Hikmet Çetinkaya

Kanla Sulanmış Topraklarda...

21 Temmuz 2013 Pazar

Sen ölümü gördün, acıyı, hüznü...
Nice
kıyımlar gördün sen, bilirim, kanla sulanmış topraklarda.
İşkenceyi gördün, zindanları!..
Gözaltıları gördün,
duru sabahlarda yıkımları, cinayetleri...
Kara ormanların içinde yürürken
zalimliği, ikiyüzlülüğü, darbeleri...
1980 darbesini alkışlayanları, 1982’de sandığa gidip anayasayı destekleyenleri...
1983 seçimlerinde darbeci Kenan Evren ve arkadaşlarının oy verin çağrısına aldırmadan Turgut Sunalp’in partisi MDP’ye oy vermeyenleri...
Yıllar ne çabuk geçti...
Evren değişti!
Evren dediysem,
dünya değişti...
Evren Paşamız değil yani!

\n

***

\n

80’de doğan çocuklar 33 yaşına bastı, 90’da doğanlar 23’e...
Bak, 2013 yılındayız şimdi...
Ülkeyi yönetenler
Suudi Arabistan’la birlikte demokrasicilik oynayıp, Esad’ı devirip Suriye’ye özgürlük getirmek isterken yarı yolda kaldı.
Mısır’da sandıktan çıkan Mursi, atadığı General Sisi tarafından devrildi.
Türkiye, Mursi’nin yanında yer alıp demokrasicilik oynarken aynı oyunun içinde olan Suudi Arabistan darbeci General Sisi’nin yanında yerini aldı...
Bunun
adına emperyalizmin, küreselleşmenin oyunu derler canımın içi...
Bir tanem, nur tanem anlamadın mı hâlâ?
Halk anladı bunu!
Gözlerini açtı, gördü...
İşte böyle iki gözüm...
Sen hâlâ tencere tava diye anlat anlatabildiğin kadar...
Tencere tava
suç olsun ne yazar!
İşler kötü,
ekonomi zikzak yapıyor!
Senin için yaşayacak olanlar bak şimdi,
“Senin için ölürüm” diyor.
Halk bu, kafasına göre takılır, kimi zaman yanıltır.
Sokakların dili önemlidir!
Anlayana elbet!
Ne derler adama koçum, yiğidim benim:
“Ölürsen öl, TRT’den gelen mıngırlardan bana da ver!”

\n

***

\n

Versen de olur vermesen de hiç önemli değil!
Herkesin darbesi falan olur!
Kimi zaman tankla, tüfekle, kimi zaman şiddet, baskı, gaz bombasıyla...
TOMA’yla...
Tazyikli su,
eli palalı, sopalı militanlarla...
Polisle!
Turgut Özal’ı anımsa...
Sonracığıma
Süleyman Demirel’i...
Siyasi tarihin çöplüğüne attığını sananlara inat, onun yeniden meydanlara çıktığını gören halk haykırıyordu:
“Kurtar bizi baba!”
Hani Turgut Özal’ın
beyin takımı falan vardı, ABD’den ithal...
Nerede onlar?
Sor bakalım adlarını sayan olacak mı?
Neyse geçelim bunları ve
bugüne bakalım...
Daldan dala atlayalım.
Darbeci generaller daima milliyetçi-mukaddesatçı siyasal iktidarları desteklemişlerdir hep.
Üstelik Atatürkçülük ve laiklik adına...

\n

***

\n

Hiçbiri devrim, demezdi...
İnkılap!
Devrimden korkmuşlardır...
Ne olur ne olmaz!
Cumhuriyetçi kibirleri vardı onların, şimdilerdeki
İslamcı-muhafazakâr kibirleri olanlar gibi...
Bak, demokrasi bir oyun değil yaşam biçimidir...
Tramvaya binip gitmek değil!
Duydum ki, tencere ve tava çalmak gürültü kirliliğinden ötürü suçmuş!
İhbar ediyor sultan:
“Tencere tava çalanları polise ihbar edin! Her şeyi devletten beklemeyin, bunları yargıya taşıyacaksınız. Herkes haddini bilsin!”
İnsana gülerler!..

\n

***

\n

Siyanürden yurttaşlarımız ölüyor Kütahya’da...
Altın ve gümüş avcısı çokuluslu şirketler;
Turgutlu’dan Kozak Yaylası’na dek her yerde gülüm.
Ormanlar
talan ediliyor, koylar, bükler, denizlerimiz kirleniyor haberin yok mu?

\n

***

\n

Bugün, yaşama dair bir pazar yazısı yazacaktım...
Sevdayı anlatacaktım, başımın üzerinden geçip giden bulutları...
Ölümü yazdım, acıyı, memleketimin hallerini!
Yaz yağmuru altındaki yıldızları...
Alacakaranlık sessizliğini,
delişmen bir çocuğu, yeşermiş umutları...
Nedense
yazamadım...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları