Hikmet Çetinkaya

Sisler İz Bırakmaz...

03 Şubat 2013 Pazar

İnsanlık, ırkçılık, suç, ceza, darbecilik... Yasal, yasadışı dinlemeler, Ankara’da ABD Büyükelçiliği’nin önünde canlı bomba...
Kısa bir sürede teröristin kimliğinin açıklanması:
“40 yaşında, DHKP-C’nin Köln sorumlusu Ecevit Şanlı...”
İstihbarat birimlerimiz
DHKP-C örgütünün içini dışını çok iyi bilir...
Örgütsel
gücünün kalmadığını sanıyorduk, demek ki varmış.
Canlı bombanın
Almanya’dan Türkiye’ye geleceği biliniyormuş.
Gelmiş!
Ankara’da eylemini gerçekleştirmiş...
Hem terörist hem de güvenlik görevlisi
Mustafa Akarsu parçalanarak yaşamını yitirmiş.
Teröristin
Türkiye’ye geleceği bilindiği halde, güvenlik birimleri nasıl oluyor da gelişini saptayamıyor?
Cumhuriyet dün haberi manşetten verdi:
İstihbarat uyudu mu?”
Aynen öyle olmuş, istihbarat uyumuş...
Terörist
alnındaki benden tanınmış!
Olay bu denli basit...
Her zaman altını çizerim:
“Terör bir insanlık suçudur, nereden gelirse gelsin lanetlerim!”
Hele bu çağda terörle bir yere gelinmez...
Neyse ki Başbakan
Erdoğan Habertürk’te Fatih Altaylı’ya örgütün adını açıkladı da bu eylem Silivri’nin üzerine atılmadı bizim yandaş, dindaş medyamız tarafından.

\n

***

\n

Hasdal’da, Maltepe’de kaç tutuklu ve hükümlü komutan, subay, astsubay var sayısını bile hesaplamadım...
Önce eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral
İlker Başbuğ var “terör örgütü lideri” olduğu savıyla...
Suçlu var suçsuz var!
Hasta
var, hasta olmayan var...
Milletvekili var, milletvekili olmayan var...
KCK’li var!
Bilim
insanları var, tutuklu tutuksuz yargılanan...
Gazeteciler var, sayıları 80 olan.
Düşünüyor musunuz, katliamcı
Alparslan Arslan’la birlikte yargılanıyor, TSK’nin başı olan Başbuğ Paşa!
Ne diyor Başbakan Erdoğan, Fatih Altaylı’ya:
“Teröristi bile bir kapıdan alıp diğer kapıdan bırakıyorsun, Genelkurmay Başkanı’nı, milletvekillerini tutuksuz yargıla arkadaş...”
Yalaka medya suçluyla suçsuzu aynı torbaya koydu...
Terörle
mücadele eden TSK’nin komutanlarını çoktan terörist ilan ederken, niçin susmuştu Erdoğan?
O zaman konuşsaydı Türkiye bugün büyük bir ayrışmaya gitmezdi...
Kimsenin
suçlular yargılanmasın dediği falan yok...
Elbet yargılansın!
Bir koşul var sadece: Uyduruk kanıtlarla, telefon dinlemeleriyle değil, gerçek kanıtlarla...
İçler
acısı mektuplar yayımlıyor Cumhuriyet, zindanlardan gelen...
İnsanın vicdanı sızlıyor, içi acıyor!
Başbakan Erdoğan’ın yıllar sonra bir gerçeği görmesi elbet sevindirici.
Yalaka medya da gazetecileri, aydınları, sanatçıları hedef göstermekten, muhalifleri “darbeci” olarak yaftalamaktan umarım vazgeçer...

\n

***

\n

Bugün pazar...
Umutla umutsuzluk!
Sevgiyle aşk!
Hüzünle ayrılık...
Maviden
alacakaranlığa uzanan aydınlık bir çizgi.
Şafak vakti!
Bir annenin evinin odasında
Mehmet’ine bakan görüntüsü.
Şırnak’ta, İdil’de kuşların kanatları üzerinde çığrışması...
Zaman geçiyor, farkında mısınız?
Şehit haberlerini duymuyorum artık.
Alaca
bir şafakta uyanmıyorum...
Hüzünlerim acıya dönüşmesin istiyorum.
İlkyaz
sürgün versin ülkemin coğrafyasında...
Akan kan dursun, barış gelsin!
Ayrımcılık bitsin.
Nice
yiğitlerimizi, aydınlarımızı, emekçilerimizi, gençlerimizi yitirdik terörden.
Kana kan intikam diyerek nice ölümlere tanık olduk.

\n

***

\n

Görkemli ülkemin dört bir yanında ışıklar yansın, sevgimiz çoğalsın...
Türkülerimiz, şarkılarımız ortak bizim...
Kültürümüz ortak!
Haydi yaşama sarılalım birlikte...
Dünyanın
bir ucundan bir ucuna mavi sularda yelken açalım...
Düşlerimizi çoğaltalım insanlık adına!
Bilir misiniz
sisler iz bırakmaz hayatta...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları