Yol Haritası

23 Şubat 2013 Cumartesi

Kapatılan DTP’nin, 2007’deki Demokratik Toplum Kongresi sonrası yayımlanan bildirisinden satır başları:
- Kongremiz; Kürt halk önderi
Abdullah Öcalan’ın, Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımının son derece belirleyici olduğu sonucuna varmıştır. Bu nedenle Abdullah Öcalan’ın, İmralı’dan başka bir yere nakli ile sağlık sorunlarının giderilmesi için tedavi sürecinin başlatılmasının, toplumsal barış için rolünü oynayabileceği şekilde, halkla bağ kurabileceği bir ortam yaratılmasının, Kürt halkı kadar Türkiye demokrasisi açısından da son derece yaşamsal olduğu sonucuna varmıştır.
- Katı merkeziyetçi ulus devlet olarak örgütlenen devletin siyasi ve idari mekanizmaları, demokratik cumhuriyetten daha ziyade oligarşik bir yapılanmaya denk düşmektedir. Söylemde etnik bir temele dayanmadığı iddia edilen Türk milliyetçiliği anlayışı bir tarafa; aslında askeri, idari ve yargısal devlet örgütlenmesinin tamamında Türk etnisitesini esas alan bir anlayışın hâkim kılındığı tartışmasızdır.
- Kongremiz, ülke bütünlüğü içinde halkın yerelde söz ve karar sahibi olmasını sağlayacak ve tüm farklılıkların kendini özgürce ifade edebileceği düzeyde özerklik kazanması temeline dayanan modelin çağdaş kavramlaştırılışını
“demokratik özerklik” biçiminde tanımlamaktadır. Bu idari modelde, adem merkeziyetçilik işletilerek birbiriyle yoğun bir şekilde sosyo-kültürel ve ekonomik ilişki içinde bulunan illeri kapsayan ve il genel meclislerine benzer bir şekilde seçimle iş başına gelen bir bölgesel meclis, merkezi hükümet adına dışişleri, maliye ve savunma hizmetleri ile merkezi ve bölge yönetimlerince birlikte yürütülecek emniyet ve adalet hizmetleri hariç; eğitim, sağlık, kültür, sosyal hizmetler, tarım, denizcilik, sanayi, imar, çevre, turizm, telekomünikasyon, sosyal güvenlik, kadın, gençlik, spor gibi hizmet alanlarından sorumlu olacaktır.
- Herkesi Türk olarak tanımlayan bir vatandaşlık tanımı yerine kültürel kimlikleri kabul eden ve bu kültürel kimliklere dayalı Türkiye ulusunun tümünü kapsayan
“Türkiyelilik” üst kimliği çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı esas alınmalıdır. Türkçe resmi dil olmakla beraber; diğer dillerin, bölgelerin çıkarılacak demografik yapısı da dikkate alınarak kamusal alanda ve eğitim dili olarak kullanılabilmesi, uluslararası sözleşme hükümlerine de uygun şekilde anayasal güvence altına alınması gerekmektedir.
AKP’nin bugünkü yol haritasını kimlerin çizdiği ortada...

\n

Bir Özgürler ki...

\n

Kamuda kılık kıyafet serbestisi için başlattığı “Özgürlük İçin 10 Milyon İmza” kampanyasını sürdüren Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu diyor ki:
“83 yıl önce seçme, 79 yıl önce seçilme hakkını verdiğimiz kadınlar; yıl 2013 ve ne giyeceğini seçme hakkına sahip değiller. Milletin seçtiği vekiller kendi kıyafetini dahi seçememekte, kadınlarımız çalışma hayatında inancının gereği olarak örtünme hakkını kullanamamaktadır.”
Kadınların inançlarının gereği “örtünme hakları”nı istedikleri gibi kullandıkları ülkeler var dünya üzerinde. Örneğin, Suudi Arabistan...
Suudi Arabistan’da kadın tümüyle örtünüyor ama onun seçme, seçilme hakkı yok. Her kadın nüfus kâğıdı da alamıyor. 22 yaşını aşmış kadın, nüfus kağıdı için babası, kocası ya da erkek kardeşinden, çalışıyorsa patronundan izin almak zorunda. 22 yaşından küçükse nüfus kâğıdı filan hak getire. Kadın istediği anda kocasından boşanamıyor. Boşanabilirse de nafaka hakkına sahip değil. Çocuklarının velayetini de alamıyor.
Ama Suudi Arabistan’da kadınlar
“örtünme hakkı”nı sonuna kadar kullanıyorlar. Tıpkı Memur-Sen’in özgürlükçü yönetici ve kadın üyelerinin özlemini duydukları gibi...

\n

Seçenek

\n

CHP’de İstanbul Belediyesi için üç adayın adı öne çıkıyor: Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin.
Kamuoyunda oluşmuş
“Gönlünde CHP liderliği yatıyor” yönündeki genel kanı, Sarıgül’ün diğer adaylardan ayrılmasına neden oluyor.
Eğer böyle bir hedefi varsa Sarıgül, anakentin kazanılamama olasılığını bile bile kolları sıvar mı? Hele de CHP’ye yeniden kabul edilip Şişli’yi bir kez daha kazanarak asıl hedefe, yani CHP liderliğine giden yollara kırmızı halı döşemek varken... Bu açıdan bakıldığında, Sarıgül’ün, anakent adaylığına asılacağına inanmak zorlaşıyor.
CHP Genel Merkezi’ndeki bir kaygıyı da aktarmakta yarar var.
Sarıgül’ün bağımsız ya da bir başka partiden aday olmamasına özen göstermek için şimdiden önlem alıyorlar.

\n

Tanı

\n

Karadeniz’de BDP’lileri linç etmeye yönelen şiddete en yerinde tanıyı galiba TKP koydu:
“Tersine, hükümet dün Sinop’ta yaşananları müzakere sürecinin bir parçası olarak görmekte ve benimsemektedir. BDP’ye ‘Bakın toplumda tepki var’ derken MHP ve diğer milliyetçi kesimlere ‘Sürece itiraz etmeyin, bu görüntülerle sizi rezil edebiliriz’ mesajı verilmektedir.”

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları