Oslo Soruları

18 Şubat 2012 Cumartesi
\n

\n\n\n

Kişiye özel kurtarılma yapılırken başkent kulislerinde dolaşan kimi sorulara yanıt aranıyor mu, çok merak ediyoruz. Örneğin, şu sorulara:

\n

- Ocak ayında Diyarbakırda yapılan aramalarda, daha sonra MİT Müsteşarlığına getirilecek olan Hakan Fidanın Başbakanın özel temsilcisi olarak katıldığı ve PKKli yöneticiler ile sürdürülen Oslodaki pazarlık toplantısına ilişkin 12 ses kaydı ele geçirilmiş midir?

\n

- Ses kayıtlarına göre, PKK ile Türkiyenin Güneydoğusunda özerk bir devlet kurulması da dahil anayasa pazarlıklarının bile yapıldığı bu toplantıya, Amerikan haberalma teşkilatı olan CIAdan üç ajan, arabulucuk ya da hakemlik yapmış mıdır?

\n

- PKK ile Osloda aynı masaya oturulmasında ve pazarlıklar yapılmasında; ABD ve AB gibi uluslararası güçlerin bir dayatması olmuş mudur? AKP iktidarı, burada bile bile teslimiyetçi bir tavır içine girmiş midir?

\n

- KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınanlardan bir kısmı, 2011 Temmuz ayındaki özerklik ilanının İmralı ile görüşen ve PKK ile pazarlık yapan MİT heyetinin bilgisiyle gerçekleştiğiyönünde ifade vermiş midir?

\n

- Her ne kadar Oslo görüşmesinde bir protokol imzalanmadığı ileri sürülse de, ayrımcı şiddet örgütünün başındaki, kendisiyle görüşenlere Benimle görüşenler devlet adına görüştü ve protokolleri devlet adına onayladılar, imzaladılardemiş midir?

\n

- 2011 yılı içinde PKK ile bir toplantı daha yapılmış mıdır? Bu toplantıda, KCK adı altında gerçekleşen operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması, sürecin yumuşatılması, silahların susması gibi kimi konular görüşülmüş müdür?

\n

\n\n\n

Lemanser Öğretmenin Mektubu

\n

\n\n\n

Köy Enstitülü öğretmen Lemanser Sükandan mektup aldık. Ben asla formatlı olamam Başbakan!diyor Lemanser öğretmenimiz:

\n

Çünkü kendi giysilerimi kendim diktim.Yiyeceğim salçayı, turşuyu, tarhanayı kendim yaptım. Dünya gençliğinin okuduğu cilt cilt klasikleri okudum. Anlamadığım yerleri formatsız öğretmenlerimle tartıştım. Hiç kimsenin önünde diz çökmedim. Hiç kimsenin öğrettiklerini papağan gibi ezberleyip kafa sallamadım. Her okuduğumu, her duyduğumu neden, niçin, nasıl diye sorguladım. Aklıma ve mantığıma uymayanlara asla inanmadım.

\n

Ben Köy Enstitülüyüm; bundan onur duymaktayım. Formatsız öğretmenlerim bana önce vatanımı, ulusumu, Cumhuriyetimi, devrimlerimi ve büyük önder Atatürkümü sevmeyi öğrettiler. Nankörlüğü, karalamayı, çamur atmayı, hiç bilmem. Çünkü öğretmediler. İnsanı, doğayı ve çocukları sevmeyi öğrettiler. İyi öğretmen olmayı, Cumhuriyetin öğretmeni olmayı öğrettiler. Ben de bir Cumhuriyet öğretmeni olarak ülkemin köyünde, kasabasında, kentinde, doğusunda, batısında seve seve çalıştım; çalışmaktan onur duydum.

\n

Ben asla formatlı değilim Başbakan. Eğer formatlı olsaydım işimi bilir, küpümü doldurur, köşeyi dönerdim. Bugün çocuklarımın havuzlu villaları, denizlerde gemicikleri, özel hastaneleri olurdu. 77 yaşındayım. Hâlâ kendi işimi kendim yaparım. Çünkü bize Köy Enstitülerinde insanları kullanmayı değil, ülkeye, ulusa hizmet etmeyi öğrettiler.

\n

Ben Köy Enstitülü olmaktan, Atatürk, Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç ve bana emek veren öğretmenlerimin yaktıkları aydınlanma meşalesini taşımaktan onur duyuyorum. Bu meşaleyi emperyalist uşaklarına söndürtmeyip onu taşımaya devam edeceğim. Yeni kuşaklara teslim etmeden ölmeyeceğim!

\n

Lemanser öğretmenin yaşadığı bir toprakta aydınlanma ışığı söner mi hiç?

\n

\n\n\n

Kupür

\n

\n\n\n

CHPli Ali Rıza Öztürk, TBMM kürsüsünden bir kupür gösteriyor:

\n

Bu kupürdeHerkes yaptığının hesabını verecekdiyor Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç. Ne zaman diyor? İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri kuvvet komutanları hakkında tutuklama kararı verdiği zaman söylüyor. Ve Sayın Başbakan Yardımcısı o tarihte; Türkiyede her şeyin ortaya döküleceğini ve herkesin yaptığı her şeyin hesabını vereceğini belirterek Ben dahil böyle olursak gerçek hukuk devleti oluruz. Türkiye bunu gördüğü için kendini mutlu saymalı. Bunlar kutlu doğum sancılarıdır, bunlar iyi şeylerdir. Türkiye hukuk devleti olma yolunda ilerleyecekse bir şeylerin hesabının sorulması gerekirdiyor. Ama savcının, MİT Müsteşarı ve iki MİT Müsteşar Yardımcısını sadece ifade almaya çağırması karşısında, düne kadar Yargı işine bakıyor, de- mokratik yargı süreci işliyor diyenler şimdi savcının ifade almak istediği kişiyi Savcının elinden nasıl kurtarabiliriz?diyorlar, savcı hakkında soruşturma açıyorlar. O da yetmiyor, bir kanun getiriyorlar, çeteleşme kanunu!

\n

Anlaşılmayacak bir şey yok ortada:

\n

Kutlu doğumdan, mutlu serpilme aşamasına geçiyoruz.

\n

\n\n\n

Yeni Neslimiz

\n

\n\n\n

Medarı iftiharımız, sorgusuz sualsiz tek yetkilimiz, Ortadoğunun incisi, ülkemizin tacı, bir tanemiz, nurdanemiz, Başbakanımız, yeni yetişen neslimiz ile gurur duyuyor olmalı.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları