Hikmet Çetinkaya

Tehlikenin Farkında mıyız?..

03 Mayıs 2013 Cuma

AKP 2002 yılından 2007 seçimlerine değin hükümetti. 2007 seçimlerinden sonra iktidar oldu...
Türkiye’de kimi sözde liberaller AKP’ye destek verdi. AKP’nin Türkiye’ye demokrasi, özgürlük getireceğine inanıyorlardı.
Askeri
vesayete karşı çıkan sözde liberalleri AKP bir güzel kullandı, görevlerini yapmaları için onları koruyup kolladı.
Devlet televizyonlarında programlar, geziler, şu bu!
2010’da yapılan anayasa oylamasında
“yetmez ama evet” diye televizyon ekranlarında çığlık atan bilim insanlarını, gazetecileri nedense ortalıkta göremiyoruz.
Akılları
başlarına geldi mi, gelmedi mi bilmiyorum...
Bildiğim Başbakan
Erdoğan tarafından dışlanmaları!
Görevleri bitti, bir kâğıt parçası gibi çöp sepetine atıldılar...
1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşanan, insanın yüreğini yakan olaylara baktığımızda, demokrasi ve özgürlük kavramlarının bir yurtturmaca olduğunu onlar da gördü.
Yıllardır bu köşede Türkiye’nin bir ulus devleti olduğunu anlatmaya çalıştım.
Türkiye’de yaşananların asla
Cezayir, İrlanda ve Yugoslavya’da yaşanan savaş olmadığını anlatmaya çalıştım.
Türkiye’de
PKK terörü vardı...
Türkiye bunu ilk başlarda
“bir avuç eşkıya” olarak tanımlayarak yanılgıya düştü.
Hem
iç hem de dış destekli bu terör örgütü giderek palazlandı.
Hem
Avrupa’dan, hem ABD’den, hem Rusya’dan hem de Suriye’den büyük parasal destek aldı.
Gerisini uzun uzun anlatmama gerek yok!

\n

***

\n

Türkiye’de bir Türk-Kürt savaşı yoktu aslında.
Abdullah Öcalan’ı ABD Kenya’da teslim etti bize...
Sandık ki, terör bitti; her şey sütliman oldu...
PKK yeniden palazlandı,
ABD Irak’ı işgal ettikten sonra...
Bugüne gelelim...
Türkiye’de
akan kan duracak mı?
Din, laik demokratik bir hukuk devletinde, yurttaşları tümleştiren bir öğe olamaz!
Tüm toplumlarda farklı din, dil, ırk, inançta insanlar vardır.
Demokrasi ve özgürlükler din ve ırk temelinde ivme kazanmaz.
Önemli olan yurttaşlık temelidir!

\n

***

\n

Cumhuriyet tarihimizin kanlı, darbeli pek çok olayı vardır.
Sabahattin Ali’nin öldürülmesinden önce de vardı, sonra da.
Bizim kuşağımız bunların hepsini bilir!
Yakın tarihimizin kanlı sayfaları bizim utancımızdır ama kimse bu utancı dillendirmez.
Uğur Mumcu da bizim aydınımız, yazarımızdır Musa Anter de, Hrant Dink de...
Ben hiçbir zaman
Güneydoğu’da yaşanan kanlı olayları, acıları Türk-Kürt savaşı olarak algılamadım.
PKK’nin kentlerde ve kırsalda bombalı tuzaklarla Kürt ve Türk yurttaşlarımızı öldürdüğünü bilmeyen var mı?
Burada asıl önemli olan,
NATO’nun, Türk gladyosu ve PKK’nin şahinleridir.
Türkiye’nin çoğulcu demokrasiye geçişini, askeri darbeler,
gerici ve faşist iktidarları ne çabuk unuttuk!
Solun silindir gibi ezilişini, tarikatların kılına bile dokunulmadığını.
Toplumumuzun
köleleştirilme sürecinin öyküsünü bir başka yazımda anlatırım...
Yaşadığımız coğrafyada
sosyalizmin tarihin çöplüğüne atıldığını, solun bölük pörçük olduğunu çoktan unuttuk.
Düşünce özgürlüğünü!
Özgür olma bilincini!
Bugün din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığını ileri
demokrasi ve özgürlük sananların aklına şaşarım Türkiye’de...
Evrensel
değerlerin başında, evrensel hukuk ve özgürlük gelir!

\n

***

\n

Silahların susması, gençlerimizin ölmemesi, anaların ağlamaması elbet güzeldir.
Bu coğrafyada barış ve kardeşlik içinde yaşamanın keyfine doyum olmaz...
Hepsine evet!
Tüm bunlar
“din kardeşliği”yle gerçekleşmez!
Emperyalizm
“ahtapotun kolları” gibidir...
Bakın,
Ortadoğu’yu kuşattı, sıra Türkiye’ye geldi!
Tehlikenin farkında mıyız?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları