AKP'nin Yeni Senaryosu

20 Nisan 2013 Cumartesi

Türk Hukuk Kurumu Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay, AKP’lilerin alttan alta gerçekleşmesi için çalıştıkları bir senaryodan söz etti:
“Oyunun kurallarını değiştirmek istiyorlar. Siyasetin ahlakına uymayan bir yöntem ile tek maddelik bir anayasa değişikliği peşindeler. Mevcut anayasaya göre, değişiklik TBMM’den 367 oy ile geçiyor. Bu sayıyı 330’a indiren bir değişiklik önerisi getirecekler. Bu anayasa değişikliği de TBMM’den 367 ile geçmesi gerek, geçemeyecek. Onun üzerine bu tek maddeyi referanduma götürecekler ve diyecekler ki, ‘Biz anayasayı değiştirmek istiyoruz, ama maalesef Meclis’te uzlaşma sağlayamadık. Ey halkım, uzlaşmayı sağlamak için, barış ve demokrasi için, hak ve özgürlükleri genişletebilmemiz için 367 rakamını 330’a indirin!’ Referandum sürecinde, 367 sandalye sayısının 330’a inmesi halinde gerçekleştirmek istedikleri diğer anayasa maddeleri de tartışılmayacağı için kendilerine büyük bir rahatlık sağlanacak. Muhalefet ‘Vatanı bölmek istiyorlar, başkanlık sistemi getirmek istiyorlar’ gibi çıkışlar yapsa da, kimse dinlemeyecek. Referandumdan geçerse madde, Meclis’e gelip 330 oy ile istedikleri tüm değişiklikleri gerçekleştirebilecekler.”
Sonrası belli zaten:
AKP-PKK kol kola, dinci-kavimci federasyona...

\n

Dost Kaybı

\n

Canan Eronat’ı yitirdik.
Zaman zaman dostlarını evine çağırır, birbirinden lezzetli yemekler yapar; içinde şiir, şarkı ve tarih barındıran hoş söyleşiler yapardı.
Söz dönüp dolaşıp babasına ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına geldiğinde anılarıyla coşkun bir ırmak gibi çağıldardı. Babası
Hasan Âli Yücel’in gözü gibi baktığı belgeliğinden fotoğraflar, belgeler, mektuplar çıkarır, tanıklık ettiği öyküleri paylaşırdı.
Canan Eronat’ın, işlemeli o bembeyaz masa örtüsü üzerindeki karafakiden içtiğimiz meyi, tadına doyum olmaz su muhallebisi, şakıyan sesi, Köy Enstitülerini ve Cumhuriyetin ilkelerini yaşatma çabası ve dostluğu, bir onurlu kardeşlik nişanı gibi yüreğimizde asılı kalacak.

\n

Genelge

\n

Karakollara genelge yayımlayacaksın, diyeceksin ki, “Biz bir barış süreci yaşamak istiyoruz. Ne kadar katil, hırsız, uğursuz, yankesici, tırnakçı, tombalacı, tecavüzcü varsa affediyoruz. Onlar, ellerini kollarını sallayarak geçip gidecekler. Siz karakollara girin sakın çıkmayın, hiçbir şeye de karışmayın.”
Süreç bu süreçken Jandarma Genel Komutanı demiş ki:
“Değişen güvenlik algılamaları temelinde iç güvenliğin korunması öncelik kazanmıştır.”
Gerçekten mi? Ay, inanmıyorum...

\n

Barzani Adına...

\n

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, geçen günlerde TBMM’ye bir yasa önerisi verdi. Önerinin adı Türkçe açısından epey sorunlu:
“Irak’ta Kürt Halkına Yönelik Gerçekleştirilen El-Enfal Katliamı Olarak Tanınması Hakkında Kanun Teklifi.”
Öneri,
Saddam Hüseyin döneminde Kuzey Irak’ta 200 bine yakın sivilin öldüğü, Halepçe kasabasının kimyasal gazlarla bombardımana uğratıldığı El Enfal hareketinin, TBMM tarafından sistematik bir katliam eylemi ve insanlığa karşı suç olarak kabul ve ilan edilmesini öngörüyor.
Başlığındaki anlam kayması ve Türkçe bozukluğunun nedeni, önerinin aslındaki
“soykırım” sözcüğünün çıkarılması. Önerinin başlığı aslında “Irak’ta Kürt Halkına Yönelik Gerçekleştirilen El-Enfal Katliamının Soykırım Olarak Tanınması.”
“Nereden biliyorsun?” diyecek olursanız... Şuradan:
Söz konusu yasa önerisi, Irak’ın kuzeyindeki
Barzani yönetiminin yürüttüğü uluslararası bir politikanın parçası. Kuzey Irak Bölgesi Hükümeti’nin Şehitler ve Enfal İşleri Bakanlığı (Ministry of Martyrs and Anfal) 30 Aralık 2010’da Erbil’de bir toplantı yapmıştı. Bakan vekili sıfatıyla Dr. Kawa Mahmut’un danışmanlığında yapılan toplantıda “Kürdistan halkına karşı soykırımın tanınması” amacıyla, “Kürt halkına ve Kürdistan’a karşı soykırım yapıldığının uluslararası alanda kabulü için” yapılacak çalışmalar belirlenmiş ve bazı kararlar alınmıştı. “El Enfal katliamının soykırım olarak tanınması” için çaba göstermek de o toplantıda alınan kararlar arasındaydı. İsveç Parlamentosu, 5 Aralık 2012 günü bu yönde bir karar almış, Mesud Barzani de “Kürtlerin ve Kürdistan’ın dünyada yalnız olmadığını gösterdiği için” İsveç Parlamentosu’nun kararını memnuniyetle karşıladığını açıklamıştı.
Biz, Sezgin Tanrıkulu’nun genel başkanının
Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu sanıyorduk. Yanılmışız...

\n

Bir şey daha:
Tanrıkulu’nun yasa önerisi, Türkiye’nin benimsediği
“Soykırım ilanı parlamentoların değil, tarihçilerin konusudur” görüşüne de aykırı...

\n

Uyarı

\n

Deniz Baykal, uyardı:
“Egemenlik vatandaşındır, etnisitelerin değil.”
Eşitliği, yurttaşların üzerinden değil, kavimlerin üzerinden tanımladığınız anda, kırk parçaya bölünürsünüz...
Örnek isterseniz, bol: Balkanlar, Kafkaslar, Afrika...

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları