Elekdağ'dan Başbakan'a Mektup

23 Mart 2013 Cumartesi

Eski CHP milletvekili, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, “Biz her türlü milliyetçiliği ayağımızın altına alan bir iktidarız” sözleri üzerine Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup gönderdi. Bu sözlerin “Cumhuriyet’in temelindeki Milli Mücadele’yi, millet olarak varolma şuurunu ve kuruluş felsefesini etkilediği”nin altını çizip uyarılarda bulundu:
“Açıklamanız, iki açıdan çok talihsiz yorumlara yol açan bir yaklaşımı yansıtıyor. Birincisi, ‘her türlü milliyetçilik’ ifadesi, Kurtuluş Savaşı’nda şahlanarak Anadolu’yu düşmandan arındıran Türk milliyetçiliğini de kapsıyor. Atatürk, Milli Mücadelede hedef olarak şu parolayı ortaya atmıştı: ‘Hâkimiyeti milliyeye müstenit, bilâkaydüşart müstakil yeni bir Türk devleti tesis etmek… Ve Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasını sağlamak.’
Zatıâlinize soruyorum: Milliyetçilik duygusu ile millet olarak var olma ve yaşama azmi Kurtuluş Savaşımızda bir şuur ve iman halinde yaşamasaydı, bugün hür, haysiyetli ve şerefli bir millet olarak ayakta kalabilir miydik? Anadolu düşman kuvvetlerinden arındırılabilir ve Türkiye Cumhuriyeti kurulabilir miydi?
İkincisi, ‘Türk milleti’, asla ve kat’a bir kavmin, ırkın veya etnik grubun adı değildir. Türk milletinin en veciz tanımı Atatürk’ün şu ifadesinde yer almıştır: ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.’
Bir gönül bağı olan Atatürk milliyetçiliği, diğer milliyetçi akımların sizi rahatsız eden sakatlıklarından arındırılmıştır. Şöyle ki: Atatürk milliyetçiliği, ırkçılık, Turancılık karşıtıdır, kafatasçılığı reddeder, özgürlükçü ve eşitlikçidir, demokrasiyi hedefler, dünya ile barışıktır, başka milletleri ne hakir ne de kendinden üstün görür.
En önemlisi de Atatürk milliyetçiliği, Türk halkını, tüm toplum bireylerini dil, kültür ve tarih bilinci temelinde ‘Türk Milleti’ ve ‘Türklük’ şemsiyesi altında birleştiren bir toplumsal yapıdır.
Sayın Başbakan, siz bu milliyetçiliği ‘ayak altına almaya’ kalkarsanız, o zaman, Türkiye halkını milli kimlikten ve aidiyet duygusundan yoksun bırakır, bölünmüş, ufalanmış, dejenere bir kitleye dönüştürürsünüz. Türkiye’yi, Türk milletinin var olmadığı bir noktaya getirirseniz, Türkiye Yugoslavya’ya döner, parçalanır. Affınıza mağruren belirteyim ki, görüşünüzde ısrar etmeniz, ceremesini kıyamete kadar çekeceğiniz vahim bir hata olacaktır.”

\n

Mektup yeterince açık...

\n

Rahatsızlık

\n

CHP’li Yenimahalle Belediyesi’nde CHP’den istifa etmişlerin, CHP’li Belediye Meclis üyelerinin karşı çıkışlarına rağmen Melih Gökçek ile kol kola yürüttükleri yüksek rant yaratma ve dağıtma işlerini gündeme getirmemiz birilerini çok rahatsız etmişe benziyor.
Yenimahalle Belediye Başkanı
Fethi Yaşar’ın çevresindekilere aktardığına göre, gazetemizin bizi artık “susturması” gerekiyormuş. Çünkü ilan veriyormuş. İlan verince de biliyorsunuz, gazeteyi yazarları ile birlikte satın almış oluyorsunuz!
Geçen hafta telefonumuz çaldı. CHP’den istifa etmesine karşın Yenimahalle Belediye Başkan Yardımcılığı’nı sürdürmesine göz yumulan
Şenol Balaban’ın “dava arkadaşı” olduğunu söyleyen bir kişi, ev adresimizi de bildiğini (demek ki, derin araştırma yapmışlar) dile getirdikten sonra “Başka işiniz gücünüz kalmadı mı ki, Şenol Balaban ile ilgili yazılar yazıyorsunuz. Halbuki o, belediyede çok güzel işler yapıyor” dedi ve ekledi:
“Benim ekmeğim yoktu yiyecek, şimdi cipe biniyorum. Kötü bir şey mi bu?”
Ne diyelim, Allah arttırsın...

\n

Topluca Üşütme

\n

“Koskoca” diye anılan yazarlar dinliyoruz televizyonlarda, yazılar okuyoruz ününe ün katmış gazetecilerden...
Öcalan’ın İmralı’dan aktardıklarını anlatıyorlar ballandıra ballandıra. Yorumlar yapıyorlar, sanırsınız Zeus Olimpos’tan iniyor:
İmralı’daki bir barışsevermiş, bir akıllıymış ki sormayın gitsin. Ortadoğu onun önderliği sayesinde yeniden şekilleniyormuş, adeta barış adası oluyormuş filan...
Öyle bir dönem yaşıyoruz ki, hepimizin aklına fikrine sağlık! Kafayı üşüten çok çünkü...

\n

Ömür Boyu

\n

Yurttaşlarını ömür boyu hapislerde çürüten iktidar, gücünün ömür boyu süreceğini mi sanıyor?
İnsanlar inim inim inlerken
Recep Tayyip Erdoğan başkanlık, İmralı’daki “mektupçu önder” de eşbaşkanlık mı bekliyor?
Diyarbakır’da önceki gün
“tam bağımlı, piyasasever, etnikçi, cemaatçi ılımlı İslam federasyonu”nun kuruluşu ilan edilmedi mi?
Hey millet, uyanın da balığa çıkalım...

\n

Ata Soyer

\n

Yalnızca iyi insan olmak yetmiyor. Yalnızca çalışkan olmak da...
Yalnızca mesleğini iyi yapmak yetmiyor. Yalnızca kitaplar yazmak, araştırmalar yapmak da...
Yalnızca solcu ve yurtsever olmak yetmiyor. Yalnızca dürüstlüğü ilke edinmek de...
Yalnızca yaşamını halka adamak yetmiyor. Yalnızca evrensel düşünebilmek de...
Biliyor musunuz, sonsuzluğa uğurladığımız Dr.
Ata Soyer, bunların hepsini becerebilmişti.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları