Hikmet Çetinkaya

Hırsızların Dosyaları Ne Olacak?..

07 Aralık 2012 Cuma

Dokunulmazlıklar kaldırılsın, yok kaldırılmasın... 800 dokunulmazlık dosyası incelenmesin, yok incelensin...

\n

Kürsü dokunulmazlığı gelsin...

\n

Hayır gelmesin!

\n

Zindanlardaki milletvekilleri tutuksuz yargılansın...

\n

Hayır, zindandan çıkarılmasın!

\n

Görevi ihmal, zimmet, kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçlarından yargılanacak olanlar:

\n

Hayır, onlara dokunulmasın...

\n

Onlar bu ülkeyi 10 yıldır yönetiyor, Türkiye ileri demokrasiye adım adım ilerliyor, özgürlükler çoğalıyor, çeteler, darbeciler ortaya çıkarılıyor.

\n

Bunlar sırf iktidar sayesinde oluyor!

\n

Askeri vesayet bitti, yerine sivil vesayet geldi...

\n

Artık Ortadoğunun lideriyiz, barış, kardeşlikten yanayız.

\n

Suriyeden kaçan yüz bini aşkın sığınmacıyı kucaklayıp yedirip içirip barındırıyoruz.

\n

Suriyeye barışı, demokrasiyi, kardeşliği, özgürlüğü getireceğiz.

\n

İrana altın verip doğalgaz alıyoruz, İsraile van münitçekiyoruz.

\n

İmralıda Öcalanla görüşür, Meclisteki silahsız muhalefeti zindanlara atarız, Hizbullah silahı bırakıp siyasi parti kuruyor, seçimlerde işbirliği yaparız.

\n

***

\n

Bugün dokunaklı bir yazı yazacaktım aslında...

\n

Hayatın akışını, sevgiyi, aşkı...

\n

Oktay Rifatın o çok sevdiğim Evvel Zaman İçindeadlı şiirini...

\n

Her ağacın arkasında \t karşıma siz çıktınız

\n

Öylesine yoktunuz ki \t\t\t bunaldım yalnızlıktan

\n

Rüzgârınız esiyordu dağ taş \t\t\t deli gibi

\n

Savruldu kulelere dayadığım \t\t\t merdiven

\n

.....................

\n

Her köşebaşında karşıma siz \t\t\t çıktınız

\n

Öylesine çoktunuz ki ağladım \t\t deliye döndüm

\n

Kanınızla incelen taşlar \t\t yüzüyordu

\n

Eski denizleri

\n

andıran bulutlarda

\n

.....................

\n

Sayısız gitmiştiniz \t\t ne yazık

\n

Evvel zaman içinde \t gibiydiniz

\n

Uzandım yerden \t\t usulca aldım gökyüzünü

\n

\t Siz atmıştınız

\n

Çok şeyler yazılırdı bu şiir üzerine...

\n

Uğur Mumcudan Metin Altıoka; Musa Anterden Hrant Dinke dek...

\n

Ümit Kaftancıoğlunu anlatırdım, Onat Kutları, o eylül mezarlıklarını...

\n

Erdal Eren, 68 ve 78 kuşağını, şeriatçı yapılanmayı, kanlı 1 Mayısı, Sivas Madımakı, Zeynep Altıokun televizyon ekranındaki çığlığını...

\n

***

\n

Gündemde dokunulmazlıklar var...

\n

Başbakan esiyor, gürlüyor yine!

\n

9’u BDP’li, 1’i de bağımsız milletvekilinin terör örgütünün iradesinitemsil ettiğini gerekçe göstererek dokunulmazlıklarının kaldırılıp yargılanmalarını istiyor.

\n

Bu doğru olabilir, gerçekler göz ardı edilirse...

\n

Öyle kolay değildir, Güneydoğuda silahlı bir terör örgütü varken.

\n

Bunu bölgede yaşayanlar çok iyi bilir.

\n

Elbet milletvekillerinin PKKyle kucaklaşmasını alkışlamam.

\n

Ama dokunulmazlıklarının kaldırılıp yargılanmalarını da desteklemem.

\n

TBMMde yüzlerce dokunulmazlık dosyası varsa... Bu dosyalarda yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, hırsızlık bulunuyorsa.

\n

Teröre destek verenler ceza alırken, hırsızlık, yolsuzluk yapanlar ne olacak?

\n

Dosyalar şöyle çıkarılsın, içinde ne var ne yok yurdumun insanı bir görsün bakalım...

\n

***

\n

Hayatımızın rengini değiştiren, Oktay Rifatın, Ahmed Arifin, Hasan Hüseyinin dizelerinde bizi uçurumlara atan bir düzenin içinde kıvranıp duruyoruz.

\n

Ezenin değil ezilenin sığınacağı bir yer olan kamu denetçiliğine getirilen kişi, Hrant Dink cinayetinin içeriğini bilmeden karar veren bir yargıç...

\n

AKP iktidarının amacı her kurum benim olacakderken demokrasi ve özgürlükleri amaç değil araç olarak kullanmak.

\n

Böylece dokunan yanıyor, hayatı kararıyor...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları