Hikmet Çetinkaya

Silivri'de Cop ve Biber Gazı...

09 Nisan 2013 Salı

Hava kurşun gibi ağır Nâzım’ın ustanın yazdığı gibi...
Soğuk!
Yağmur!
Silivri’ye giden yollar kesilmiş.
CHP, İP, ADD, TGB ve demokratik kitle örgütleri, sanatçılar, sanık yakınları, binlerce kişi Silivri yollarına düşmüş.
Türkiye’nin
dört bir yanından gelmiş insanlar.
İstedikleri şu:
Adalet ve hukuk!”
Türkiye’de adalet ve hukuk istemek suç, parasız eğitim istemek suç,
HES’lere karşı çıkmak, sömürüye durdemek, dağlarımızın, ormanlarımızın, ovalarımızın, akarsularımızın peşkeş çekilmesine hayırdemek suç.
Türkiye’de
çevre eylemlerine katılmak suç, siyanürcülere direnmek suç!
Neylersin kardeş neylersin!
Demokrasi istemiyor muydun sen, özgürlük!
Al sana ileri
demokrasi ve özgürlük!
Silivri’de, Kızılay’da her eylemde olduğu gibi yersin biber gazını...
O da yetmez...
Gaz bombası!
Tazyikli su!
Otur oturduğun yerde,
sus, konuşma, duruşma salonunun önüne yaklaşma.
Bak demir engeller koyduk...
Orada otur bekle!

\n

***

\n

Yüzlerce otobüs, binlerce genç ve yaşlı insan...
Kadın, erkek!
TEM ve D-100 bağlantı yolunda Silivri Cezaevi’ne giriş bariyerlerle kapatılmış.
Bariyerler kademeli olarak yapılmış...
Birini aşınca
ikinciyle, üçüncüsüyle karşılaşıyor insanlar...
Araçlar
TEM yolunda uzun bir kuyruk oluşturmuş...
İki kilometreyi
yaya olarak yürümek zorundasınız yağmur altında.
Yağmur ve soğuk!
Bazıları battaniyelere sarınmış...
Buna karşın yürüyorlar...
Duruşma
salonunun nizamiye kapısında robokop giysili askerler karşılıyor insanları.
Yazımı yazdığım saatlerde duruşmaya ara verildi.
Gazeteciler, avukatlar ve
CHP milletvekilleri salona güçlükle girmiş, tartışmalar çıkmıştı.
Ben gazetecilik yaşamımda böyle bir duruşma görmedim.
Halkla
askeri karşı karşıya getirmek.
Duruşmayı izlemeye gelen avukatlardan
“vekâlet” istemek.
Görülmüş şey değil.
Bir
demokratik hukuk devletinde neler oluyor?
Hele yurttaşların üzerine tazyikli su, gaz bombası atmak, biber gazı sıkmak.
Biber gazının duruşma salonuna yayılması...
Şöyle diyebilirler:
Ama güvenlik güçlerine taş attılar!”
Taş atan üç-beş kişi en fazla...
Yakalarsın onları olur biter!..
Binlerce insanın günahı ne?
Onların aralarında sanık yakınları var... Eşleri, çocukları, kardeşleri var...
Güvenlik
güçleri şiddet kullanırsa sonunun ne olacağı bellidir.
Öyle de oldu!
Demir barikatlar yıkıldı!
İnsanlar
tazyikli su, biber gazı nedeniyle fenalık geçirdi...

\n

***

\n

Benim canım ülkemde barış istemek suç, savaş istemek ise özgürlük!
Demokratik tepki koymayacaksın, yanarsın arkadaş, yanarsın!
Parasız eğitim istemeyeceksin genç arkadaşım;
terörist yaftasıboynuna asılıp yıllarca zindanda yatarsın.
Biat et,
sus, hiçbir eyleme katılma!
Bu ülkenin sanatçıları, gerçek aydınları, Silivri’ye gitmeyin, biber gazıyla karşılaşırsınız!
Bak hayat ne güzel!
Dışarıda yağmur ve soğuk!
Millet sırılsıklam olmuş Silivri’de...
Akil
insanlarımız yakında yollara düşecekler; barışı, demokrasiyi, özgürlüğü halkımıza anlatacaklar.
Hele bir barış gelsin!
Hele şu
muhalifler iyice susturulsun!
Bir tek muhalif gazeteci kalmasın!
Bak o zaman
nasıl gelecek demokrasi, göreceksiniz.
Şu
Esad’ın defterini bir dürelim, ABD’nin çizdiği yol haritasında yürüyelim...

\n

***

\n

Siz boşverin Silivri’de yolların kesilmesini, insanların tazyikli su, biber gazı, gaz bombasıyla püskürtülmesini...
Olacak o kadar!
Demokrasilerde bunlar olur, halkımız zaten yarın sabah her şeyi unutur....
75 milyonluk ülkede binlerce kişi Silivri’ye gelmişmiş...
Gelsin!
Geldiler de ne oldu?
Biberlendi,
gazlandı, coplandı...
Oh oldu(!)
Duruşma başladı, ardından bitti...
Ne güzel oldu!..
Yaşasın
adalet ve hukuk!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları