KAZIN AYAĞI:Ekonomik Yapı Meksika ve Romanya'dan Geri

23 Kasım 2011 Çarşamba
\n\n\n

Ortada görünen tablo şu: Avrupa küresel finans krizine derinlemesine gömülmüş debelenip dururken Türkiyede iktidar hafif alaycı bir duruş sergileyerek Batının krizini izliyor. Her ne kadar başta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan olmak üzere bir iki bakan sıklıkla uyarı yapsa da genel havaBak bize bir şey olmadı. Bundan sonra da olmaz..şeklinde Oysa kazın ayağı hiç de öyle değil.

\n

Geçen cumartesi günü İstanbulda Babacanın da katılımıyla gerçekleştirilen Sanayi Politikaları Yuvarlak Masa Toplantısında TÜSİAD Türkiyede Büyümenin Kısıtları: Bir Önceliklendirme Çalışmasıadlı raporunu açıklarken Türkiyede asla enine boyuna tartışılacak bir gündem haline gelememiş bir konuyu masaya yatırmaya çalıştı: Sürdürülebilir bir büyüme için eğitimin her şeyden, hatta paradan bile önce geldiğini…”

\n

Peki neden eğitim bir ülkenin ekonomi için yaşamsal önem taşıyor? Patronlar Kulübünün raporu bakın bu konuda ne diyor:

\n

Son yıllarda yapılan araştırmalar, ülkelerin hangi tür ürünlerde uzmanlaştıkları ile büyüme performansları arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Diğer etkenler verili iken, uzmanlaşma örgüsü dahakarmaşıkveya teknoloji veya verimlilik içeriği daha yüksek ürünler içeren ülkelerin orta ve uzun dönemde daha yüksek büyüme oranlarına ulaştığı şeklindeki önerme, hem teorik hem de ampirik araştırmalarda destek bulmaktadır. Karşılaştırmalı olarak bakıldığında, Türkiyenin ihracat yapısının gelişmişlik düzeyi Meksika, Çin ve Romanya gibi ülkelerin gerisindedir.

\n

Hausman ve Hidalgo, sıradanlığın da ihracat yapısının önemli bir göstergesi olduğunu savunmaktadır. Sıradanlık göstergesine bakıldığında, Türkiye sadece Brezilya, Meksika, Polonya, Macaristan gibi ülkelere göre değil, aynı zamanda kişi başına geliri daha düşük olan Hindistan, Endonezya ve Taylanda göre de daha sıradan ürünler ihraç etmektedir. İhracat yapısının ortalama verimlilik düzeyi ve sıradanlığı, Türkiyede de piyasa mekanizmasının yatırımların gelişmiş ürünlere yönelmesini yeterince özendirmediğini düşündürmektedir.

\n

Özetleyecek olursak, demek ki;

\n

1- Türkiye uzmanlanmış alanlarda (yüksek teknoloji ve verimlilik) üretim yapmakta zorlanıyor.

\n

2- İhraç ettiği ürünler hayli sıradan.

\n

Peki, ne yapılmalı?

\n

Finansmana erişimin kolaylaştırılması ya da daha çok vergi toplanması gibi unsurlar önemli, ancak bunların hiçbiri sürdürülebilir bir büyüme için tek başına yeterli değil. TÜSİADın raporunda sorunun çözümü için 2 öneri sıralanıyor:

\n

1- Eğitim düzeyi ve kalitesi ile bilişsel becerilerde önemli bir iyileşme gerekmektedir.

\n

2- Türkiyede üretim ve ihracatın teknolojik içeriğinde ciddi bir iyileşme gerekmektedir.

\n

Raporda uluslararası bulgulara dayanarak, bu iki etkenin de kendi başlarına ülkenin büyüme performansını doğrudan etkileyen değişkenler olduğu vurgulanıyor. Eğitim düzeyi ve kalitesinin artması, hem eğitime ayrılan kaynakların artmasını hem de bu kaynakların daha verimli kullanılmasını gerektiriyor. TÜSİAD üretimin teknolojik içeriğinin iyileşmesi konusunda da devletçibir bakış açısına geri dönerek kamusal müdahalenin gerekli olduğunusavunuyor.

\n

AKP genç nüfus ile övünüp hatta insanların 3 çocuk yapmaları konusunda ısrar ederken, tüm dünyanın artık kabul ettiği eğitimin can alıcı rolü konusunda neler yaptı peki? Burada da Orhan Bursalının son kitabı 10 Yıldır AKP: Uluslararası Göstergelerle Türkiye Röntgeniisimli yapıtından eğitimle ilgili göstergeleri kısaca özetleyelim isterseniz... Veriler OECDnin her yıl yayımladığı Bir Bakışta Toplum (Society at a Glance) Raporundan...

\n

Eğitim harcamalarında 34 OECD ülkesi arasında 33. sıradayız. Yani Türkiye dolar cinsinden satınalma gücü hesabıyla eğitime en az para harcayan ülke. Eğitim göstergelerinde de durum farklı değil. İnsani Gelişmişlik Raporunun 15 yaş üstü yetişkinler arasında okuma yazma bilenlerin oranında dünya sıralamasında 97nciyiz. OECDnin Bir Bakışta Eğitim 2011 Raporuna göre ise nüfusumuzun ortalama eğitim yılı 6.5. Ve OECD sonuncusuyuz. 25-34 yaş arası nüfusta lise mezunu olanların oranı yüzde 41. Aynı yaş grubunda üniversiteyi bitirmiş olanların oranı ise yüzde 16.6, ki burada da 34 OECD ülkesi arasında 33. sıradayız. OECD ülkeleri ortalaması olan yüzde 37 mezuniyetin yarısına bile yetişemiyoruz.

\n

Öğrenci başarılarını ölçerek ülkelerin eğitim sistemlerinin durumlarını gözler önüne seren PISA araştırması 2010 raporuna göre de Türkiye, OECD ülkeleri arasında başarı sıralamasında sondan üçüncü. PISAnın alt başlıklarına geçersek; Türkiyede öğrenciler okuma-anlama başarısında Avrupa ülkelerinin sonuncusu, OECD ülkeleri arasında ise 32. sırada. İşin belki de en kötüsü ise yine PISAya göre son 9 yıldır eğitimde olduğumuz yerde sayıp hiç ilerleme kaydetmeyişimiz.

\n

Ekonomide katma değeri, deneyimi ve uzmanlığı yüksek olmayan üretim ve ihracat yapısı ile niteliği ve yaygınlığı düşük eğitim düzeyi,parlak ekonomide kazın görülmek istenmeyen ayağıdır.

\n

\n\n\n

tÜrkiye eğitimde nerede?

\n\n\n

Eğitim, Okuma Becerisi:\t 32nci sırada (34 OECD ülkesi arasında, \t\t\t\t \tPISA. AB sonuncusu)

\n

Eğitim, PISA, 9 yılda \t 0 gelişme.

\n

Eğitim Harcamaları:\t 33’üncü\t(34 OECD ülkesi arasında)

\n

Lise Mezuniyeti:\t% 41\t(25-34 yaş arası nüfusta)

\n

Üniversite Mezuniyeti:\t% 16.6 \t(25-34 yaş arası nüfusta, OECD: 33.)

\n

Nüfusun Ort. Eğitim Yılı: \t6.5\t(OECD sonuncusu)

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Pusulanın ibresi... 17 Mayıs 2024
Benim Cumhuriyet’im... 10 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları