Hikmet Çetinkaya

Mendilimde Kan Sesleri...

24 Şubat 2013 Pazar

\n

Acımasızlıklar, kopuşlar, kaçışlar...

\n

Zamana yenik düşüyoruz bazen, bazen köleliğe başkaldırmanın özlemi içimizi yakıyor alev alev.

\n

Bir şiir, bir türkü, bir şarkı gecikmiş mevsimleri yaşatıyor sevdiklerimize.

\n

İnsan olmanın onuru, varoluşumuzun nedeni, kopup geliyor denizin dalgaları gibi.

\n

Baharın şafağı sökse, çocuklar bir gülümsese, aydınlığa açılsa evrenin tüm kapıları.

\n

Savaşsız bir dünya olsa!

\n

Açlık ve yoksulluk olmasa!

\n

Barışı kucaklasa tüm insanlık!

\n

Kadına şiddet bitse!

\n

Yokluğun cehenneminde dolaşıyoruz hep birlikte...

\n

Dağlar, mağaralar...

\n

PKKli teröristlerin kaçırdığı askerler, öğretmenler, sağlık memurları, kaymakamlar...

\n

Soğukta, karda, tipide...

\n

Biliyoruz, üşüyorlar.

\n

Gün gelir biter belki bu akan kan, acılar, gözyaşları...

\n

O şehit cenazeleri...

\n

14 yaşında dağa giden, kaçırılan Kürt çocukları...

\n

Sevdayı işlerler bir nakış gibi yüreklerine.

\n

Ve biz arınırız kin, nefret, intikam duygularından...

\n

Bilirim analar ağlamaz o zaman!

\n

***

\n

Rumeli Fenerinden bir gemi Karadenize doğru yol alırken, o lacivert suların güzelliğinde kaybolmak istiyorum.

\n

Bir tuhaf duygu var içimde.

\n

Gri gök, lacivert deniz ve esen poyraz...

\n

Düşlerim sürüklüyor beni bir başka iklime...

\n

Bir konvoy, Mehmetler, 10 şehit...

\n

Yetkililer açıklama yapıyor:

\n

Şemdinlide çatışma, 5 terörist etkisiz hale getirildi...

\n

İnsan sayılmak, bu ölümlere son vermek!

\n

Ölümün kıyısında uzman çavuşlar, onlar Anadolunun yoksul çocukları, aldıkları maaşla 8 kişilik ailesini geçindirmek zorunda kalan insanlar.

\n

Bilmem çığlıklarını duyuyor musunuz?

\n

Telefonda karısını arayan Mehmetlerden birinin mermiler vızıldarken şu sözleri:

\n

Elifim çatışmanın ortasındayız, hakkını helal et!

\n

Karadenizden gelen, Karadenize geçen gemiler...

\n

O anda aklıma Edip Canseverin Mendilimde Kan Seslerigeliyor...

\n

Uzun bir şiir, Ahmet Abi...

\n

Dağılmış pazaryerlerine benziyor şimdi istasyonlar...

\n

Bir caz müziği gibi gelip geçiyor

\n

\t\t\t hüzün,

\n

O kadar çabuk,

\n

O kadar kısa.

\n

Benim aklımda kalan bunlar...

\n

Ve son dizeler:

\n

Ahmet Abi, güzelim, bir mendil

\n

niye kanar?

\n

Dağ değil, tırnak değil, bir

\n

\t mendil niye kanar?

\n

Mendilimde kan sesleri.

\n

Benim de hepimizin de yüreği kanıyor be Ahmet Abi...

\n

Bir tutsak ağaç gibi dikilip kalmışız bir yerlere.

\n

***

\n

Rumeli Fenerinde balıkçı tekneleri...

\n

Denize bakan kahve ve ben!

\n

Sanki çok uzun bir yolculuğa çıkmışım, baharı karşılamak için...

\n

Gri bulutlar kuşatmış göğü...

\n

Lacivert sular...

\n

Islık çalan bir çocuk, eski zaman masallarında saklı kalmış geleceğin düşlerini mi kuruyordu acaba?

\n

Toprağın kokusuna, yıldızların aydınlığına hasret kalmış bir toplum, bunca acıları küçük sevinçlerle yenmeye çalışıyor.

\n

Çayımı yudumlarken, dağları düşündüm...

\n

Tuncelide Munzur Vadisine, ordan Sümbül Dağlarına...

\n

Tutuklu öğrencileri, hüküm giymiş çocukları, meslektaşlarımı, asker çocuklarını...

\n

Fışkıran bir denizi anımsatan bir türküyü dinlerken, Ercüment Uçarının şiirini okuyorum:

\n

Ben gözlerini severim

\n

\t\t ceylanların

\n

Kalbimi duyarım balıklar

\n

\t soluyunca mavilerde

\n

Hanımelileri mantarlar

\n

\t \t kuzukulakları

\n

Unutulmuş aşkları kırların

\n

***

\n

Uçarının büyülü masallar limanında bir gemi kalkıyor gün ışırken...

\n

İşte o gemi belki benim, belki siz.

\n

Uzak denizlere açılıyor.

\n

Çocuk gözleri büyüyor birden...

\n

Yağmur çiselemeye başlıyor.

\n

Geç vakitlerde kalmış saatler çalıyor...

\n

Haydi uyanın, gemi kalkıyor!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları