Hikmet Çetinkaya

Sevgi, Barış, Kardeşlik!..

04 Temmuz 2013 Perşembe

İnsan sevgisi, acı, ölüm, katliam...
Sivas Madımak katliamını yazarken, Başbağlar unutulur mu?
Uğur Mumcu’yu anarken, Musa Anter, Hrant Dink anımsanmaz mı?
Başbağlar’ı Madımak’a karşı kullananlar, kanlı 1 Mayıs’ları, Kahramanmaraş’ı, Çorum’u, İzmir İnciraltı kıyımını niçin unuturlar?
Madımak’ı yazdım dün...
Bazı aymazlar şöyle diyor:
“Biz de Başbağlar’ı unutmadık!”
İkisini de unutmayacaksın...
Çünkü sen bir insansın!
Ne Madımak’ı unutacaksın ne Başbağlar’ı, ne
Bahçelievler’i ne de Balgat’ı...
Ulus’u, Gaziantep’i, Mavi Çarşı’yı anarken, Uludere’yi de anacaksın, sınır karakollarında PKK’nin şehit ettiği Mehmet’leri, Afyon’u...
İtirafçıları,
JİTEM’i, devletin örgütlediği Hizbullah’ın Güneydoğu’da işlediği cinayetleri...
Irkçılık, mezhepçilik yapmayacaksın...
Derin
milliyetçiliğin bataklığına düşmeyeceksin...
Boşaltılan köyleri, yakılan ormanları,
90’lı yıllarda devlet-PKK-siyasetçi üçgenindeki uyuşturucu kaçakçılığını, Cem Ersever’in niçin öldürüldüğünü bileceksin...
Kendine demokrat olanların gerçek kimlikleri Gezi Direnişi’nden sonra bir bir ortaya çıktı...
İçlerinde akil adam kılığında
din bezirgânları, yobazlar da var!
Ellerinde
sanatçıların, aydınların, gazetecilerin adları...
Hepsi birer
“muhbir vatandaş” kapı kapı dolaşıyor...
Darbeler döneminden tanırım böylelerini...
O zaman
Kenan Evren’e hizmet ediyorlardı şimdi AKP iktidarına.
Sultanlara, padişahlara!

\n

***

\n

Demokrat olmak öyle kolay değildir...
Tüm
katliamlara karşı çıkacaksın...
Dersim’e de,
Yavuz Sultan Selim’e de.
Dersim’i gündeme getirip, Sultan Selim’i baş tacı edeceksin, adını da üçüncü köprüye vereceksin.
Alevi yurttaşlar ayağa kalktığında, kıvıracaksın.
Yaptığın düpedüz
mezhep ayrımcılığı!
Katliamları, cinayetleri durdurmak,
temel hak ve özgürlükleri savunmaktan geçer.
Kitleleri yönlendirmek çok kolaydır toplumsal olaylarda...
Sağcı, solcu, dinci, dinsiz hiç fark etmez...
Bugün
Tahrir Alanı’nda yaşananlara bir bakın bir de Gezi’de yaşananlara.
Demokrasimiz
“topal ördek” gibi olsa da, Başbakan o gençleri “çapulcu” ve “ayyaş” olarak görse de tüm dünyaya demokrasi dersi verdiler.
Elbet bu tür eylemlerde yasadışı örgütler, en önde yer alıp kendilerini gösterirler.
İstihbarat birimleri onları gözünden tanır!
Gezi’deki gençler zaten bunu anladı ve onları pasifize etti.
Sadece çadırları kaldı!
Üstelik kışkırtıcı ajanları da topluluktan attılar!
Biz demokrasimizi
AB’den aldık, AİHM’nin katkısı ise büyük!
Mısır’da, Tunus’ta, Fas’ta böyle bir şey var mı?
Kolay olmuyor demokrasiye geçmek!
Nedeni ortada:
Demokrasi olmadan laiklik olur, laiklik olmadan demokrasi olmaz...
Demokrasiler sanayi devrimini yapmış ülkelerde laiklik temelinde gelişmiştir.
Eğer
Mustafa Kemal ve arkadaşları Kurtuluş Savaşı’ndan sonra cumhuriyeti kurup laiklik ilkesini benimsemeselerdi bugün Türkiye bir Mısır bile olamazdı.

\n

***

\n

Yakın tarihin ve tarihimizin sayfaları kanlıdır...
Bunların tek sorumlusu çoğulcu demokrasiyle birlikte iktidara gelen
gerici-derin milliyetçi siyasi partilerdir.
Tarikatlara kucak açıp, dini siyasette araç olarak kullanırken, bir yandan cumhuriyete sahip çıkıyor gibi davranmışlardır.
Elbet dün ve bugün çok farklıdır...
Türkiye’de demokrasi ve
özgürlükler gelişmeli, her türlü ayrımcılık bitmeli...
Acılar içinde geldik bugüne...
Sivas Madımak’ın acısı da bizimdir, Başbağlar’ın da...
Yaşadığımız coğrafyada binlerce yıllık tarihimiz ve kültürümüz bizi uzun
yolculuklara, tümlüğe, barışa, kardeşliğe neden götürmesin?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları