AKP Anayasasına Hayır

08 Nisan 2013 Pazartesi

Ankara’da bir grup aydın yurtsever, “Türkiye, AKP Anayasası’na Sığmaz” başlıklı bir imza kampanyası başlattılar. Özetle şöyle diyorlar:
“AKP’nin barıştan anladığı, emperyalist planlar doğrultusunda bölgeyi ve Türkiye’yi yeniden şekillendirmektir. Halklar arasına düşmanlık tohumları ekip, bölgesel savaşları tetiklemekten başka şeye yaramayacak gerici bir operasyona ‘barış süreci’ adı verilemez.
AKP’nin istediği, yerel yönetimleri güçlendirmek adına sermayeye, uluslararası tekellere doğal zenginlikleri yağmalatmak, sömürülecek ucuz işgücü yaratmak ve ülkeyi hak-hukuk- adaletin esamisinin okunmadığı bölgelere ayırmaktır.
AKP toplumu özgürleştirmeyi değil, köleleştirmeyi istemektedir. AKP Kürt sorununu çözmek değil, o sorundan kendi amaçları için yararlanmak istemektedir.
Savaşa, imparatorluk ve hilafet özlemine, başkanlık sistemine, faşist 12 Eylül Anayasası’nın bile gerçekleştirmeye cesaret edemediği halk düşmanı düzenlemelere izin vermeyelim.”

\n

Deniz Kim, Sen Kim...

\n

Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, Recep Tayyip Erdoğan’ın yol haritasını çizen “önder”i Abdullah Öcalan’ın, kendisini Deniz Gezmiş’e benzetme cüreti karşısında birkaç söz söyleme gereksinimi duyuyor:
“Deniz, idam sehpasının eşiğinde bile inandığı görüşlerini haykırmıştır. Bu insanlar tek bir masumun kanına girmemişlerdir. Rehin aldıklarına -Amerikalı, İngiliz askerleri dahil- hiçbir kötü muamelede bulunmamışlardır. Onlar emperyalizme karşıydılar ve yanıldıklarını kabul etsek bile, Atatürk’ün izinde olmanın gereğini yaptıklarına inandıklarını görmemiz gerekir.
Buna karşılık, yıllardır emperyalizmin maşalığına soyunarak on binlerce insanın kanına girmiş olan bir zavallının uçağa alındığı anda birdenbire devlete hizmete hazır olduğunu açıklaması ve anasının da Türk olduğunu anımsaması henüz unutulmamıştır. Aynı zavallı, şimdi küresel patronların himayesinde olduğunu bilmenin kendisine verdiği özgüvenle, adeta kamuoyuyla alay edercesine ‘Olgunlaştırmaya çalıştığımız Anadolu barışını bu uğurda mücadele ederken hayatını kaybeden başta Mahir’ler ve Deniz’ler olmak üzere bütün devrimcilerin anısına ithaf ediyoruz’ demektedir.”
Prof. Işıklı, halkı kandırmanın bu denli kolay olmadığının yaşanarak görüleceğine inandığını vurguluyor.
Doğrudur, bu halk sağduyuludur. Ensesinde boza pişirilmesini, yalanı dolanı sevmez. Gelişmeleri izler, izler; günü geldiğinde sandıkta öyle bir tokat atar ki, kendini sultan sananlar, apışıp kalır.
En somut örnek,
Turgut Özal’ın iktidardan “dan” diye düşmesidir...

\n

Okur Farkı

\n

Bize sıkça sorarlar, “Efendim Cumhuriyet’in tirajı niye bu kadardır da, bilmem hangi gazeteninki daha çoktur” diye.
Yazar
Emin Özdemir, son çıkan kitabı “Sözcüklerin Vicdanı”nda “okur”dan ne anlamamız gerektiğini yazıya dökmüş:
“Okuma yazma becerisini sürekli kullanan, bunu köklü ve kemikleşmiş bir alışkanlığa dönüştüren kişidir okur. Okudukları üzerinde düşünen, bunları irdeleyip sorgulayan, dil ve düşünce duyarlığı gelişmiş, donanımlı kişi olarak da tanımlayabiliriz okuru. Bilgisini, birikimini, yaşantısını okuduğu metne taşıyan, onu değerlendiren kişidir okur.
Okur-yazarsa, okuma yazma becerisini sürekli kullanmaz, kullandığı durumlarda da okuduklarını alımlama, algılama çabası içine girmez, giremez. Sormayı, sorgulamayı, yorumlamayı hiçbir zaman göze alamaz; kendini yormaktan kaçınır, düşünsel bir tembellik, üşengeçlik içindedir.”
Cumhuriyet’i okuyanlar, bir haberin içeriğini algılayabilen, yazı ya da yorumun düzeyini sorgulayabilen, bilgisini, birikimini metne taşıyabilen türden okurdur.
Ucuzluğun, ilkelliğin, sıradanlığın alkışlandığı bir dönemde, doğal olarak bu düzeyde okurların sayısı da çok düşüktür.

\n

Suriyelilere Yardım

\n

AKP’nin Suriye politikasının yurtiçindeki sonucu:
Türkiye’de kurulan barınma merkezlerindeki Suriyelilerin sayısı 188 bin 387. Evlerde yaşayan Suriyelilerin sayısı da 100 binin üzerinde. Onlar için geçen mart ayı ortasına değin yapılan toplam harcama 728 milyon 307 bin 689 lira. Suriyelilere sağlanan harcamaların yapıldığı Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na 2013 için ayrılan bütçe ise, toplam 927 milyon 19 bin lira...
Başka bir afet ya da acil durum gelirse başımıza, AKP’liler topluca
“yardım duası”na çıkarlar artık...

\n

Sus, Sus, Sus...

\n

CHP’nin, Recep Tayyip Erdoğan ile PKK arasında sürdürülen pazarlık sürecini susarak geçiştirme taktiği sürüyor.
Milletvekillerine ve örgüte
“sus” emri veren CHP lideri, geçen hafta kendisi de Meclis grubunda konuşmamayı yeğledi.
Çocukluğumuzda
“tıp” oynardık. Birisi “tıp” deyince hep birlikte susardık. İlk konuşan, kıkırdayan oyun dışı kalırdı.
CHP de son günlerde hep birlikte
“tıp” oynuyor. İstersen konuş, oyun dışı kalırsın!
Bu arada, egemen güçlerin Türkiye’yi dönüştürme planı tıkır tıkır çalışmaktadır...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları