Hikmet Çetinkaya

Tarihin Sayfalarında Kan Lekeleri..

01 Şubat 2013 Cuma

Baş döndürücü hızla kayıp gidiyor hayat avuçlarımızdan...
Sevgi, umut, aşk, özgürlük, adalet, eşitlik kelimeleri dilimizden düşmüyor; yakın
tarihimizin sayfalarındaki kan lekeleri kuruyor.
Van münit” falan derken Patriotları aldık... Bir de baktık ki dün sabah gazetelere, İsrail Şam’ı vurmuş.
Sahi, unutmuş muyduk, van münit,
Patriot, NATO’nun İsrail’e vetoyu kaldırma kararını?
Pek önemli değil yurdumun insanı için, isterseniz bir virgül atıp geçelim.
Başbakanımız ve ekibi böcek-möcek derken, aklıma
12 Eylül darbesi geldi...
O dönem
Yunanistan, Albaylar Cuntası’ndan yakasını sıyırdıktan, darbecileri Girit Adası’na gönderdikten sonra, bizim Amerikancı, Atatürkçü, darbeci paşamız ve silah arkadaşları ne yapmıştı?
Yunanistan’ın NATO’ya dönüşüne yönelik Türkiye’nin vetosunu kaldırmıştı...
Biri darbeden demokrasiye, diğeri demokrasiden darbeye geçmişti.
Hayat böyle işte...
Hayat avuçlarımızın içinden
hızla kayıp giderken, yakın tarihimizin sayfalarında böyle olaylar da var...
Ne yapabilirim, elimden ne gelir?..
Kader utansın!

 

***


 

Biz hep kul değil, birey olduğumuzu savunuruz...
Ben de oldum olası şaşırırım!
Birey olabildi mi bu ülkenin insanları?
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Ermeni, Süryani, Arap...
Sünni, Alevi!
Hepimiz
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı...
Herkese eşitlik...
Ayrımcılığa karşı çıkmak...
Bunun için solcu, sağcı olmaya gerek var mı?
Kendimiz düşünüp karar verebiliyor muyuz,
düşünceyi ifade özgürlüğüne sahip miyiz?
Baskı, zulüm karşısında dik durabiliyor muyuz?
Canım yurdumu yönetenler, üniversite rektörlerinin başında eli sopalı müdür gibi...
Azarlayıp fırça çekiyorlar...
ODTÜ Rektörü’nün başına gelenleri biliyorum unuttunuz.
Bir rektör, üniversite öğrencilerine, öğretim üyelerine sahip çıkmak zorundadır.
Demokrasileri gelişmiş tüm ülkelerde bu böyledir...
Çünkü üniversiteler bilim yuvalarıdır, oralarda düşünceyi ifade özgürlüğü vardır.

 

***


 

Türkiye’de bildim bileli üniversite öğrencilerine tüm iktidarlar “terörist” gözüyle bakmadı mı?
Onu geçelim...
Cumhuriyet mitinglerini bir anımsayın...
Milyonlarca genç yaşlı, kadın erkek, çoluk çocuk;
İstanbul, Ankara, İzmir ve pek çok kentte meydanları doldururken nasıl haykırıyorlardı:
“Ne darbe ne şeriat!”
Türkan Saylan’ı anımsayın şimdi...
Hayata veda etmeden önce evi basılmıştı...
Tutuklanmadı ama neler çekti!
Evinin penceresinden el sallarken
bir çocuk kadar masum değil miydi?
Aradan kaç yıl geçti?
Türkiye’nin dört bir yanında din, dil, ırk, mezhep, renk ayrımcılığı yapmadan binlerce çocuğa burs verilirken,
devlet ÇYDD’yi baskı altında tutuyor.
Hesapları inceleniyor, kimlere burs verdiği saptanıyor...
Akıl almaz şeyler oluyor Türkiye’de...

 

***


 

Şöyle çevremize, yani Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya yüzümüzü çevirip bakmıyoruz.
Van münit çektiğimiz
İsrail’in savaş uçakları Şam’ı bombalıyor!
Irak’a, Afganistan’a, Mısır’a, Suriye’ye demokrasi ve özgürlükler getireceğini söyleyen ABD ne yapacak, biz ne yapacağız?
Suriye fitili ateşledi,
El Kaide’ye destek verdi...
ABD’nin yüzü nerede?
S. Arabistan, Katar, Bahreyn, Kuveyt ve Birleşik Emirlikler...
Baskının, zulmün daniskası var!
Kendi çıkarları uğruna
BOP’un Suriye ayağı yaşama geçmek üzere...
Tıpkı Irak gibi bir mezhep çatışması ve iç savaş...
Bir kör döngünün içine sıkışıp kalan Türkiye bu yükü nasıl kaldıracak?
Ben çok merak ediyorum!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları