Hikmet Çetinkaya

Türk Mehmet, Kürt Mehmet Nöbete!..

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Vicdan ve cüzdan arasında sıkışıp kalmış insanımız...
Yoksulumuz!
Aydınımız!
İşçimiz!
Memurumuz!
Öğretmenimiz! Sendikacımız!
Yazarımız!
Sanatçımız!
Say sayabildiğin kadar arkadaş...
Eksiğimiz, yeni eski milletvekillerine yaşam boyu
“kırmızı pasaport” vermekti zaten!
Verelim gitsin!
Bu yaygara niye?
Sen sabah-akşam yaz, çiz, konuş, demokrasi ve özgürlüklerden söz et,
Ortadoğu’da halkların birbirlerini nasıl boğazladığını anlat!
Çevre diye bas bas bağır...
Sonra bir iç çek!
Rahatlarsın!
Uyu benim
güzel gözlüm, uyu benim yiğidim aslanım.
Hele bir sabah olsun!
Günümüz hayırlara vesile olur inşallah!
Kırmızı pasaportu aile boyu alırsınız!
Torun tombalak,
kız, oğul, damat, enişte, kayınpeder!
Kuşaktan kuşağa geçer, bir ömür boyu sürer!
Eh emekli
maaşı sağlam, sağlık sorunları tamam!
Bir estetik kaldı geriye!
Sıkma canını sen!
Bir yasanın içine sıkıştırıveririz olur biter!

\n

***

\n

Ne de güzel örgütleniyorsunuz Meclis’te, vallahi şaşırıyorum.
Sendika falan yok ama harikasınız harika...
1 Mayıs’ta emekçiler bile sizin kadar örgütlü değil.
Kıskanıyorum vallahi!
Cepte kırmızı pasaport!
Yakışır size!
Çocuklar alanlarda
“parasız eğitim” isterken gaz bombası, biber gazı yetmez, üstüne tazyikli su!
Ardından gözaltı!
Örgüt yaftası!
Haydi bakalım zindana!
700 öğrenci hapiste yatıyor!
Analar, babalar ağlıyor!
Ağlasın ağladığı kadar...
Zaten
milletin anası ağlamış bunca yıl...
Geçer geçer!
Bunlar da geçer.
Koyları sattık, bükleri, dağları, ormanları...
Nükleer santralı da kurduk mu tamamdır işimiz!
“Uçağa binmeyin o zaman ölümden o kadar çok korkuyorsanız!”
Haklı bizim patron!
Uçak da düşer!
Dünya şampiyonu
İngiliz yelkenci bile, denizde yarışmalara hazırlanırken teknenin altında kalıp boğularak öldü.
36 yaşında!
Dünya şampiyonu olmuş, altın madalya kazanmış...
Sekiz kişilik aile bile bile zehirli mantar yiyor ve altısı ölüyor...
Sağ kalan baba ve bir çocuğu...
Baba ne diyor:
“Allah verdi, Allah aldı!”
Olacaksa oluyor!
Tıpkı kırmızı pasaport gibi...
Yok yok
“diplomatik pasaport” olacaktı, düzeltir özür dilerim.

\n

***

\n

Böyle gelmiş böyle gider mi?
Gider!
Neden gider?
Bir ülkede
milletvekilleri kendi çıkarları için ideolojik ayrım yapmadan nasıl örgütleniyorsa...
Evet!
Bu ülkede ezilenler, emekçiler, yoksullar, işçiler demokratik
hak ve özgürlükleri için mücadele etmelidir.
Sermaye-emek çelişkisini görmelidir!
Egemen güçlere teslim olmamalıdır!
Kırmızı,
diplomatik pasaport hikâye!
Milletvekilliği
bir meslek falan değil...
İsterseniz gelişmiş ülkelerin demokrasilerine bir bakın, orada nasıl işliyor devlet aygıtı.
Bir ülkede
yolsuzluktan, rüşvetten, ihaleye fesat karıştırandan milletvekili, bakan oluyorsa yandı gülüm keten helva!
Gerisi hava civa!
Hem Türk Mehmet hem de Kürt Mehmet nöbete!

\n

***

\n

İşin şakası bir yana!
Benim ülkemin emeklilik memurları, işçileri ayda
1500-2 bin 500 lirayla geçinmeye tutsak ama 2 yılda emekli hakkı kazanan milletvekilleri 6-7 bin lirayla geçinemiyorsa bu işte bir tuhaflık var demek!
Aslında kırmızı pasaport falan işin görünen yüzü!
İşin aslı azgelişmişlik!
Ah bunu hem
Türk hem de Kürt emekçileri “derin milliyetçilik” gibi safsatalardan kurtulup doğru yolun sosyalist siyasal bir cephede buluşmak olduğunu görebilseler!
Göremezler!..
Yazı bitti, Düzeltme’ye gönderildi. Bu arada
MHP, ardından CHP ve BDP de yasa teklifinden imzalarını geri çekti.
Olsun, yazı aynen böyle kalsın!..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları