Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sınıf bağışıklığı ve siyah öfke
Normalleşme dedikleri, bir tercih değil zorunluluktur. Bu ABD için de böyledir, Türkiye için de...
Trump’ın normalleşme yani “ekonomiyi çalıştırma” isteğiyle, Erdoğan’ın isteği aynı nedenledir: Kötü ekonomi tablosu.
Deprem ve salgın gibi sorunlar, ekonomide kamu ağırlığı güçlü olan devletlerin üstünden daha kolay kalkacağı sorunlardır. Amerika ve ona benzetilmeye çalışılan “küçük Amerika: Türkiye” ise bu eksiklik nedeniyle zorlandı, zorlanıyor...
Tam tedbir, yarım tedbir farkı
Çin’in başarısı, ABD’nin başarısızlığı ve Türkiye’nin yarım başarısı bu nedenledir: Çin’in iki aylık “tam tedbir” uygulayacağı rezervi vardı; ABD’nin yok ve Türkiye, neyse ki kamuculuktan kalma sağlık anlayışına ve insan birikimine sahipti...
ABD ve Türkiye o nedenle “tam tedbir” uygulayamadı, “yarım tedbir”le idare etmeye çalıştı. Ancak salgınla mücadeleler savaş gibidir; yarım tedbir olmaz, tam tedbir gerektirir!
Salgınla mücadele başarısında ölçü son tahlildeki sayılardır: Vaka sayısı Çin’de 84 bin, ABD’de 2 milyon 84 bin ve Türkiye’de 177 bindir. Çin’in nüfusunun ABD’nin 4, Türkiye’nin 18 katı olduğunu belirtelim!
Bu tabloya rağmen ABD ve Türkiye normalleşmeye geçti, çünkü ekonomi iyi değil...
Sürü bağışıklığı
Salgın bitmediğine ve dünya verilerine bakılırsa gerilemediğine göre, normalleşme artık bir “ekonomi faaliyeti” olmanın ötesinde, bir sürü bağışıklığı hatta “sınıf bağışıklığı”dır!
Anımsarsanız salgın ilk küreselleştiğinde, İngiltere başta olmak üzere bazı Kuzey ülkeleri “sürü bağışıklığı” modelini uygulamaya başlamıştı. Bu model bir önlem alınmaması ve topluma yayılması için salgının doğal akışına bırakılmasıydı. Böylece yaşlılar, hastalar, zayıflar temizlenirdi!
Bu, sömürgeci İngiliz zihniyetinin güncel versiyonuydu!
Neyse ki o yanlıştan çabuk döndüler ve “sürü bağışıklığı” modelini bıraktılar. Ancak buna rağmen İngiltere’de vaka sayısı yarım milyonu aştı ve dünyada en fazla vaka görülen üçüncü ülke konumunda...
Sınıf bağışıklığı
Salgın sürmesine rağmen ekonomiyi çalıştırmak adına hayatı normalleştirmek, bir çeşit sürü bağışıklığı hatta sınıf bağışıklığıdır: Zira ekonomiyi çalıştırmak için salgınla temas riski artarak çalışmak zorunda kalacak olanlar alt sınıflardır, ezilenlerdir...
Orta sınıfların bile bir bölümünün evinde çalışabilme olanağı vardır ama hizmet sektöründe çalışanların, kargocuların, temizlik görevlilerinin, atölyelerde çalışan emekçilerin, kısacası beden gücüyle geçinmek zorunda olanların böyle bir lüksü yoktur...
Ve ekonomiyi çalıştırmak üzere işlerine gidecek bu emekçilerin “özel araçları, özel şoförleri” yoktur; en fazla topluca bindikleri servisleri vardır ve çoğunluğu otobüsü, metroyu kullanmaktadır.
Tam tedbir için kaynak var
Son veriler ikinci bir dalga olasılığının arttığını ortaya koymaktadır. Nitekim Bilim Kurulu üyeleri bu olasılık nedeniyle uyarmaktadır. Örneğin Prof. Dr. Tevfik Özlü şöyle demektedir: “Bugünkü rakamlar bize alarm çalıyor şu anda. Tekrar eskiye dönebiliriz, yasaklar gelebilir, her şey geriye dönebilir diye bizi uyarıyor.”
Türkiye “ekonomik zorunluluktan” kaynaklı normalleşmeden hemen vazgeçmeli ve Bilim Kurulu’nun önerileri “tam ve kesin” uygulanmalıdır!
Haliyle, “Hani ‘Normalleşme hükümetin bir tercihi değil, ekonomik zorunluluk’ demiştiniz?” diyebilirsiniz, haklısınız. Ancak “tam tedbir” uygulayabilmek için kaynak var! Sadece hükümetin “geçiş garantili köprü ve yol ihaleleri” nedeniyle ödeyeceklerimizi bir yıl ödemeyerek bile tam tedbiri alabiliriz! Saray danışmanlarına ve RTÜK başkanlarına banka yöneticiliği gibi ek maaş ayarlamaları başta olmak üzere on binlerce AKP profesyoneline üretilen ikinci, üçüncü maaşları hesaba katmıyoruz bile!
Salgının ekonomi-politiği
ABD’de “beyaz polis şiddetiyle” başlayan siyah öfke patlamasının, 1992 ya da 2014’teki benzerlerinden daha büyük olması, hatta bunun Avrupa’ya sıçraması, doğrudan salgınla ilgilidir.
Çünkü görüldü ki siyahlar ve hispanikler nüfusun yüzde 30’u olmasına rağmen, salgında ölüm oranları yüzde 50’den fazlaydı, kimi eyaletlerde yüzde 80’lere varıyordu!
Şundan: Çoğu alt sınıflara mensuptu; evden çalışma lüksleri yoktu ve en ağır işlerde çalışıyorlardı; hatta işsizlerdi... Bu tablo Amerikan sağlık sisteminin adaletsizliğiyle birleşince ortaya siyahların aleyhine vahim bir tablo oluştu.
Kısacası salgında ezilenler ölüyordu daha çok... Üstelik işsiz sayısının 45 milyon olduğu şartlarda, en zengin 400 ABD’linin serveti 3 trilyon dolara yükseliyordu!
İşte bu tablo siyah öfkeyi bu kez çok daha büyük bir patlamaya dönüştürdü.
Kısacası “virüsün bulaşmasının da tedavisinin de sınıfsal olduğu” gerçeği, acı bir şekilde doğrulanıyor hepimiz için...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- Evlilikte şanslı olan 4 burç!
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Milletvekili sayısı artacak
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- Soylu geri mi dönüyor?
- Çocuklar neden oldu: 75 yolcu hayatını kaybetti