Özdemir İnce

Yeni asabiyet dönemi

15 Şubat 2019 Cuma

İslam toplumlarının marazlarını anlamak için kuruluş dönemi tarihine bakmamız gerekir. Ama yandaş olarak değil, çağdaş bir siyasal tarihçi, ekonomi tarihçisi yöntemiyle. Yazının adındaki “asabiyet”, asabilik, sinirlilik hali anlamına gelmez. Ama İslamı ve toplumlarını çürüten asabiyet virüsünü işaret eder.

***

Asabiyet: Bir kimsenin baba tarafından akrabaları, soy yakınlığı. Akraba, soy, kabile, kavim, din bağlamında yan tutmak. Alafranga tanımıyla “nepotizm”. Bu anlayışa göre, ister namuslu olsun ister namussuz, ister hırsız, ister zalim, ister mazlum, kandaşın olan kişinin yardımına koşacaksın! İslamcılar, “Cahiliye dönemi özelliklerinden olan asabiyet anlayışı Peygamberimiz ve ilk iki halife döneminde toplumdaki etkisini kaybetti” derler. Ama asabiyetin cahiliye ve ilmiye dönemi yoktur. Hesabı bu dünyada verilmesi gereken büyük bir suçtur!.

***

Tersi yazılıp söylenir ama yolsuzluklar 3. halife Hz. Osman’dan önce başlamıştır. “Daha Hz. Muhammet döneminde zekât memurları rüşvet almaktadır. Hz. Ebubekir ve Hz.Ömer döneminde de asabiyet ve zekât yolsuzlukları olur (…) Cennete gideceği sağlığında ilan edilmiş Hz. Osman’ın, toplanan zekâtı yakınlarını zengin etmek için kullandığı gerekçesiyle, Müslüman Mekke halkı tarafından, sarayı basılarak öldürülmesi ve layık değil düşüncesiyle cesedinin Müslüman mezarlığına bile sokulmayıp Musevi mezarlığını atılması, oldukça çarpıcı bir örnektir.” (Erdoğan Aydın, İslamiyetin Ekonomi Politiği, Kırmızı Yayınları, 2008. S.145-146)

***

Sadece zekât yolsuzluğu mu? Üçüncü İslam halifesi Hz. Osman’ın, halife seçildikten sonra akrabalarına özel önem vermesi ve devlette onları önemli görevlere getirmesi, muhalefet oluşmasına yol açtı. Cahiliye dönemi göreneği olan asabiyet anlayışının Hz. Muhammet ve ilk iki halife döneminde etkisizleştiği ama Hz. Osman’ın halife olmasıyla canlandığı söylenir. Hz. Osman’ın öldürülmesi ve Yahudi mezarlığına gömülmesi ise Haşimioğulları - Ümeyyeoğulları arasındaki cahiliye döneminden gelen iktidar kavgasına bağlanır. Bu doğru olabilir ama Hz. Osman’ın somut uygulamaları var: Hz. Osman hilafete gelmesiyle birlikte askeri ve idari birçok karar aldı. Bunların bazıları onaylanmış bazıları şiddetle eleştirilmiştir. Eleştirilen kararlarının başında Mısır, Kûfe, Basra gibi önemli eyaletlerin yönetimine ve askeri görevlere yakın akrabalarını kayırması geliyor.. Hz. Osman, Kûfe Valisi Sa’d b. Ebî Vakkâs’ı azledip yerine üvey kardeşi Velid b. Ukbe’yi, Mısır Valisi Amr b. el-Âs’ın yerine sütkardeşi Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh’i görevlendirmiş, kısa bir süre sonrada Ebû Mûsâ el-Eş’arî’yi görevden alarak dayısının oğlu Abdullah b. Âmir’i Basra valiliğine tayin etmiştir. Hz. Osman, önemli eyaletlere yakın akrabalarını atamıştı ama Emevi kabilesinden olduğu için Şam valisi Muaviye’ye dokunmadı.
Hz. Osman’ın eleştirilen uygulamaları sadece siyasi ve askeri mevkilere yakın akrabalarını tayin etmesi değildir. Aynı zamanda onlara birtakım ekonomik ayrıcalıklar da tanınması bu eleştirilerde önemli oldu.

***

Osmanlı’yı da etkileyen Cahiliye döneminin asabiyet geleneği, o günlerden bu günlere Arap ve Müslüman toplumlarında devam ediyor... Her dönemde akraba ve yandaş kayırmaları oldu ama AKP iktidarında sanki yeni bir Hz. Osman dönemi yaşamaktayız. Bizi mahcup etmek istemeyen AKP’nin Çamlıyayla (Namrun) İlçe Başkanı Mehmet Ali Yetiş “Hırhız bizim hırhızımız, yanında yer alırık!” demiş. Demiş ama Kaçkaç döneminden Gök Veli ile Göde Omar ellerinde sopa, mezarlarından fırlamak üzere. “Bre Namrun’umuzun yüzkarası cavır!” diye…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları