunları için çözüm olamaz. Her şeyin temelinde düşüncede bir reform şart, tabii yaşam biçimlerinde ve eğitimde de. Eğer sistemde bir dönüşüme gidilecekse bunu tüm boyutları ile ele almak şart” diye ekliyor.
Siyasi solu geleneksel olarak beslemiş olan üç esin kaynağına, yani bireylerin özgürlüğüne odaklanan
özgürlükçülüğe (liberteryanizm); toplumun düzeltilmesi üzerinde yoğunlaşan sosyalizme; toplulukların kardeşliğini vurgulayan komünizme dikkat çekerek bir siyasi canlanma ve yeniden doğuş çağrısında bulunuyoruz. Şimdi bunlara bir dördüncüsünü, çevreciliği ekleme zamanı: Çevrecilik, doğayla ve daha derin bir seviyede Toprak Ana ile bağlarımızı ve karşılıklı bağımlılığımızı yenileyip onardığı gibi, tüm canlıların enerji kaynağını güneşte görür...
Morin
“Dileğim siyasi partilerin önce tamamen çözülmesi ve yeni bir formül etrafında yeniden şekillenmeleri. Ve tabii çok daha güçlü sivil toplum kuruluşları...” derken Hessel “Ekonomik oligarşilerin devletlere hükmettiği bir dönemin içindeyiz ve bu durumdan tek başına sıyrılmak mümkün değil” vurgusu yapıyor.
Onlar
“Bugün yeni bir siyaset tarzına, yaşama özlemine ve yaşamı onarıp yenilemeye dayanan bir siyaset tarzına, bizi bugünkü kayıtsızlıktan ve ölümcül miskinliğimizden çekip çıkaracak bir siyaset tarzına feci şekilde ihtiyacımız var” diyorlar.
(Daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler için Umut Yolu Hessel-Morin, Say Yayınları)

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Pusulanın ibresi... 17 Mayıs 2024
Benim Cumhuriyet’im... 10 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları