Mehmet Ali Güller

Erdoğan’ın İhvan projesi çöktü

13 Nisan 2023 Perşembe

Ilımlı İslamcılık ve onun bir aracı olarak İhvancılık, önce Türkiye’de iktidar oldu. Erdoğan’ların ABD desteğiyle “yenilikçi” kanat olarak Erbakan’a karşı çıkışı, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne hazırlığıydı. O projenin eşbaşkanı olarak Erdoğan’ın iktidarı da başlangıcıydı.

İhvan’ın/Mursi’nin Mısır’da Mübarek’i deviren halk hareketini çalarak iktidara oturması, ikinci perdedir. O ikinci perdede, Erdoğan “İhvan coğrafyasına” liderlik yapma hedefi belirledi.

Mısır ile birlikte Tunus’ta Nahda hareketinin iktidar yapılmasıyla ve en önemlisi Suriye’de Esad’ı da devirerek İstanbul’dan Trablus’a uzanan kesintisiz bir İhvan coğrafyası oluşturacaklardı: Türkiye, Suriye, Filistin, Mısır, Libya, Tunus...

BOP ÇÖKTÜ, İHVAN ÇÖKTÜ

Olmadı. Suriye’de Esad’ı yıkamadılar. Hegemonyası zayıflayan ABD’nin BOP’u çıkmaza girdi. Esad’ın müttefikleriyle direnişi ve Mısır’da bu kez İhvan’a karşı başlayan ikinci halk hareketi (gerçi onu da bu kez Sisi çaldı) süreci tersine çevirdi: Atlantik cephesinin sahadaki koalisyonu; Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ikiye bölündü.

Erdoğan’lar, “değerli yalnızlık” pahasına İhvancılığı sürdürmeye çalıştı önce. Ancak ABD’nin bölgedeki etkisinin zayıflaması, Erdoğan başta müttefiklerini zorda bıraktı. Erdoğan, iktidarda kalma becerisine sahip iyi bir taktisyen olarak hızla manevra yaptı. Dışarıda Esad’la değil ama Esad’ın müttefikleriyle, içeride de milliyetçilerle ittifak kurdu.

Ancak artık bunun bile yetmediği şartlardayız. Ortadoğu’da ABD’nin “savaş çıkarma” etkisinin azaldığı ama Çin (ve Rusya’nın) “barış kotarma” yeteneğinin arttığı yeni bir dönemdeyiz.

Kuşkusuz Erdoğan da bu dönemin gereği olarak ve iktidarda kalabilmek için taktik adımlar attı, atıyor: Önce BAE’yle, sonra Suudi Arabistan’la normalleşmeye başladı. Ardından yeterince ilerletemese de Mısır’la normalleşmeye yöneldi. Ve Rusya’nın kolaylaştırıcılığında Suriye’yle normalleşebilmeyi arıyor. Erdoğan’ın son “normalleşme atağı” da Tunus’ta oldu. Gerçi atak dediğimiz, aslında Erdoğan’ın siyasetlerinde geri adım atmasından başka bir şey değil elbette.

İHVAN DÖNEMİNİN KAPANIŞ TARİHİ: 14 MAYIS

İhvancı Nahda’yı tasfiye etmek amacıyla meclisi fesheden Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’i “halkın iradesine darbe yapmakla” suçlayan Erdoğan, tıpkı Sisi gibi Said’le de ilişkileri düzeltmenin yollarını arıyor artık.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop bu amaçla Tunus Meclis Başkanı İbrahim Buderbale’ye bir mektup yazdı. Türkiye’nin Tunus Büyükelçisi Çağlar Fahri Çakıralp, o mektubu Buderbale’ye götürdü.

Tunus ve bölge basınına yansıdığı kadarıyla, Tunuslu siyasiler bu adımı, Erdoğan’ın seçim öncesinde, Mısır’dakine benzer bir manevrası olarak değerlendiriyorlar ve bu nedenle de “Erdoğan aslında değişmedi” yorumları yapıyorlar.

Ancak nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin sonuçta Erdoğan, Suriye’de de Mısır’da da Tunus’ta da “İhvan iktidarı” hedefinden geri adım atmış ve İhvancılıkla mücadele ettikleri için “darbeci” diye suçladığı bölge liderleriyle barış istemek zorunda kalmıştır.

Bu, bir dönemin de sonu demektir: Erdoğan’ın ABD destekli İhvan projesi çöktü! İhvan’ın Büyük Ortadoğu’da iktidar yapılması ABD’nin küresel projesiydi. 14 Mayıs’ta Erdoğan rejiminin son bulmasıyla, İhvancılık başladığı yerde son bulmuş olacak. Tabii muhalefet, bunu öteletecek bir büyük hata yapmazsa.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

G20’nin dönüşümü 23 Kasım 2024
Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları