Giresun, Yeniden...

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, ilde yerel seçimleri CHP’nin yeniden kazanacağına inanıyor. Çünkü:
Giresun nüfusunun 100 bini aşmasını hedeflemişti, başardı. Şehre tek araç girip çıkabiliyordu. Kentin girişini, 4 aracın giriş çıkış yapabileceği hale getirdi. Atapark yeniden düzenlenirken yeni meydan kimliği de kazandı.
25 yıl boyunca söz verilen Kadınlar Pazarı yaşama geçti. Susuz mahalle kalmadı. 120 araçlık yeraltı otoparkı, 600 araçlık açık otopark yapıldı. Okullara yardım edildi. Belediye Konservatuvarı’nda 75 öğrenci vardı, son öğretim yılında 957 öğrenciye çıktı. Aksu Festivali uluslararası hale geldi. Fiskobirlikspor ile kentte basketbol heyecanı yeniden canlandı. Giresun adası yaşama döndürüldü.
Özetle Giresun, CHP’li başkan sayesinde seçimlere çağdaş bir kent olarak girecek.

\n

Çelişki

\n

ABD’ye sığınmış emekli vaizin cemaati ile Tayyipçiler arasında epeydir derinden derine süren çıkar kapışması er ya da geç su yüzüne çıkacaktı. Çıktı da...
Bundan sonra her iki cephede de işlerin cılkının çıkması aşamasına geçilecek. Çünkü, pastayı bölüşemez hale geldiler. Her iki taraf da daha büyük parçayı mideye indirme çabasında.
Uygarlık yanlıları sağlam durursa, bu çelişki, Türkiye’nin yeniden Cumhuriyetçi raya oturmasında bulunmaz bir fırsat yaratacaktır.

\n

Telgrafhane

\n

Anadolu dergiciliği, koyu karanlıkta ansızın karşınıza çıkan ateşböcekleri gibidir. Kendini yakarak çevresini aydınlatır, aynı düşünce etrafında uçuşanlarla haberleşir.
“Telgrafhane” önce bir bilgisunar sitesi olarak kuruldu, ardından da dergiye dönüştü. Derginin kurucuları Taylan Özbay ile Onur Aksoy’a, “Neden Telgrafhane?” diye sorduğumuzda, hiç duraksamadan Melih Cevdet Anday’ın aynı ismi taşıyan şiirini anımsattılar:
“Tıpkı o şiirdeki gibi ‘Sesler alıp, sesler vermek’ bizim Telgrafhanemizin de temel gayesidir. Fakat bu ismi seçmemizdeki asıl neden Mustafa Kemal’in bir gazeteciye verdiği mülakattaki cevabıdır. 1922 yılında, ‘Savaşı nasıl kazandınız?’ diye soran bir Türk gazeteciye Mustafa Kemal, gülümseyerek ‘Telgraf telleriyle’ yanıtını vermiştir. Telgraf telleri, tam bağımsızlık sevdasının, emperyalizme boyun eğmeyişin, aydınlanmanın kılcal damarları olmuştur o yıllarda. Günümüzün telgrafhanesinin de internet olduğunu düşünerek ve biraz da Kurtuluş Savaşımızın onurlu tarihine bir saygı duruşuyla, biz de internet sitemize ve dergimize bu ismi vermeyi uygun gördük.
Telgrafhane, emek ve aydınlanma mücadelesinin hiçbir şekilde birbirinden ayrılmayacağına inanan bir yayın çizgisiyle yoluna devam etmektedir.”
Kulağınızı verin Telgrafhane’ye, halkın sesini duyacaksınız.

\n

İleri!

\n

Hamile kadınların sokakta dolaşması. Yasak!
Sezaryen. Yasak!
Başı açık gezmek. Yasak!
Üçten aşağı çocuk yapmak. Yasak!
Cumhuriyet Bayramı kutlamak. Yasak!
Rakılı türkü söylemek. Yasak!
10. Yıl Marşı. Yasak!
Maçlarda davul. Yasak!
Kadın matinesinde erkek çalgıcı. Yasak!
Konuşmak yasak! Yazmak yasak! Düşünmek yasak! Yürümek yasak! Durmak yasak! Tencere, tava çalmak yasak!
1923’ten beri yaşatılmayan demokrasiyi bize hibe eden seçilmişlerimizden Allah bin kere razı olsun, tuttuklarını altın etsin.
(Not: Dualarda ısmarlanan altınların düşük ayar olmamasına dikkat edilmesi önemle rica olunur.)

\n

Yeni Hastalık Üretme Piyasası

\n

Belirlemeleri, Doç. Dr. Halis Ulaş ile Doç. Dr. Burhanettin Kaya’nın, Toplum ve Hekim dergisinde yayımlanan makalelerinde okuduk:
Psikiyatrik hastalıkların tanı sınıflandırılması olan bir kitabın 1. sürümünde 106 psikiyatrik bozukluk varken 4. sürümünde bu sayı 365’e ulaşmış.
Kolesterol tanımı da daha fazla sayıda sağlıklı insanı hastalık sınıfına sokmak için genişletilmiş. Örneğin; ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün 1990’daki kılavuzuna göre 13 milyon Amerikalı kolesterol ilaçları ile tedavi edilebilirken 2001’de yazılan yeni kılavuzda bu sayı 36 milyona çıkarılmış, 2004’teki kılavuz ile 40 milyonu aşmış.
İşin en önemli yönü, kolesterolün hastalığın kendisiymiş gibi gösterildiği bu kılavuzları yazan uzmanların neredeyse tamamı, çeşitli ilaç şirketlerinde sözcü, danışman ya da araştırmacı olarak çalışan ve çok yüksek para alan kişilerden oluşuyormuş.
Dr. Ulaş ve Dr. Kaya, makalelerinde şu sonuca ulaşmışlar:
“İlaç endüstrisi, dünya pazarındaki payını ve kârlılığını her geçen yıl artırmaktadır. Bu amacına ulaşabilmek için de ilacın üretilmesinden, ilaç endüstrisi desteği ile yapılan ‘bilimsel’ araştırmalara; ilacın piyasaya sunulmasından pazarlanmasına ya da yeni hastalıkların piyasaya sürülmesine yönelik manipülasyonlarda bulunmaktadır.”
Makalenin yazarlarına göre, çözüm için ilaç endüstrisi ile
“bilim” ilişkisinin yeniden tanımlanması gerekiyor.

\n

Ortak

\n

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, soyulan evi için polis çağırdı. Polis, Anadolu Ajansı muhabirleri ile
birlikte geldi.
Hırsız-polis oyununa onlar da ortak
demek ki...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları