Hikmet Çetinkaya

Ölü Karanfiller Ülkesi...

20 Ocak 2013 Pazar

\n

Rüzgârdan kavrulan nehirleri, denizleri düşündünüz mü hiç? Hiç hıçkırığınız boğazınızda düğüm düğüm ağladınız mı?\n

\n

Hüzün yüklü yağmurun altında yürürken Hrantın alçakça öldürülmesinin altıncı yılında, Doğan Özü, Uğur Mumcuyu, Onat Kutları, Ahmet Taner Kışlalı, Cevat Yurdakulu, Gaffar Okkanı, Musa Anteri, Mehmet Sincarı anımsadınız mı?..\n

\n

Sivas katliamını...\n

\n

Metin Altıoku, Behçet Aysanı, Asım Bezirciyi, Nesimi Çimeni...\n

\n

Bir gece yarısı düşler içinde uyandığımda, yüreğimin üstünde bir demir vardı sanki!\n

\n

Demirin üstünde yıldız!\n

\n

Yıldızın üstünde rüzgâr!\n

\n

Rüzgârın üstünde yelken!\n

\n

Bir şairin dizelerinde uzun bir yolculuğa çıkmış gibiydim..\n

\n

Düşlerimde köpükler!\n

\n

Düşlerimde ölümler!\n

\n

Ya senin?\n

\n

Acaba gül yanıyor muydu gövdende ya da ölü karanfiller?..\n

\n

Hukuk, adalette eşitlik, demokrasi ve özgürlük!\n

\n

Ne anlam ifade ediyordu sence?..\n

\n

***\n

\n

Sen oradasın; başkaldıran poyrazın kanıma ışık kulelerini diktiği yerde.\n

\n

Sen, son ağacın dalından koparılmış bir çiçeksin.\n

\n

Bak ağlıyor uçup giden ölü karanfiller.\n

\n

Sen de ağlıyorsun!\n

\n

Çünkü yüreğin çocuk, yüreğin apak...\n

\n

Çünkü bizim ölülerimiz gömülüyor toprağa...\n

\n

Bir çocuk mızıka çalıyordur deniz kıyısında.\n

\n

Martı çığlıkları ve çocuk!\n

\n

Kendi çocukluğunu yaşarsın o anda!\n

\n

İnsan, umutla yaşar bilir misin?\n

\n

Tepeden tırnağa tüm bedenin titrediği anda, yarım kalmış bir cümle ve Aragonun dizeleri dudaklarında:\n

\n

Bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz / her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle / Düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni / yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin beni.\n

\n

O insancıl coşku, bu ülkeyi sevdiğin içindi...\n

\n

Tek düşüncen akan kanın durması, anaların ağlamaması... Barış için, demokrasi için, özgürlüklerin çoğalması için.\n

\n

Ve gittin...\n

\n

İçin sızlayarak...\n

\n

Tam öğle vaktiydi gittin\n

\n

Güneş ortalığı yakıp kavuruyordu\n

\n

Balkonda bir başımaydım gittin\n

\n

Ilık rüzgârlar esti ardından”...\n

\n

***\n

\n

Islak bir gök var başımın üzerinde...\n

\n

Ellerim ceplerimde yürüyorum işte!\n

\n

Dön bak denize, arkanda mezarlık.\n

\n

Mezarlıklarında çiçekler açmış kent ve deniz...\n

\n

Ağlıyorsun sessizce ölümüne!\n

\n

Ne çok öldük biliyor musun hep ocak ayında...\n

\n

Kimleri toprağa verdik, ne acılar çektik, gözyaşı döktük?..\n

\n

Titreyen bir kuşun çığlığında...\n

\n

Taze bir çiçeksin ya da ölü bir karanfil... Kayıp gidersin; üstüne yer adları yazılı yaprakların.\n

\n

Yaz üşümelerinden de sıkılırsın, kış üşümelerinden de...\n

\n

Ağaç dallarında büyür, sevdaları çoğaltırsın...\n

\n

Çocuk parmaklarındadır sevgi senin!\n

\n

Bu ülkemin aydınlık yüzüsün!\n

\n

Haydi bir daha yüzünü çevir denize... Bak bir beyaz gemi geçiyor...\n

\n

Bu kez denizden nefes nefese menekşen sana gülümsüyor.\n

\n

***\n

\n

Ve el sallıyor Metin Altıok bana, bir Bergama akşamında, tepenin üzerinde, zeytin ağaçları arasından.\n

\n

Bak Sondeyişi okuyor...\n

\n

Dolaştım yıllardır şurda burda, / Ucuz otellerde kaldım. / İğne iplik taşıdım yanımda, / Bir düzen tutturamadım. / Kadınlar da oldu elbet yaşamımda, / Biri hariç hepsini bağışladım. / Sınadım kendimi karşılıklı acıyla, / Ben hep ölüme ve aşka inandım. / Bir şey var dokunur bana; / Yüzüme uymayan iğreti adım.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları