Hikmet Çetinkaya

Sen Rahat Uyu Berfo Ana...

22 Şubat 2013 Cuma

En son görüntüsü geliyor televizyon ekranına...

\n

Hasta ve bitkin!

\n

Sağ elinde bastonu, kollarına girmiş iki yakını.

\n

Ankara Adliyesinin merdivenlerini güçlükle çıkıyor.

\n

12 Eylül 1980 darbesini yapan, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkayanın yargılanmasına başlandığı ilk gün.

\n

O hasta kadının adı Berfo Ana...

\n

O tarihte yaşı 104 ve 30 yıldır gözaltında kaybolan oğlu Cemil Kırbayırı arıyor.

\n

Bir gece yarısı evinden alınıyor Cemil...

\n

Bir daha haber alınamıyor.

\n

Kayboldu mu gözaltında?

\n

Nice kayıplar oldu o zaman, ölümler, gözaltında işkenceler.

\n

Onat Kutların dizelerinde olduğu gibi Eylül mezarlıklarından ellerinden fenerlerle geçti bizim arkadaşlarımız.

\n

Yaşamın renkleri soldu.

\n

İlhan Erdost, jandarmaların ellerindeki silahların dipçikleriyle öldürüldü zindana götürülürken.

\n

Bir sağdan, bir soldan...

\n

Darağaçları kuruldu, Erdal idam edildi.

\n

17 yaşındaydı henüz...

\n

Çocuktu!

\n

Netekim Evren Paşamızın gür sesiyle kendimize geldik, yas tutarken bizler zindanda:

\n

Asmayalım da besleyelim mi?”

\n

***

\n

Berfo Ananın öldüğünü dün sabah öğrendik...

\n

Gözleri açık gitti, oğlu Cemilin kemiklerini bile bulamadan.

\n

Cemil, gözaltında kaybolmamış, öldürülmüş zaten!

\n

Vasiyeti vardı Berfo Ananın:

\n

Oğlumun kemikleri bulunmadan beni kara toprağın altına yatırmayın, ağıt yakmayın!

\n

Ah Berfo Anam ah!

\n

Ne oğullar gitti, ne kızlar...

\n

Sen bilmiyor muydun her yerde kimsesizler mezarlığı vardı.

\n

İşkenceler, ölümler, gözaltında kayıplar...

\n

12 Eylül öncesi, sonrası ve bugün!

\n

Güldal Mumcunun kitabını okurken bir fotoğraf görmüştüm.

\n

O fotoğraf bana neler anlatmıştı neler...

\n

Kitabın sayfalarında adına ister derin devlet, ister gladyo deyin, bu tür cinayetlerin arkasındaki karanlık güçler devlet sırrı kapsamına girdiğinden ortaya çıkarılmıyordu.

\n

Bizim kuşak onlara eli kanlı milliyetçi tetikçi der, kimlerden komut aldığını bilir; kanlı 1 Mayıslarda, öncesi kanlı pazarlarda, Doğan Öz, Uğur Mumcu, Musa Anter, Necip Hablemitoğlu, Hrant Dink cinayetlerinde...

\n

O yüzden Güldal Mumcunun kitabı bir gerçeği ülkeyi yönetenlerin yüzüne tokat gibi çarpıyor ve düşündürüyor:

\n

Devlette birileri, adeta cenaze tabloları oluşturmak üzere suikast resmi çiziyorlar...

\n

***

\n

Sen zaten biliyordun oğlunun gözaltına alınıp işkenceyle öldürüldüğünü...

\n

Bir yerlere gömüldüğünü.

\n

Onu öldürenleri de biliyordun...

\n

Dedim ya Berfo Ana, bu işler devlet sırrı kapsamına girer, laik demokratik cumhuriyet adına.

\n

Biliyordun bu devletin güvenlik güçleri, savcıları, yargıçları, yurttaşın hakkını değil, devletin hakkını korur.

\n

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir!

\n

Sesini çıkarmayacaksın, bir yere oturup hep bakıp duracaksın!

\n

Sindirileceksin, sivri dilli olmayacaksın!

\n

Temel hak ve özgürlükler sözünü ağzına almayacaksın!

\n

O sır duvarından sakın ola ki bir tuğla çekip duvarın altında kalmayacaksın!

\n

Devletin hiçbir kirli sırrını çözmek için, örneğin Orgeneral Eşref Bitlisin uçağı düştü mü, sabotaj mı yapıldı diye yazılar falan yazıp iz sürmeyeceksin...

\n

Sen o kara toprağın altına oğlunu bulmadan girmek istemiyordun ama girdin...

\n

Belki şu an Karsa, Ardahana kar yağıyordur, Çıldır Gölü buz tutmuştur, çocuklar üşüyordur.

\n

Bak Savcı Doğan Öz, Mumcu, Dink, Anter, Hablemitoğlu, Zirve Yayınevi gibi daha bir dizi düzenlemelerde, o zincirin bilinen halkalarında olanlar aramızdalar.

\n

***

\n

Rahat uyu benim iki gözüm, ciğerim, canım, yüzünü hiç görmediğim, fotoğraflardan, ekranlardan tanıdığım Berfo Ana...

\n

Rahat uyu, kış çiçekleri arasında!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları