Olaylar Ve Görüşler

Suları geriye akıtamazsınız - Erol ERTUĞRUL

28 Eylül 2021 Salı

13 Kasım 1918 günü Mustafa Kemal Paşa Suriye cephesinden trenle Haydarpaşa’ya gelmiştir. İstanbul işgal altındadır. Yanında yaveri Cevat Abbas vardır. Kartal istimbotu ile karşıya geçmek istediklerinde işgal kuvvetlerinin gemileri nedeni ile bir süre beklerler. Cevat Abbas üzüntüsünden gözyaşlarını tutamaz. Mustafa Kemal orada tarihe geçen o sözleri söyler: “Geldikleri gibi giderler.”

Mustafa Kemal İstanbul’da zaman zaman Pera Palas’ta kalmaktadır. Yağmurlu bir gün Pera Palas’a gelir. Sarı saçları yağmurdan ıslanmıştır. Pelerinini garsona verir. İngiliz subayları Levanten hanımlarla dans etmekte, eğlenmektedirler. Birden herkes salona giren bu yakışıklı Osmanlı paşasına bakmaya başlarlar. İngiliz subayları garsona bu girenin kim olduğunu sorarlar. Garson “Mustafa Kemal Paşa” der. İngilizler Mustafa Kemal Paşa’yı Çanakkale’den tanımaktadırlar. Mustafa Kemal onları Çanakkale’de durduran kişidir. Hemen garsonla haber gönderir, Mustafa Kemal Paşa’yı masalarına davet ederler. Garson Mustafa Kemal’e daveti iletir. Mustafa Kemal’in yanıtı ise bir ders niteliğindedir: “Biz burada ev sahibiyiz, onlar misafirdirler, istiyorlarsa onlar benim masama buyursunlar.” Buz gibi bir hava eser, herkes yerinde kalır.

‘DELİ DEĞİL ZIRDELİ’

Mustafa Kemal İstanbul’da Şişli’de bir ev kiralamıştır. Bu ev günümüzde Şişli Belediyesi tarafından müze yapılmıştır. Alemdar gazetesinin başyazarı Refi Cevad Ulunay, Mustafa Kemal ile bir söyleşi yapmak üzere Şişli’deki eve gelir. Söyleşi biter. Mustafa Kemal ona “Bu ülke nasıl kurtulur, diye bir soru sormanızı beklerdim” der. Ulunay şaşırır “Böyle bir olasılık bulunmadığı için böyle bir soru sormadım” der. Mustafa Kemal “Büyük diye gördüğünüz devletler aslında öyle büyük değiller, birileri Anadolu’ya geçer ve ulusu örgütlerlerse bu ülke kurtulur” diye onu yanıtlar. Refi Cevad Ulunay Cumhuriyet kurulduktan sonra bu olayı Sadi Borak’a anlatırken “Baktım ki” der “adam deli değil, zırdeli, birileri ulusu örgütlerse ülke kurtulurmuş”. Sadi Borak “Ama bak adam haklı çıktı ülkeyi kurtardı” deyince Refi Cevad “Hayır ben haklıydım. O günlerde herkes benim gibi düşünmekteydi, bir tek o böyle düşünüyordu” der. 

26 Ağustos 1922 günü Sarışın Kurt, ordusuyla birlikte Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlar. Mustafa Kemal’e söz verdiği saatte Çiğiltepe’yi almakta geciken Albay Reşat Bey (Çiğiltepe) sözünü yerine getiremediği için 27 Ağustos günü canına kıyar. Haberi alan Mustafa Kemal Paşa’nın gözlerinden yaşlar süzülür. 30 Ağustos günü büyük utku kazanılır. Ve ordularımız 9 Eylül 1922 günü İzmir’e girer. İzmir’in dağlarında çiçekler açar.

Sonra Cumhuriyet kurulur. Sonra dev devrimler yapılır. On beş yılda on altı şeker fabrikası, KİT’ler kurulur. Ne acı ki bu kurumların hepsi özelleştirme diyerek satıldı. Ankara’da Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü kurulur. Sıtma, verem, trahom ile savaşılır, aşılar bulunur. Yabancı ülkelere aşılar gönderilir. Birkaç yıl önce bu kurum da kapatıldı. Korona için dış ülkelerden aşı beklediğimiz günlerde, aşı üreten bu kurumumuz gelir aklımıza. THK kurulur. Amaç orman yangınları ile savaşmaktır.

AKP’DEN KURTULMAK GEREK

THK’nin uçaklarının bakımı için 4 milyon doları bulamayanlar, Somali’ye 30 milyon dolar bağışlarlar. Manavgat’ta, Marmaris’te ormanlarımız, yüreğimiz yanarken THK uçakları yangınlara el atamaz, birkaç gün içinde binlerce hektar ormanımız kül olur. Yabancılara maden ruhsatları verilir. Binlerce ağacımız kesilir. HES adı altında akarsularımızın yatakları değiştirilir, göllerimiz kurutulur. Doğanın dengesi bozulur. İnsanlarımız sellerde yaşamlarını yitirirler. 

Altı milyon Suriyeliden sonra şimdi de Afganlar. Ümmet düşüncesi ile ülkemiz Araplaştırılmak isteniliyor. Erdoğan yargı yılı açılışında Diyanet İşleri Başkanı’na dua okutuyor. Yargıtay Başkanı da duaya katılıyor. Laiklik ayaklar altında. Diyanet İşleri Başkanı’ndan bir şeyhülislam yaratılmak isteniliyor. DİB Kuran kurslarının artırılacağını söylüyor. Bu kurslarda Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı yapılıyor. Küçük çocuklara tecavüz ediliyor. Bunlardan kurtulmak için önce bunlara neden olan AKP kadrolarından kurtulmak gerekmektedir. Suları geriye akıtmanın olanağı yoktur. Bugünler geçecektir. 

Bize bu güzel ülkeyi bırakan Mustafa Kemal ve arkadaşlarına sevgi ve saygıyla.

EROL ERTUĞRUL 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları