Hikmet Çetinkaya

Kıymayın Çocuklara!.. (25.10.2013)

25 Ekim 2013 Cuma
Kıymayın
Çocuklara!..
Hayat,ölüm
, barış, savaş,
kardeşlik...
Şiddetin, kanın orta yerinde
yaşamak, kıyımları, acıları
görmek...
34 yaşındaki bir öğretmenin
evlilik dışı olan bebeğini 9 gün
aç bırakması...
Bu, bir cinayet midir yoksa
psikolojik bir çöküntü mü?
O genç anneyi ruh halinin ne
olduğunu bilmeden zindana
atmak nedir?
Tarihin o karanlık ve acımasız
dehlizlerini aydınlatmak,
kanlı cinayetleri gün ışığına
çıkarmak, hesap sormak!..
Her olayın, her eylemin
arkasında terör örgütü aramak,
fişlemek...
Rize’nin Fındıklı ilçesinde
Gezi Direnişi’ne destek
verdikleri için savcılıkça 800
kişilik liste hazırlamak, ardından
bu sayıyı 48’e indirip soruşturma
başlatmak.
48 kişi arasında kimler var?
Eğitim Sen, siyasi parti
yöneticileri; Derelerin Kardeşliği
Platformu üyeleri...
HES’lere karşı çıkmak, dereler
bizim demek, suç!
İzmir’de Gezi Parkı
eylemlerine katıldığı için
gözaltına alınan, ardından
tutuklanan 20 yaşındaki
üniversite öğrencisi Hasan
Ocak’ın suç dosyasında ne var
biliyor musunuz?
Taksim’de polislere sapanla
“taş atan teyze” fotoğrafları...
Taş atan teyze İstanbul
Maltepe’deki Gülsuyu
Mahallesi’nde “uyuşturucu
çetesi”nin öldürdüğü gencin
cenaze töreninde yer aldığı için
yakalanıp poliste sorgulandıktan
sonra tutuklanmıştı.
***
Gezi soruşturmaları tüm hızıyla
sürüyor...
2 TKP üyesinin İstanbul’da
savcılıkça ifadesi alınıyor;
yasadışı örgüt çalışması
yapmakla suçlanıyor...
Gaz maskesi ve deniz gözlüğü
bile suç aleti olarak gösteriliyor.
Bilgisayarlarında çıkan TKP’nin
ocak ayında İskenderun’da
düzenlediği, Patriotları protesto
eyleminin fotoğrafları kanıt olarak
dosyaya ekleniyor.
Sakın evinizde gaz maskesi,
deniz gözlüğü olmasın...
Gezi eylemlerinin fotoğrafları
bulunmasın!
Yanarsınız haberiniz olsun!
Yazdıklarım kulağınıza
küpe olmazsa eğer elleriniz
kelepçelenir...
Zindanlarda çürütülürsünüz...
Sonracığıma, Demokrasi
Paketi çıkar, habersiz
kalırsınız...
Büyüklerinizin sözünü dinleyin!
Kaka çocuk olmayın!
Erhan Tuncel gibi
yapın yani “büyük
abi” olun, ne
zaman bir gazeteye
konuşur, bir gün
sonra yakalanır...
Nasıl mı yakalanır?
Anlatayım...
***
Erhan Tuncel’in
nerede saklandığını
polis bilmiyor
muydu?
Elbet biliyordu!
Çünkü Hrant Dink davasına
katılmamak için Kumburgaz’da
bir sağlık merkezinden rapor alıp
mahkemeye göndermişti 39 gün
önce...
Dosyasında kaldığı evin
pardon villanın adresi vardı...
Peki, 38 gün nasıl saklandı?
Kumburgaz, jandarma
bölgesindeydi falan demesin
kimse.
Ya da “Star gazetesi nasıl
bulsun onu, o Star’ı aramıştır”
diye kılıf aramasın.
Zaman zaman Trabzon
Jandarması’nı suçladı?
Star’a verdiği röportajda...
Bilinmeyen bir şey değildi
bu... Bu konuyu çok sayıda
meslektaşım ve ben yazmıştık.
Önce jandarmanın sonra
polisin istihbarat elemanıydı.
Tıpkı Yeşil kod adlı Mahmut
Yıldırım gibi...
Parayı kim daha fazla
verirse oraya gider istihbarat
elemanları...
Bunu deneyimli gazeteciler
bilir!
***
Hrant Dink cinayeti çözülmedi
ve çözülmeyecek...
Giz perdesini kaldırmak
çok kolay ama derin devlet,
gladyo ne derseniz deyin İtalya
örneğinde olduğu gibi var
oldukça kaldırılmayacak.
Bunu ne ABD ister ne de
NATO...
***
2014 yılına iki ay kaldı...
Nice ölümler gördük,
kıyımlar.
Acılar yaşadık!
Hangisi aydınlatıldı?
1980 öncesi mi?
1990’lar toplu infazların,
kıyımların yapıldığı yıllardır...
Çetin Emeç mi, Uğur Mumcu
mu yoksa Musa Anter ve
Mehmet Sincar mı?
Hrant Dink’in tetikçileri
bulundu, Necip Hablemitoğlu
cinayetinin tetikçileri bile
bulunamadı!
Öyle tırışkadan “yasadışı örgüt
çalışması” yaratıp üniversiteli
gençleri, taş atan kadınları,
çocukları zindana atmak
kolay...
Şu soygun, talan düzenine bir
son verin önce.
Savaşa karşı çıkın, barış için
adım atın!
İç düşman, dış düşman
yaratmayın...
Çocuklara, gençlere ve tüm
insanlara kıymayın...
Sevgiyi yüceltin!
Yapabilir misiniz bunu?
***
Sevgili Can Dündar yazılarına
bugün başladı.
Cumhuriyet’e hoş geldin
Can...


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları