Komisyoncular Aranıyor

09 Mart 2013 Cumartesi

İtalya ve tüm dünyada bir rüşvet skandalı ortalığı kasıp kavuruyor, Türkiye’de yaprak kımıldamadı. Tıpkı yıllar önce, Cumhuriyet’in ve Uğur Mumcu’nun kamuoyunun gündemine taşıdığı Lockheed skandalında olduğu gibi...
Lockheed’in, çeşitli askeri ihalelerde, birçok ülkenin yöneticilerine rüşvet dağıttığı belirlenmiş, iktidarlar çatırdamış, Türkiye’de ise yolsuzluk örtbas edilmiş, kimseden hesap sorulamamıştı.
İtalya’da geçen aylarda patlak veren yolsuzluk soruşturmasında da, Finmeccanica şirketinin üst düzey yöneticilerinin, Hindistan hükümetine helikopter satışı için 51 milyon Avro rüşvet verdikleri belirlendi. Şirketin başkanı ve ikinci adamı tutuklandılar.
Savunma alanında uzman arkadaşımız
Barkın Şık, konuya değinen haberler yaptı ve aynı İtalyan şirketinin Türkiye’ye de saldırı helikopterleri (ATAK) sattığını belirledi.
Şimdi soru şu:
Finmeccanica şirketinin tutuklanan yöneticileri, yakın geçmişte sattıkları ATAK helikopterleri karşılığında Türkiye’deki yöneticilere rüşvet verdi mi, vermedi mi?
Bu sorunun yanıtı çok önemli. Çünkü, eski İtalya Başbakanı ve AKP iktidarının kankası
Berlusconi, Finmeccanica skandalı patlak verdiğinde, rüşvet verilmemesinin gerekliliğini savunmuş ve demişti ki:
“Bu tür komisyonlar vermezseniz, uluslararası girişimci olamazsınız.”
Komisyon alanlar henüz çıkmadı meydane, hepsi birbirinden merdâne...

\n

Kardeşlik

\n

İmralı saçılımını Nevruz açılımı tamamlayacakmış. Ne varmış Nevruz açılımında?
Doğu’daki belediyelerle Batı’daki belediyeler “kardeş belediye” olacaklarmış.
Örneğin; Van ile Trabzon, Samsun ile Diyarbakır, Rize ile Hakkâri’nin “kardeş” olduklarına ilişkin protokoller imzalayacaklarmış.
Bizim bildiğimiz ayrı ayrı ülkelerdeki belediyeler birbirleriyle “kardeş” olurlar.
Yurdun doğusu ile batısı birbirinden ayrıldı da biz mi bilmiyoruz?

\n

Elektrik çarpması

\n

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), kamu toptan elektrik satış şirketi TETAŞ’ın Ocak 2013’te yaptığı yüzde 14.8’lik fiyat indiriminin elektrik kullanıcılarına yansıtılmaması üzerine Danıştay’a başvurmuştu.
Çünkü, el çabukluğu marifet, yurttaşları kazıklayan elektrik dağıtım şirketlerinin zenginliğine zenginlik katılmıştı.
Nasıl katıldığını da EMO Başkanı
Cengiz Göltaş anlatsın:
“Türkiye’de tüketilen elektriğin yaklaşık yarısının sağlayıcısı konumundaki TETAŞ’ın fiyat indirimi tüketicilere yansıtılmayarak; dağıtım şirketlerinin, 2011 yılı verileri ve mevcut tarife yapısı üzerinden, yalnızca 3 ay için bile 575 milyon liralık fazladan haksız tahsilat yapmaları sağlandı. Böylece gizli zam yürürlüğe sokuldu. Bu gizli zammın nedenini ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) özelleştirilen dağıtım bölgelerinin işletmesini satın alan şirketlerin taleplerini karşılamak ve yeni yapılacak dağıtım özelleştirmeleri için cazibe yaratmak üzere şirketlerin kâr payını artırma kararı oluşturdu. TETAŞ’ın fiyat indiriminin kullanıcılara yansıtılmadan dağıtım şirketlerince buharlaştırılmasını sağlayan kararla, EPDK perakende satış lisansı sahiplerinin brüt kâr marjını yüzde 2.33’ten yaklaşık yüzde 50 artışla yüzde 3.49’a çıkarmıştı.”
Şirketleri paraya boğarken yurttaşları enayi yerine koymaya, kısaca
“elektrik çarpması” diyebiliriz...

\n

Özerklik Kuyruğu

\n

Bu özerklik denen şey de neymiş hani... Üniversiteler dışında herkes özerklik peşinde. Diyanet İşleri Başkanlığı bile...
Son il müftüleri seminerinin sonuç bildirgesinde resmen önerilmiş:
“Yeni anayasa çalışmalarında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ilmi ve dini özerkliğini güvence altına alan ve başkanlığımıza kamu tüzel kişiliği sağlayan bir düzenleme günümüz dünyasının gerekliliklerini karşılayabilme bakımından başkanlığımızı daha da güçlü hale getirecektir.”
Müftülerin bu önerisine, anayasa yapıcı
“önder” Abdullah Öcalan ne der acaba? Mutlaka kendisine bir heyet gönderip değerli düşüncelerini almak gerek.

\n

YÖK ne işe yarıyor?

\n

Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Emrullah Güney, YÖK’e başvurmuş:
“Yatay geçişle bize gelen öğrenciler olur. Erzurum’dan, İzmir’den... Bizdeki ders onlarda yoktur. Onlardaki ders bizde yoktur. Öğretmen adaylarını eğitmede bir eşgüdüm için, yaz dinlencesi süresince Erzurum’da, Trabzon’da, Sinop’ta, Nevşehir’de tüm anabilim dalı başkanlarının ayrı ayrı toplanabileceklerini YÖK’e önerdim. YÖK yanıt vermedi. Anladığım şudur: Bir memur, dilekçeyi dosyaya yerleştiriyor. Tamamdır; operasyon bitmiş ve YÖK görevini yerine getirmiştir.”

\n

İskelet

\n

Taksim Meydanı’nı perişan etme kazıları sırasında iskeletler bulunmuş.
Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını hazırlayan danışmanları hemen buluntuları araştırmaya başlamalı:
İskeletler, İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanıp öldürülenlerdir mutlaka! Kafatasları da, antropologlar incelesin diye özellikle kesip biçilmiştir hatta!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları