Mehmet Ali Güller

Türkiye yeniden ‘ileri karakol’ olamaz

21 Mart 2022 Pazartesi

Ukrayna krizi, Türkiye’deki Amerikancılar açısından, yeniden ABD’yle müttefiklik ilişkisini düzeltebilmek için fırsat olarak görülüyor.

ABD yönetiminin de aynı yaklaşıma sahip olduğu anlaşılıyor. Çeşitli kademede ABD yetkilisi, sıra sıra Türkiye’nin rolünü öne çıkaran övgüler diziyor.

Ancak esas sorun, bu süreçte ABD’nin krizi fırsata çevirip Türk-Rus işbirliğini sabote etmek üzere bazı hesaplarının olmasıdır.

ABD’DEN AKP’YE: S-400’LERİ UKRAYNA’YA VER

Reuters’ın üç kaynağa dayandırarak yaptığı habere göre ABD, Türkiye’den S-400 hava savunma sistemini Rusya’ya karşı kullanması için Ukrayna’ya vermesini istemiş!

Teklifin çeşitli temaslar sırasında gayri resmi olarak iletildiği, son olarak ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın Türkiye ziyareti sırasında gündeme getirildiği belirtiliyor.

Nitekim Sherman o ziyareti sürecinde 5 Mart’ta Habertürk’e verdiği demeçte şöyle demişti: “Herkesin S-400 konusunun uzun süredir devam eden bir sorun olduğunu bildiğini düşünüyorum ve belki de bu sorunu çözmek için yeni bir yol bulabileceğimiz bir an.”

Açık ki ABD, S-400 teklifiyle birkaç kuş birden vurmayı hedefliyor.

TÜRKİYE’NİN NATO’DAKİ ÖNEMİ!

Ukrayna krizini Türk-Amerikan ilişkileri bağlamında fırsata çevirme görüşünün Saray içinde de olduğu anlaşılıyor. AKP hükümeti, krizi fırsata çevirerek Batı nezdinde yeniden önem kazanmanın ve buna bağlı olarak da raftaki bazı sorunları çözebilmenin peşinde…

Daha vahimi, Ukrayna krizinin, Avrupa güvenlik mimarisinin şekillendirilmesi düzleminde NATO’ya alan açtığı, bunun da Türkiye ile Yunanistan’ın güneydoğu kanadı rolünü yeniden önemli hale getirdiğinin savunulmasıdır.

Bu görüş sahipleri, pratikte Türkiye’nin yeniden ABD’nin “ileri karakolu” olmasını savunmaktadırlar.

Peki, bu mümkün mü?

40 YILLIK ÇÖZÜLME

Doğru, Türkiye NATO ülkesi. Doğru, Türkiye’de NATO ve daha önemlisi ABD üsleri var. Ama Türkiye buna rağmen ABD’nin “ileri karakolu” değil.

Türkiye’nin ne zaman “ileri karakol” olmaktan çıkmaya başladığını incelemek açısından referans alınabilecek en uygun tarih, sanırım 1986 yılıdır.

Çözülme, 1986’da TSK’nin Pentagon planına itirazıyla başladı; TSK’nin 1991’de Bush ve Özal’ın Irak’a karşı kuzeyden cephe açma mutabakatına direnmesiyle sürdü, 28 Şubat’ta büyük sıçrama yaptı. Öyle ki o süreçte ABD “Türk ordusunun hizadan çıktığını” saptıyor ve belgelerine yazıyordu. Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eşbaşkanlığı üzerinden ABD, sürece “Ergenekon” darbesini yaptı. Türkiye, yeniden ABD’nin BOP içinde bir “ileri karakolu” yapılmaya çalışıldı. Ancak birincisi BOP’un çökmesi, ikincisi ABD destekli FETÖ’nün yenilmesi nedeniyle Washington’ın Türkiye’yi “yeniden ileri karakol yapma” planı hedefine ulaşamadı. Şimdi ABD bir kez daha Ukrayna krizini fırsata çevirerek Türkiye’yi “ileri karakol” yapma hayali kuruyor!

Ancak bu, hem yukarıda özetlediğim 40 yıllık süreç nedeniyle hem de yeni bir dünyanın kurulmakta olduğu gerçeği nedeniyle artık mümkün değil. Üstelik bu durum, AKP iktidarına rağmen bile mümkün değil.

ESKİ TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI

Kimileri her ne kadar AKP’nin Ukrayna krizinde aldığı tutumu, “yeni Türkiye”nin dış politikası olarak pazarlasa da bu, aslında AKP’nin yıkmaya çalıştığı “eski Türkiye”nin dış politikasıdır, üstelik sorunlu bir şeklidir.

Açık ki AKP sert gerçeklikle karşı karşıya kalınca “eski Türkiye”nin dış politikasına sarılmak zorunda kaldı. O dış politikayı kendi ideolojik zaafları nedeniyle sorunlu uyguluyor olsa bile şu aşamada, sonuç olumludur: Türkiye-Rusya işbirliği, ABD’nin tüm müdahalelerine karşın sürmektedir.

Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da ABD’nin yaptırım tehdidine rağmen ülkesiyle iyi ilişki sürdüren ülkeler listesinde Türkiye’yi, Çin, Hindistan ve Mısır’la birlikte saymaktadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

G20’nin dönüşümü 23 Kasım 2024
Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları