Hikmet Çetinkaya

'Yargıtatör' ve 'Diyanetatör'...

28 Mart 2013 Perşembe

\n

Yağmurlu bir geceydi...

\n

Derin bir sessizlik!

\n

O an karanlıkta parlayan bir çift göz, ışıkları söndürülmüş bir kentin içinde karşıma dikilmişti sanki...

\n

Kırılgan bir kule gibiydi zaman...

\n

Elimde Mustafa Balbayın Cumhuriyet Kitaplarından yeni çıkan Yargıtatör kitabı vardı.

\n

Bir oyundu...

\n

Silivride sahneye konulan oyun, ulusal iradenin ne olduğunu anlatıyordu.

\n

Hak ve hukuk!

\n

Adaletsizlik!

\n

İnsan onurunun çiğnenmesi!

\n

Kitabı bir solukta okumaya başlamıştım, soğuk ve yağmurlu gecede...

\n

Ulusal irade, ulusun egemenliği kavramı çoktan yok edilmişti aslında.

\n

Mustafa Kemalin Ulusal egemenlik kayıtsız şartsız milletindirkavramı salt Meclisin genel kurul salonunda kalmıştı.

\n

***

\n

Balbay, 4 yıl 22 gündür Silivri zindanındaydı, halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekili olarak...

\n

Sadece o değil, 8 kişi!

\n

Mustafa, Yargıtatörü yazarken sık sık Marco Polonun şu tümcelerini anımsamış:

\n

Gördüklerimin tümünü yazamadım, zira inanmayabilirlerdi...

\n

Haklı!

\n

Toplum öyle kandırıldı ki, olup bitenlerin kimse farkında bile değil...

\n

Ergenekon, KCK, Balyoz, Devrimci Karargâh, Odatv ve diğerleri.

\n

Sendikaların sabaha karşı kapılarının kırılıp arandığı bir dönemden geçiyor Türkiye...

\n

Hele İzmirdeki askerler için açılanfuhuş ve casuslukdavası evlere şenlik...

\n

***

\n

Yağmurlu bir gece yarısı bitirdim Balbayın kitabını...

\n

Okurken hem hüzünlendim hem de güldüm.

\n

Sokratesin savunmasının dosyaya konulmak istenmesi, spor salonundan bozma duruşma salonu...

\n

Bir sandalyede katil Alparslan Arslan, öte sandalyede eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ...

\n

Vicdan!

\n

Adalet!

\n

Yargıtatör!

\n

Gizli tanık pazarlığı!

\n

Dışarıdan üretilip Türkiyede uygulanan tezgâh...

\n

Atış serbest!

\n

Bir hukuksuzluk ortamını Balbay Yargıtatörle sahneye koyuyor...

\n

4-5 yıldır demir parmaklıklar ardında yaşıyor Balbay, Hikmet Çiçek, Perinçek, Yalçın Küçük, Tuncay Özkan ve kimi arkadaşlarla...

\n

Fatma Cengize beraat istenirken bu arkadaşlarımız hakkında ağırlaştırılmış yaşamboyu hapis cezası isteniyor.

\n

Bu arada İmralıyla pazarlık sürüyor, Batmanda Atatürk anıtının üzerindeki Ne mutlu Türk’üm diyene sözü Yurtta sulh, cihanda sulhla değiştirilirken hiç kimse ben yaptımdemiyor.

\n

Cezayir kökenli bir Fransız yurttaşıben Fransızımder...

\n

Bunda gocunacak ne var?

\n

Irkçılık mıdır bu?

\n

Toplum kan gölünün bataklığından çıkıp cehaletin bataklığına girecek bunlarla uğraşırken...

\n

***

\n

Sabah erken uyandım ve yazımı yazmaya başladım...

\n

Puslu, soğuk, yağmurlu bir hava.

\n

Yüreğimin derinliğine işlemiş bir acı ve özlem...

\n

Aklıma nedense, neredeyse 26 yıl önce Mustafayla birlikte izlediğimiz, Cumhuriyetin tirajını 25 bin artırdığımız Eskişehir-Aydın hattındaki kanlı sürgün; Aydın Cezaevindeki açlık grevleri, tutuklu ve hükümlüleri hastanede ziyaretimiz geldi...

\n

***

\n

Kaç yaşındaydın Balbay o yıllar?

\n

Yıllar geçiyor hızla...

\n

Ve Balbay, CHPnin tutuklu milletvekili ve 4 yıldır zindanda...

\n

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez İzmirliler için şöyle diyor:

\n

İzmirlilerin farklı bir dindarlığı var... İzmirin bu dindarlığının biraz irfan geleneğine ihtiyacı var. O nedenle irfan geleneğinden gelmiş birinin İzmire müftü atanması rastlantı değil!

\n

Ne diyeyim:

\n

Yaşasın Diyanetatör!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları